16 Ocak 2012

Fashion TV


Allah diyor ki, insanlar için “zaluma ve cehula” diyor. Her gün onu düşünüyorum. 

Mesela bu Fashion TV, her gün seyrederim ben. Açık olur televizyonda genellikle. Uçuyorlar. Kendi âlemlerindeler. Uyuyorlar adeta. Hopluyor, zıplıyor, yürüyor, gidiyor, geliyor falan.  Sanki haşa Allah’tan hiç haberi yok. Bu nasıl bir akıldır? Ben her seferinde istifade ederken, onların hali aklıma geliyor. Ne ürküntü verici bir durum. Artistik hareketler, telefon dinliyor gibi yapıyor. Telefonunda mesajına bakıyor gibi yapıyor. Duvara biri yaslanmış, birinin ayakkabısını gösteriyor. Nihayetinde lastikten veyahut plastikten veyahut kauçuktan mauçuktan parçalar. Ona seviniyor, çocuk gibi böyle çantaya bakıyor,bayram ediyor. Sanki çok önemli bir şeymiş gibi. Nihayet ya eşek derisinden, ya at derisinden yapılmış bir şey.  Veyahut koyun derisinden yapılmış bir şey. Ne oturup havalara giriyorsunuz? O bir sahibi var, tombul bir şey. O da uçuyor havalarda. Şişman falan yani, her an ölebilir Allahualem. Her an bir kalp enfarktüsünden bir şeyden ölebilir. Habire votka reklamı yapıyor, bilmem ne yapıyor. 

Bir Allah’tan, dinden bahset. Bir ahiretten bahset. Sürekli hopluyor, zıplıyor. Japonları, Çinlileri; onları da kafalamışlar. O garibanlar,onlar da onlarla beraber hopluyorlar. Kadeh kaldırmayı da bilmiyor böyle. Onlara gösteriyor nasıl olacağını. Alıyor direkt “güp” diye içiyor. O da şaşırıyor ona.  “Havaya kaldır” gibisinden bir üslup. Bir garibanlıktır gidiyor. Bir acayip durum. 

Mesela aslan gibi delikanlıları, çocukları abuk sabuk şekillerde boyuyorlar. Şekilden şekle sokuyorlar. Çocuklar, kimi dilini çıkarıyor, kimi parmağıyla hareketler yapıyor. Onlarıda böyle kişiliklerini garip hale getirmişler. Kızlara bakıyorum, göz kırpmalar böyle, bir gözünü kırpıp açıyor. Anormal bazı hareketler görüyorum, yakışmayacak hareketler. Halbuki aslan gibi kızlar. Ne kadar güzeller. Onlar kaliteli, kişilikli yönlerini geliştirseler insan onlara aşık olur yani acayip beğenir. Hep “yazık oluyor” diyorum. 

Mesela düşünüyorum, bakıyorum, hep “yazık oluyor” diyorum. İnanılmaz güzel kızlar var. İnanılmaz güzel. Delikanlılarda aslan gibiler. Hareketlerine bakıyorum, o kadar acayip hale getirmişler ki çocukları. Ellerinde fırçalar akşama kadar çocukların suratına, alıyor onu sürüyor bunu. O saçlarını düzleştiren bir,yakan mı ne,bir alet var, elektrikli. Çekiştiriyor çocukların saçlarını.Zaten onların körpecik saçı var. Ne dayanacak ona. Her Allah’ın günü, her Allah’ın günü elektrikli bilmem neler. Suratına oradaki bilmem yoğurtlu bir şey sürüyor. Hepsinin cildi bozulmuş çocukların. “Yaşlanmış artık, yirmi üç yaşına geldi” diyor, “artık son anları”. Yirmi beş zaten bitmiş. 

Böyle hayat olur mu? Sonra hiç göremiyorsun o çocukları, yok oluyorlar. Arkasından yeni körpe nesiller geliyor. Kişilikli olsalar benim anladığım anlamda, onlar ne şahane insanlar olur. İnanılmaz güzel kızlar var. İnanılmaz güzel, acayip tatlılar. Boylu boslu falan. Ama çocuklar hep gönlü boş şeyle meşgul oluyor, hep o moddalar. Boş işler. 



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "22 Kasım 2011tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını   http://www.a9.com.tr  
adresinden seyredebilirsiniz. 

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder