Çünkü her şeyin konuşmasından hep heyecan duyacağız. Mesela kedi konuşuyor. “Buraya gel” diyorsun, “İnşaAllah, geleyim” diyor. “Nasılsın?” diyorum, “Elhamdülillah iyiyim” diyor kedi.
“Gel kucağıma otur” diyorsun, “elhamdülillah, Allah razı olsun” diyor, geliyor oturuyor mesela. “Beni seviyor musun?” diyorsun, “seviyorum” diyor. “Ben seni seviyor muyum?” “tabii ki seviyorsun, görüyorum, maşaAllah” diyor. Hoşuna gitsin diye.
Ama bu dünyada mesela biz kediyle konuşmak istiyoruz. Konuşmuyor kerata, bakıyor. Ne kadar istiyoruz konuşmasını. İnsan bakıyor, “nasılsın?” diyoruz. Ancak mırıldanıyor. Acayip sesler çıkartıyor. Kuşlar da öyle, kuşu çağırırsın gelir. Halini hatırını sorarsın, konuşursun. Mesela seninle arkadaşlık eder. Yanında gider, gezer, tertemizdir. İstediğin gibi sevebilirsin.
Cennetin özelliğidir. Bütün eşyanın tamamı şuurludur.
Bu dünyada da şuurlu. Fakat Allah özellikle onu aklımızın ihtiyarı kalkmaması için harekete geçirmiyor.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "29 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr
adresinden seyredebilirsiniz.
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder