18 Ocak 2013

Hiçbir Mucize Aklın İhtiyarını Kaldırmaz !


 MaşaAllah, aferin, elhamdülillah. Çok güzel. Camilerde sohbet etsinler, evlerde sohbet etsinler. Kafeler çok uygundur. Lokantalar olur. Allah’a hamd olsun diye. Bazen kahvehanelerin, lokantaların böyle üst katları olur. Daha da uygun oluyor. Böyle iki katlı oluyor. Üstü daha sakin oluyor. Orayı komple böyle kapatsınlar. Hem ızgaralar mızgaralar falan gelsin. Birbirleriyle sohbet etsinler. Kardeşliklerini pekiştirsinler. Çünkü cennet sofralarında devam edecekler. Orada onlara ikramı sunan Allah, lokantanın sahibi sunmuyor. Allah sunuyor. Onlar sadece sebebe sarılıyorlar. Lokanta onlara geliyor, onlar lokantaya gitmiyor. Onlar öyle zannederler. Öyle gibi gösterir Allah, onlar gidiyormuş gibi; onlar gitmez. Onlara lokanta gelir, Allah’tan. Diyorlar ya, “Ya Rabbi bize Katından sofra indir.” Hz. İsa (a.s)’dan istiyorlar, Hz. İsa Mesih (a.s)’dan. Sofra onlara gökten iniyor. Ama onlar sofraya gitmiş gibi gösterilir.

Mesela içeri odaya bir giriyorlar, hazır sofra. Aklın ihtiyarını kaldırmaz. “Birisi de hazırlamış olabilir” diye düşünürler. Hiçbir mucize aklın ihtiyarını kaldırmaz. İmtihan dünyasındayız, yani öyle birşey olmaz. İnsanlar zannediyor ki mesela, Hz. İsa (a.s) eliyle bir işaret ediyor, hemen sofranın üstünde bir anda yiyecekler beliriyor. Olur mu? O zaman öbür ümmetlere haksızlık olur. Cenab-ı Allah öyle bir şey yapmaz. Aklın ihtiyarını kaldıracak hiçbir şey olmaz. Hz. İsa Mesih (a.s) dua ettiğinde mesela içeri odalardan birine girdiklerinde bir sofranın hazır olduğunu görüyorlar. Mesela Bediüzzaman Said Nursi, ağacın üstünde talebesiyle sohbet ediyorlar. Katran ağacı, hatırladığım kadarıyla. Uçsuz bucaksız bozkır. Bediüzzaman diyor ki, aklından geçiyor; “Bu tertemiz, safi kalpli bir insan; yiyecek, içecek de, hiçbir şey kalmadı” diyor. “Ben bu adama ne yedirsem acaba?” Yemek de kalmadı. Hiçbir şey kalmadı” diyor.

Çünkü bitmiş; Ekmek, erzak, her şey bitmiş. “Tam onu derken” diyor, boynum böyle çevrilir gibi oldu. Bir çevirdim kafamı, koskoca somun; taze, sıcak ekmek” diyor. Talebesi de görmüş. Nasıl bunun açıklaması? Dağa kimse çıkamaz. Bozkır zaten. Biri gelse görülür, gürültüsü olur. Ağaca tırmanacak, ekmeği koyacak. Ağacın üzerinde ekmek nasıl olur? İşte mucizeler böyle oluyor. Aklın ihtiyarı kalkıyor mu size söylediğimde? Onların da aklını ihtiyarını kaldırmaz. Çok makul görülür. Bediüzzaman ertesi gün olacak olayları söylüyor, her gün aşağı yukarı söylüyor, yine aklın ihtiyarı kalkmıyor talebelerinin. Yemin ediyor Bediüzzaman, “en ince detayına kadar görüyordum ertesi günkü olayları. Az bir teville çıkıyordu. Hepsini görüyordum. Binlerce kere oldu” diyor. Aklın ihtiyarı kalkar mı? Kalkmaz. Harika yani, bu şekilde. Diyorum ya; biz de mesela kuş geldi, cama vurdu hayvan. Normalde ölür. Çok şiddetli vurdu, ‘küt’ diye böyle, bayağı ses çıktı. Küçük, ufacık serçe, renkli kuş. En azından sersemler. Ama normalde ölür. En azından sersemler, bayılır. Hiçbir şey olmadı. Hayvan uçtu, gitti. Bir daha geldi, bir daha ‘küt’ diye vurdu. Çok kalabalıktı.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 




Hz Mehdi (as)'ın Açacağı Kutsal Sandık !


Hz. Davud (a.s)’da zamanında çok güzel şarkılar söylüyormuş. Samuel 6. Bölüm Tevrat’ta. Antlaşma sandığının Yeruşalim -yani Kudüs’e getirilişi-. “Bu arada Davud’la bütün İsrail halkı da Rabbin önünde lir, çeng, tef, çıngırak ve zil” ama acayip ortalık yıkılıyormuş yani, maşaAllah, “eşliğinde ezgiler okuyarak var güçleriyle olayı kutluyorlardı.” Ama var güçleriyle yani acayip canlı bir dans var. “Keten efot kuşanmış Hz. Davud (a.s)” dedem hay mübarek, “Rabbin önünde” Allah’ın önünde diyor yani o bulunduğu her yerde Allah insanları gördüğü için Tevrat’ın üslubu o, yani Rabbin önünde Allah’ın görüşü içinde, her yeri görüyor Allah zaten “Rabbin önünde var gücüyle dans ediyordu” diyor. “Hz. Davud (a.s)’la bütün İsrail halkı sevinç sözleri, sevinç haykırışları ve boru sesi eşliğinde,” klarnet gibi bir şey Allahualem “Rabbin sandığını getiriyorlardı.” O zaman da var klarnet işte ona benzer çalgılar yani zurna, klarnet o tarz.

“Rabbin sandığını getiriyorlardı” yani kutsal sandık Hz. Mehdi (a.s)’ın açacağı sandık. “Rabbin sandığı Davud’un kentine varınca Saul’un kızı Mikal pencereden baktı. Rabbin önünde oynayıp dans eden Kral Davud’u” King Davud, maşaAllah, “görünce onu küçümsedi” diyor. “Âlim insan oynar mı? Şarkı söyler mi? Peygamber insan bunu yapar mı diye onu küçümsüyor. “Ardından kadın, erkek herkes tüm İsrail topluluğuna birer somon ekmekle” o zamanın ekmekleri kare ekmek böyle bol kepekli, mineralli yani sırf ekmeği yesen yeter yani et yemene gerek yok, “birer somon ekmekle bir hurma” Hz. Davud (a.s) dağıtıyor herkese bir ekmek oradaki oynayanlara “ve üzüm pestili” bak gece gündüz biz de üzüm pestili yiyoruz maşaAllah. Ama üzüm pestili tabi parçalar halinde şimdiki gibi böyle küçük küçük jelatin paketlerde değil, kocaman. Bir ekmekten, bir üzüm pestilinden, bir ekmekten bir üzüm pestilinden. “Sonra herkes evine döndü. Davud ailesini kutsamak için eve döndüğünde” Hz. Davud (a.s), “Saul’un kızı Mikal onu karşılamaya çıktı. Davud’a şöyle dedi:” İsrail Kralı bugün ne güzel bir ün kazandırdı kendine” alay ediyor kendince “değersiz biri gibi” diyor. Aynı zamanda eşi bu hanım.

 “Davud: Baban ve bütün soyu yerine beni seçen ve halkı İsrail’e önder atayan Rabbin önünde oynadım.” Bak Hz. Davud (a.s) diyor ki cevap olarak: “Baban ve bütün soyu yerine beni seçen” soyunu seçmiyor diyor beni seçti, Allah seçiyor tabii “ve halkı İsrail’e önder atayan Rabbin önünde oynadım. Allah’ın önünde oynadım ben senin önünde oynamadım” diyor, inşaAllah. “Babanı da seçmedi, babanın bütün soyunu da seçmedi ama beni seçti” diyor Hz. Davud (a.s). “Cenab-ı Allah seçti beni” diyor. “Babanı da seçebilirdi, soyundan birini de seçebilirdi” diyor Allah ama “Allah beni seçti.” “..ve halkı İsrail’e önder atayan” Mehdi atayan “Rabbin önünde oynadım” Allah’ın önünde oynadım diyor, “diye karşılık verdi. “Evet” diyor devam ediyor. “Rabbin önünde oynayacağım. Üstelik kendimi bundan daha da küçük düşüreceğim, hiç sayacağım” diyor. “Ben hiç ender hiçim” diyor. “Büyüklük taslamıyorum” diyor. Görüyor musun tevazuu, peygamber tevazusunu? “Yokluğum ben” diyor “Allah var” diyor, “ama sözünü ettiğin o cariyeler beni onurlandıracaklar” diyor karısına.

 “Saul’un kızı Mikal’in ölene dek çocuğu olmadı” diyor Cenab-ı Allah’tan, bir bela olarak geliyor, Tevrat açıklıyor. Saul’un kızı Mikal, Hz. Davud (a.s)’ın eşlerinden, soylu birkadın. Kendince Hz. Davud (a.s)’ı küçük düşürmeye kalkıyor. Dolayısıyla bazı tipler, enaniyetine yediremiyor oynamayı, şarkı söylemeyi, sığmıyorlar kaplarına enaniyetten. Böyle enaniyetten taş kesilmiş adamlar.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 



15 Ocak 2013

yobaz Güruhunu Gördüğünüzde Onlardan Uzaklaşın!


Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ümmetimden 30 tane deccal gelecek” Hz. Mehdi (a.s)’la mücadele etmek için. “30’a yakın deccaller zuhur etmedikçe kıyamet kopmaz.” Deccaller, bu Hz. Mehdi (a.s) ile mücadele edecek deccallar. İçlerinde kadınların da bulunduğu deccallar. “Sonları şaşı deccal olan 30 yalancı deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz.” En son çıkan deccal de en büyüğü oluyor Hz. Mehdi (a.s) devrinde. 30 deccal çıkıyor. O kadar çok ki hadis. “30 veya 30’dan fazla yalancı deccal gelecektir.” “Alametleri nedir? Dendiğinde, alametleri size üzerinde olmadığınız bir yol gösterecekler.” Yani yobazlık yolunu, Kuran’ın dışında yollar, hurafeler, uydurmalar gösterecekler. “Yolunuzu değiştirmeye çalışacaklar” yani sizi Kuran’dan saptırmaya çalışacaklar. Kuran’ın dışında uydurma inançlara çekmeye çalışacaklar. “Kendilerini gördüğünüz zaman onlardan uzaklaşın” diyor Peygamberimiz (s.a.v). Yani yobaz güruhunu gördüğünüzde onlardan uzaklaşın.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


Laiklik Güzel Ama İttihad-ı İslam'ı İste !



 Laiklik güzel de, İttihad-ı İslam’ı niye istemiyorsun? Laiklik güzel ama İttihad-ı İslam’ı iste. Bütün bölgenin kardeş olmasını iste, sevgiden bahset. Mezhep ayrılıkları olmasın, tarikat ayrılıkları olmasın, sınırları kaldıralım, bölge birbirine yakın sevgi dolu insanlarla kaynaşsın, bayram havası olsun. Türkiye’de laik. Tabii ki laik olacağız. El-Kaide, El-Kaide’yi sana öven var mı? El-Kaide’yi kim istiyor? Bizim istediğimiz, Kral Mesih’in, Hz. Mehdi (a.s)’ın güzelliği, onun barış ortamı, onun sevgi ortamı, silahların yok olduğu, sevginin geldiği ortam. Sen bize ondan bahset. Bırakın demokrat bir sistem olsun, Avrupa gibi olsun. Çekil kenara, normal seçimler olsun. Halkın iradesine niye karışıyorsun? Niye dikta rejimi kuruyorsun? Niye yarı askeri dikta rejimiyle ülkeyi idare ediyorsun? Baban diktatördü, sen de diktatörsün. Bırak, normal seçimler olsun, halk istediğini seçsin. Çık ortadan, ayrıl, kenara git. Biz senin ölmeni, ezilmeni istemiyoruz. Ailenle, çocuklarınla rahat ol. Fakat halk kendi iradesini mecliste yansıtsın.

Ve İttihad-ı İslam’ı iste, bölgenin barış içerisinde, kardeşlik ve sevgi içerisinde olmasını iste. Bütün dünyanın mutlu olmasını iste. “Suriye laik.” O kadar. Ölü bir sistem var Ortadoğu’da, ölü ve kavruk. Bir türlü bilim gelişmiyor, teknoloji gelişmiyor, sanat gelişmiyor. Mutluluk oluşmuyor. Fakirlik diz boyu. Bu kavruk sistemlerden, bu ölü sistemlerden oluyor. Ölü sistemlerin yıkılması gerekiyor. Bunların ayıklanması, yerine yeni filizin, Davut’un filizinin, yani Kral Mesih’in, Hz. Mehdi (a.s)’ın ortaya çıkması gerekiyor. Yoksa bu kavruk sistem; kırk yıl önce de Filistin sürünüyordu, kırk yıl önce de yine Suriye sürünüyordu, yine sürünüyor. Irak, kırk yıl önce de sürünüyordu, yine sürünüyor. Her yer fakir Ortadoğu’da. Bırakın bunları. Yeni bir sitem olsun, yeni bir sevgi anlayışı olsun. Barış anlaşması yapılsın, savaşlar dursun, savaşa, silaha, mermiye, bombaya ayrılan para teknolojiye, bilime, sanata, hastanelere, okullara, yiyeceğe, içeceğe, güzel kıyafetlere, bahçelere, bağlara ayrılsın. Var mısın buna? Bunu kabul ediyorsan, tamam. Durup durup “biz laikiz.” CHP’ye yaranmaya çalışıyor. Olmaz öyle.

Bakın diyor ki; “İbni Abbas tahriç etti. Resulullah (s.a.v) ferman etti: ‘İnsanların ümitsiz olduğu’ artık bitmiş, bu dünya düzelmez, dünya batmış dediği, artık yapacak bir şey yok dediği ve ‘hiç Mehdi falan yokmuş dediği bir sırada Allah Moşiyah-Mehdi’yi gönderir’” diyor. Tevrat’ta da aynı şekilde geçiyor, aynı ifade. ‘Onun yardımcıları Şam ehlinden gelir’ diyor Şam’dan, Suriye’den. ‘Kendisi istemediği halde ona biat ederler.’ Hz. Mehdi (a.s), “ben Mehdi değilim” diyor. “Benim iddiam yok.” Dinlemiyorlar, “biz sana biat edeceğiz” diyorlar. ‘O da onlarla birlikte makamın yanında’ bu hadislerde çok geçiyor, bunda acayip bir şey var, ‘iki rekat namaz kıldıktan sonra minbere çıkar” diyor. Konuşma yapacağı yere çıkar ve konuşmaya başlar. Hz. Mehdi (a.s) diyor ki; ‘Ey insanlar, Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehli Beyti çok belalar gördü.’ Yani kendini kast ediyor ve diğer Müslümanları kast ediyor. Bak sonra diyor ki; ‘Bizler’ kendini dahil ederek, ‘bizler kahır ve haksızlığa maruz kaldık.’” Yani hukuki yönden, sosyal yönden, her yönden haksızlığa maruz kaldık diye hayatını anlatır Hz. Mehdi (a.s) diyor, inşaAllah.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 



Kral Mesih Coşkuyla Topluca İstenmeye Başlandı !


Kral Mesih ilk defa coşkuyla bak Musevilerce, topluca istenmeye başlandı. Hz. Mehdi (a.s) ilk defa gündem oldu ama Filistin halkının Mehdiyet’i coşkuyla istemesi, Mısır’ın coşkuyla istemesi şart. Şu an dikkat ederseniz bir koşuşturma var; sağa-sola, güneye-kuzeye, doğuya-batıya. Yani ne konuşacaklarını şaşırmış durumdalar. Mesela bir kısmı diyor ki; “Bombalayalım İsrail’i.” Bir kısmı diyor ki; “Barış yapalım.” Bir kısmı “Hemen füze atalım.” diyor. Bir kısmı “terörist” diyor. Bir kısmı başka türlü konuşuyor. Karmakarışık… Kimseden net, derli toplu, Allah’ın planına uygun bir üslup çıkmıyor. Herkeste bir panik havası var. Halbuki Allah’ın dediği plan çok açık,

Mehdiyet’in planı çok açık. Allah tertemiz, derli toplu, apaçık bir plan vermiş; Mehdiyet planı. “Buna uyun, konu bitecek.” diyor Cenab-ı Allah. “Yok” diyorlar, “biz buna uymayacağız.” Peki, ne yapacağız? “Biz kendimiz yapacağız.” diyorlar. Kargaşa meydana geliyor, kavga meydana geliyor. Ucu bucağı olmayan bir sevgisizlik denizi, bir nefret denizi etrafı sarmaya başlıyor. Ne gerek? İsmailoğulları sevgiyi, coşkuyu, Mehdiyet’i ön plana alsınlar, bir anda ortalık süt liman olacaktır. Orada meydana gelen acıyı, orada meydana gelen olayları meydana getiren Allah’tır. Allah’ın hususi yaratışıdır. Filistin’de meydana gelen bombalar, İsrail’de meydana gelen patlamalar, bombalar her ikisi de Allah tarafından yaratılıyor. Her ikisinde de Mehdiyet’e, Mesihiyet’e davet var Allah tarafından, konu bu. Kendi akıllarıyla insanlar yol bulmaya kalkarlarsa yolu bulamazlar söyleyeyim. Açmaza girerler. Eninde sonunda dediğimi yapacaklar.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Demek ki Mehdiyet Bir İhtiyaç !


 Ahir zaman, Mehdiyet şaka gibi geliyordu insanlara. Dediğimin doğru olduğunu milim milim görüyorlar. Demek ki ahir zamanda son noktaya gelmişiz artık. Demek ki Mehdiyet bir ihtiyaç. Hz. İsa Mesih (a.s) bir ihtiyaç. Her yer kitlendi. Bak Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizin savaşması mevzu bahis, Şii-Sünni savaşı mevzu bahis, İsrail-Filistin savaşı mevzu bahis. Çözüm Mehdiyet. “Yok” diyorlar, “Mehdiyet’e ne gerek var?” O zaman ağlarsın. O zaman yakar Allah seni. O zaman her yeri alevler sarar, ateş sarar, duman sarar etrafı, perişanlık sarar, açlık sarar. Hz. Mehdi (a.s)’a müracaat ettiğinde güllük gülistanlık olur bahar havası gelir. “Yok, benim niyetim yok.” dersen, Allah onu yapar. Senin engellemen bir şeyi değiştirmez. Mehdiyet zaten zuhur eder. Mehdiyet’i hafife almaya kalktılar,  Allah da “siz misiniz hafife alan?” Ciddiye alıncaya kadar Allah onları zorlayacak. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın inişini adeta alay eder gibi değerlendirenler, şimdi Hz. İsa Mesih (a.s)’ı kabule mecbur hale geliyorlar.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

14 Ocak 2013

Her Yerde Sevgiden Bahsedilsin !



Her yerde sevgiden bahsedilsin. Fethullah Hoca da geçenlerde ilk defa sevgiden bahsettiğini gördüm, maşaAllah, her yerde etkimiz yoğun. Sevgi sevgi sevgi. Sevgi dünyanın kuruluş amacı. Cenab-ı Allah sevgi olmasaydı kainatı yaratmazdı. Sevgi için yaratıyor Cenab-ı Allah, inşaAllah. Peygamberimiz (s.a.v)’in nurundan yarattığını söylüyor, maşaAllah. “Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım” diyor. Niye biliyor musun? Çok seviyor da onun için. Habibim ne demek? Sevgilim diyor. Köken ne? Demek ki sevgiymiş. Kainatın kuruluş amacı sevgi. “Habibim, sevgilim” diyor. Müthiş bir sevgiyle seviyor Cenab-ı Allah Peygamberimiz (s.a.v)’i. Peygamberimiz (s.a.v) nasıl seviyor Allah’ı? Aşık, aşık maşaAllah. Müslüman öyle olacak, inşaAllah. Allah’ın yarattığı her şeye, her güzelliğe aşık olacak. Çiçeğe, böceğe.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın  A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Allah'a İnanan İnsanda Kabadayılık Olmaz!Sevgi Şefkat Olur!


Dün de o Hz. Mehdi (a.s)’ı Allah’tan istemeleriyle ilgili o dua; onu söylemiştim, “o duayı yapsınlar” demiştim. Allah razı olsun onlar da, o duayı yaptılar. “Naklen yayınlayalım” dedim, onu da ayarlamışlar. Naklen yayın da yapıldı. Çok iyi oldu, maşaAllah. Güzel söz yerine geldiğinde bu ibadet olur. MaşaAllah, Allah razı olsun. Hayır yönünde, iyilik yönünde ne istiyorsak yerine getiriyorlar, biz de onların bir talebi olduğunda hayır yönde, iyilik yönünde yerine getirmekten kaçınmayız.

İsrail, Tevrat’a tabi insanların yoğun olduğu bir ülke. Tevrat; şefkati, merhameti, sabrı, iyi niyeti güzelliği ister. Ve barışı ister. Mesih’i müjdeliyor Tevrat. Mesih Ne yapacak? Savaşı durduruyor, kanı durduruyor, terörü durduruyor, anarşiyi durduruyor, silahları kaldırıyor. Biz neyi savunuyoruz? Hz. Mehdi (a.s)’ı, Mesih’i savunuyoruz. İsrail neyi savunuyor? Hz. Mehdi (a.s)’ı, Mesih’i savunuyor. O zaman üslubun sert olmasının mantıksız olduğu belli. Bir insan yanlış yapabilir. Ona niye ahmak densin? Sen ona ahmak dersen onu bozarsın, hasta edersin. Terörist dersen, terörist değilse de terörist olur o. Bir adama kırk yıl ne dersen o olur derler ya. Bir adama sen sürekli terörist, terörist dersen tamam ben teröristim der, terörist olur. Üslup önemlidir. Şefkat üslubu esastır. Velev ki yanlış yapmış olsalar dahi, aptal demek, işte, ahmaktır, şudur budur, terörist; böyle bir üslup olmaz. İsrail’e hiç yakışmaz. Kabadayılık hiç yakışmaz. Nitekim sözümü dinlediler, barış sözünü kullandılar; “Biz savaş değil barış istiyoruz.” Bunu söylesinler dedim, Allah razı olsun onu söylediler.

Ne gerek var bunlara? Sert üslup, İsrail’de en fazla elli, yüz kişiyi memnun eder. İsrail halkı, rahatsız olur sert üsluptan, kabadayı üsluptan rahatsız olur. Kimin gururunu tatmin ediyorsunuz? Bir taraf İsmailoğulları, Hz. İsmail (a.s)’ın evlatları, bir taraf Hz. İsrail (a.s)’ın evlatları. Bir babanın evlatları. Ne oluyor yani? Şeytan aralarını açmaya çalışıyor. Deccal aralarını açmaya çalışıyor, oyun çıkartıyor. Bu oyuna gelmesinler. Sert sözler tırmandırır. Terörist derse,n o da sana terörist der. Sen ona bilmem ne dersen, o da sana bilmem ne der. Yakışık almaz bunlar. Böyle söze gerek yok. Allah’a dua etmek lazım. “Ya Rabbi, Hz. Mehdi (a.s)’ı, Mesih’i bize göster. Altın çağı bize göster. Vaad ettiğin güzel günleri bize göster.” İsrail için ne mutlu, ne güzel. Tevrat’ta vaad edilen o güzel günleri görecekler. 3000 yıldan beri bekledikleri Mesih geldi, Hz. Mehdi (a.s) geldi, onu görecekler. Ve Tevrat’ın tarihine göre, Musevi tarihine göre vakit tamam, vakit doldu. Hiç kimse inkar etmiyor. Kendileri de söylüyorlar, “vakit tamam” diyorlar.

 Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış alameti İsrail’in kuruluşu, Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış alametidir İsrail’in kuruluşu; o da oldu. Şimdi yapılacak olan; Türkiye, Mısır, İsrail, Filistin hepsi el ele verecekler, bir resim çektirecekler. Diyecekler; “biz peygamber torunlarıyız, Hz. İbrahim (a.s)’ın evlatlarıyız, oyuna gelmeyiz. Deccalı burada yendik” desinler. “Deccalı yendik” bu kadar. “Savaşmıyoruz, savaşmayacağız.” Bütün güvenlik önlemleri kalksın, duvarları yıkalım. Bütün güvenlik barikatlarının hepsini kaldıralım.

Musevi çocuklar acayip şeker. Filistinli çocuklar acayip şeker. Niye ölsün çocuklar? Sevindirelim onları biz. Kavga enayilikten başka bir şey değildir. Çok akılsızca bir hareket olur. Deccalın oyununa gelmeyelim. Çıksınlar ortaya hep beraber, Mursi de gelsin, Sayın Başbakanımız da gelsin. Haniye de gelsin, İsrail devlet erkanı da kim istiyorsa katılsın. El ele bir resim çektirip “oyunu bozduk” desinler. Süratle bütün engeller kaldırılsın. Bütün önlemler kaldırılsın. Kucaklaşsınlar konu bitsin. Ama illa ki, Hz. Mehdi (a.s) yapacak işte bunu. İlla ki, Kral Mesih yapacak. Çok kolay ama yapamıyorlar. Savaş çok zor. Kan çok zordur, acı çok zordur. Dostluktan kolay ne var? Selamun Aleykum, hadi, sarılıyorsun birbirine, bitti. Bu kadar basit. Onun için kırıcı keskin sözler doğru değil. Benimle ilgili o ifadelerde de; o keskin ifadeleri kullanmayacağım belli. Ben çok akılcı yaklaşan bir insanım, şefkatle yaklaşan bir insanım. Niye öyle kırıcı bir üslup kullanayım ve ne faydası olacak? İsrail’e ne faydası olacak onun? İsrail de kullanmasın. Kırıcı üslup yakışmaz onlara. Kabadayı üslubu hiç kullanmasınlar, son derece gereksiz.

 Allah’a inanan insanlar. Allah’a inanan insanlara kabadayılık yapar mı? Biz deccala kabadayılık yaparız, şeytana kabadayılık yaparız. Allah’a inanana kabadayılık olmaz. Allah’a inanana sevgi olur, şefkat olur. Onlarla kabadayılığımız da nasıldır? Bir arada dost olduğumuzda kabadayılığımız olur işte. Ama illa ki Hz. Mehdi (a.s). Çünkü aşk olacak, sevgi olacak. Onların aşkla birbirine sardırması için, Hz. Mehdi (a.s) muhabbeti gerekiyor, Hz. Mehdi (a.s) sevgisi gerekiyor. Haniye falan, “ne oluyorsunuz” deyip elinden tutup şöyle sarıldı mı bitti. Söylüyorlar bana; Filistin’de zeytin ağaçlarını kesiyorlarmış. Kardeşim, tarihi ağaçlar yaşlı, 40 yıllık, 50 yıllık. Ne kesiyorsunuz? Sizin için de rızık o, ne güzel, ne nimet. Bilakis her yeri zeytinliklerle donatalım. Üniversitelerle donatalım. Filistinli öğrenciler İsrail’de okusun. İsrailli öğrenciler gelsin Filistin’de okusun. Kardeş olsunlar, bir şey yok. “Biz İsrail’i burada yaşatmayız.” Çok ayıp bu. Kuran’a göre orada olmaları gerekiyor. Atalarının yurdu. Nereye girsinler? Ve niye gitsinler? Ne mahsuru var orada olmalarının? Kimi rahatsız ediyor? Dursunlar. Oranın bir süsü, bir güzellik, değil mi? Ne güzel Hz. İbrahim (a.s)’ın evlatları orada. Kuran’da geçen olayların aynısı olmuş oluyor. Allah İsrail’den bahsediyor. İsrail’i biz orada görmüş oluyoruz, ne güzel. Ne güzel bir renk. Ne güzel “Allah birdir” diyorlar. Peygamberlere inanıyorlar.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 



İttifak Edlim Dinsizliğe Karşı,Birlikte Gayret Edelim!


İsrail de, Filistin de ve bütün dünya da Mesih (a.s)’ın, yani Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkışı için dua etsin.

Kavgalar artacak, olaylar artacak, insanlar çarnaçar kalacaklar. Tek çözüm olarak Hz. Mehdi (a.s) ve Seyyidina Hz. İsa Mesih (a.s) olduğunu Allah insanlara gösterecek. Bu iki mübarek zat zahir olup -zuhur edip demiyorum, şu an zuhur ettiler- zahir olup dünyayı sulh ve selamete, barışa, esenliğe, güzelliğe, berekete, bolluğa kavuşturacaklar. Cenab-ı Allah’ın dilemesiyle, inşaAllah. Her gün bir alamet, her gün bir alamet, her hafta bir alamet… Mesela; seçim öncesi Allah Amerika’yı birbirine kattı. O olay Obama’nın seçilmesini sağladı. Yani insanları o yöne itti. Allah onu vesile etti. Ve Amerika daha dindarlaştı. Allah’tan olduğunu anladılar. Hz. Mesih (a.s)’ın zuhuru ile ilgili olduğunu anladılar. Çünkü o kadar acayip zamanlamalar var ki, o kadar şaşırtıcı olaylar oluyor ki peş peşe. Barış yurdu cennettir. Ama önce Cenab-ı Allah dünyayı cennet haline getirecek, sonra da gerçek cennete gideceğiz, Allah’ın izniyle, inşaAllah.

Şahane bu kitap (Komünist Kürdistan Tehlikesi). İkinci cildini hazırlıyorum Komünist Kürdistan Tehlikesi’nin. Daha kapsamlı, daha detaylı bilgiler bulacaksınız onda, inşaAllah.

İsa Mesih (as), Hz. Mehdi (as) ve İttihad-ı İslam kitabımızın genişletilmiş dördüncü baskısı şahane oldu. Dün de göstermiştim. Ve Nurculuk kitabı, şahane.

Her konuda dürüst olmak lazım. Darwinizm konusunda dürüst olmak lazım. Dürüst olduğumuzda Darwinizmin doğru olmadığını anlıyoruz. Fakat her halükarda hak, hakikat sürekli yayılıyor, gayet güzel. Gençlerin şevkini çok iyi buluyorum. Bütün dünyada her yerde çok candan bir anlatımla anlatıyorlar. Hakikaten benim samimi olduğumu gördükleri için, anlatımlarımın da samimi olduğunu gördüler. Bir de baktılar ki bir kısım adamlar alenen doğru konuşmuyor. İnsanların gözünün içine baka baka doğru konuşmuyorlar ve acayip bir saptırmaca politikası var ama alay eder gibi. İnsanların zekasıyla alay ediyorlar adeta. Bir de anlattıklarıma baktılar; ispatlı, şahitli, belgeli. Çok net, hiç inkar edecek gibi değil. Mesela; Darwinizmi eleştiriyoruz ama kapı gibi deliller var. Mesela 400 milyon delil sunuyoruz. Muazzam bir açıklama.

 Mesela; Mehdiyet’i açıklıyoruz, binlerce belge sunuyoruz. Hiç inkar edilecek gibi değil.“Hamas’ın sadece 2012’de Gazze’den İsrail kentlerine attığı roket sayısı 1158. 2011’de 627 roket düşmüş İsrail’e. Bu sene bu rakam yaklaşık iki katına çıkmış. Son iki günde, yani 14 Kasım’dan bu yana 351 roket düşmüş İsrail’e, 2011’den bu yana ise, 12800 roket ve havan topu düşmüş.” Havan mermisi İsrail’e. “Bu da günde ortalama üç saldırıya denk geliyor. 1 milyondan fazla da İsraillinin roket saldırılarının düzenli tehdidi altında yaşıyormuş.” Şimdi bu durumda biz de desek ki adamlara, “kardeşim, niye hava harekatı yapıyorsunuz? Niye bombardıman yapıyorsunuz?” deyince, “kendimizi savunuyoruz” diyorlar. Ne diyelim? Yapmayın, etmeyin, bir anlamı yok bunun. Roket atmak; ne alaka? Dersiniz; “Sizin Allah’ınız bir, bizim Allah’ımız bir. Kardeş olalım. Aynı peygamberlere inanıyoruz, ahirete de siz inanıyorsunuz, cennete, cehenneme inanıyorsunuz, biz de cennete, cehenneme inanıyoruz. İttifak edelim dinsizliğe karşı, birlikte gayret edelim” demeleri lazım. Üniversitelerde, orada, burada her yerde aydın, dindar bir gençlik yetişmesi için gayret etmeleri lazım.

 İttihad-ı İslam’dan tek kelime bahsetmiyor Filistinli kardeşlerimiz, duymuyoruz. Gece gündüz “kahrolsun İsrail” haşa. İsrail peygamber ismi. Kahrolsun İsrail denir mi? Haşa. Kahrolsun diye peygamberleri söylersen sen, ne olur bu? İsrail devletine ne diyorsan de. Ama Kahrolsun İsrail niye diyorsun? Olmaz. İsrail devletinde cinayet işleyen, zulmeden, orantısız güç kullanan kişilere telin mahiyetinde ne söylüyorsan söyle. Ne konuşursan konuş. Ama öyle bir durum ki, şimdi biz ne diyelim? Adam yağmur gibi havan mermisi ve roket yağdırıyor. Şimdi biz de diyeceğiz ki İsrail’e, “kardeşim bunlara cevap vermeyin, atsınlar.” Bu acayip bir şey o zaman. “Biz kendimizi savunuyoruz” diyorlar. İlla ki Moşiyah, illa ki Hz. Mehdi (a.s). Öbür türlü huzursuz yaşayacakları belli. Allah rahatlık vermiyor İsrail’e. Allah rahatlık vermiyor Filistin’e. Çünkü Hz. Mehdi (a.s) kabul edilmediği sürece, Moşiyah kabul edilmediği sürece bu ızdırabın devam edeceği açık görülüyor. Allah açıkça bir huzursuzluk veriyor. Gece gündüz sığınaklarda yaşıyorlar İsrailliler.

 Peki Moşiyah niçin aranmıyor? Gece gündüz Moşiyah için dua ediyorsunuz. Hz. Mehdi (a.s) için dua ediyorsunuz. “Ya Rabbi bize Hz. Mehdi (a.s)’ı göster” deyin. Vakti geldi. Musevi takvimine göre başka vakit yok zaten, son. 1999 tarihi kendi kutsal kitaplarında geçiyor, Moşiyah’ın vakti. 2000’ler Moşiyah’ın vakti. Hiç beklenecek bir şey yok. Sürekli Mesih’i aramaları lazım, Moşiyah’ı aramaları lazım. “Daha önce aradık, bulamadık” diyor. Tevrat’ta öyle diyor zaten. “Ümit kesildiği bir sırada çıkacak” diyor. “Arayacak insanlar, aradık bulamadık diyecekler, ümit kesildiği sırada çıkacak” diyor, Moşiyah.

Yani İsrail’in tek yanlı eleştirilmesi bana mantıklı gelmiyor. Roket atmayın, adamların canına kast etmeyin. Kardeş olun, birlikte oraları cennet hale getirin adeta. Ama yapamıyorlar işte, yapamazlar da. İlla ki Hz. Mehdi (a.s), illa ki Moşiyah. Burada bir mantık olmaz. Onlar onlara, onlar onlara bu devam eder Allahualem.

Bakın şu köfte mesela dün bombardımanda ölmüş sevimli. Göster bakayım. Şu şekeri görüyor musun ortadaki ufaklık. Öbürleri de yaralanmış herhalde delikanlıyla o hanım da yaralanmışlar. Yanlış bilmiyorsam eğer.

Yazık-günah değil mi? Nereye gitsin bu insanlar? Diyorlar ki; “Oradan haşa, çekip gitsinler.” Nereye gitsinler? İspanya’ya gidiyorlar, onlar diyorlar ki, “buradan kaybolup gidin” diyorlar. Allah Allah. Bir yere gidiyorlar mesela, “buradan da gidin” diyor. Onlar da diyorlar ki, “burada da duramazsınız buradan gidin” diyor. Nereye gitsinler? Bir yer gösterin de oraya gitsinler. Bir de atalarının yurdu. Kuran’da Musevilerin orada olacağı belirtiliyor açıkça. Ayette açıkça belirtiliyor. Ne mahsuru var? Orada yaşasınlar. Mahsurlu da görseler zaten mantığı olmaz, Kuran’da işaret edilmiş orada yaşayacakları. Bırak, bir avuç insan, yaşasınlar, huzur içinde yaşasınlar.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

İman Olmayan Yerlerde İnsanların Güzelliği Kalmadı!


“Suretlerin maymun veya domuza dönüşmesi,” yani insanların güzelliğinin azalması. Hakikaten dünyada insanların güzelliği azaldı. Eskiden güzel insan çok fazlaydı. Hatta benim çocukluğumda çok çok fazlaydı güzel insan. Ama “suretler değişecek” diyor Peygamberimiz (s.a.v). “İnsanların suretlerinde bozulma olacak” diyor. Bir de, “Bir kısım insanların yüzü de maymun veya domuza dönüşecek” diyor. Yani son derece nursuz ve dışarıdan bakıldığında domuz gibi görünüyor ve maymun gibi yüzündeki ifade. Çok fazla, dünyanın her tarafında bu tip insanlara rastlıyoruz. Ve güzel insan hemen hemen işte parmakla sayılıyor. Çok nadir. Azaldı. Bütün dünyada böyle bir felaket oldu. Nesiller bozuldu. Allah insanlardan güzelliği aldı. Bizim milletimiz güzel millettir, imanlı olduğu için.

Ama iman olmayan yerlerde insanların güzelliği kalmadı. “Gökten taş ve benzerlerinin yağmasını bekleyin.” Gökten taş yağıyor, başka? Bomba yağıyor. Her yerde gökten bomba yağıyor. Suriye’de, Irak’ta, başka yerde, her yerde; Afganistan’da binlerce ton bomba insanların başına yağdı. Taş da yağıyor, çünkü bomba patladı mı taşı toprağı havaya kaldırıyor. Binlerce kilo taş gökyüzünden insanların üstüne yağıyor ve bomba yağıyor. Ve diyor hadiste; “Gökten taş ve benzerlerinin yağmasını bekleyin.” Taş ve bomba. Şu an öyle. Çünkü her bomba patladığında; yüzlerce, binlerce kilo taşı, toprağı, kayayı alıp yüzlerce metre ileriye fırlatıyor. Evlere, camlara, duvarlara, her yere bunlar isabet ediyor. İnsanların başlarına yağıyor bu taşlar. Zaten gösteriyorlar; “Bakın yerlerden parçalar düştü” diyorlar. Her yeri birbirine katıyor. “Zelzeleler çoğalacak” diyor. “Yerle bir olma felaketleri olacak” diyor. Bombalanıyor, yerle bir oluyor; deprem oluyor, yerle bir oluyor; sel geliyor, yerle bir oluyor. Bu son zamanlarda…

 Bakın, İtalya da yine selin altına yattı. Dünyanın her yerinde seller çoğaldı. “Kuyruklu yıldız çıktıktan sonra seller başlayacak” diyor Peygamber Efendimiz (s.a.v). Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış alametleri. “Kuyruklu yıldızdan önce yağmurlar kesilecek, insanlar yağmur yağmamasından şikayetçi olacak.” “Demek ki küresel ısınma var, yağmurlar yağmıyor, mahvolduk, ozon delindi, çakmakla sigara yakmayalım, arabaların kontağını kapatalım,” bilmem ne… Böyle ilginç şeyler. “Sprey kullanmayalım” falan diye ilginç fikirler ortaya attılar. Sonra da dediler ki; Kızılırmak’ın suyunu kullanalım, Yeşilırmak’ın suyunu kullanalım, sular da gitti, artık su olmayacak” dediler. Hatta suyun nasıl iktisatlı kullanılması gerektiğine dair brifingler, sohbetler başladı. Arkasından sular öyle bollaştı ki… “Ondan sonra suyun çokluğundan şikayet edecekler, yağmurun çokluğundan şikayet edecekler, her yeri sel basacak” diyor Resulullah (s.a.v), Hz. Mehdi (a.s) devrinde.

“Ama bu kuyruklu yıldızın çıkışından sonra olacak” diyor. Öncesinde böyle yağmurlar azalacak, kuyruklu yıldızın çıkışından sonra çoğalacak ve insanlar şikayet edecekler” diyor. Aynısı şu an. “Milletin lideri o milletin en alçağı olduğunda, bu kıyamet alametidir” diyor. Mesela Stalin en alçağıydı, Hitler en alçağıydı, Kaddafi en alçağıydı, karga en alçağıydı. Hep alçaklardan oluşuyor büyük bir bölümü. Tabii iyileri de var; değerli insanlar, değerli liderler de var. “Mescidlerde sesler yükseldiği vakit” diyor. Mescidlerde Kuran okunuyor, bağıra bağıra insanlar konuşuyorlar. Her mescitte mukabele oluyor, birçoğunda Kuran okunuyor. Halbuki Allah; “Kuran okunduğunda susun dinleyin” diyor. Camide bağırarak konuşulmaz. Fısıltıyla da konuşulmaz. Camiler konuşulacak yer değildir. Kuran okunurken sessiz dinlenir. Hemen hemen camilerin büyük bir bölümünde ben bunu görüyorum. Bu da bir kıyamet alametidir ve Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış alametidir; Kuran okunurken insanların yüksek sesle konuşması.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın  A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


10 Ocak 2013

Ebcedi bir tane 2014 tarihini veriyor.Tek tarih veriyor 2014!


En’am Suresi 5; “Kendilerine hak gelince, onu yalanladılar; fakat alaya aldıklarının haberleri onlara gelecektir.” 1992 tarihini veriyor. Mehdiyet’in tarihini veriyor, bir tane tarih veriyor. “Fakat alaya alındıkları.” demek ki Hz. Mehdi (a.s) alaya alınacak. Hz. Mehdi (a.s) talebeleri alaya alınacak. Ona da işaret var. “Ama yakında onların haberini alacaklar” diyor. Nasıl haberleri? İlimle, irfanla, sevgiyle olan hakimiyet haberlerini, inşaAllah. Ona işaret ediyor. “Kendilerine hak gelince onu yalanladılar.” Hemen, işte “Mehdi de yok, Hz. İsa (a.s) da yok” diyecekler. Tabii Peygamberimiz (s.a.v.)’e bakıyor bu ayet. Ben işari anlamını söylüyorum. Yoksa o devre balkıyor. Ama ayet her devre baktığı gibi ahir zamana da ağırlıklı olarak bakıyor, inşaAllah.

Nisa Suresi, 159. ayet Allah’a yemin olsun diyor; “Andolsun, Kitap ehlinden,” Hıristiyan ve Musevilerden “Hz. İsa Mesih İbni Meryem, ölmeden önce” Hz. İsa (a.s)’ın vefatından önce, “ona inanmayacak kimse yoktur” diyor Allah. Ebcedi 2019 tarihini veriyor. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın faaliyetlerini en yoğunlaştırdığı tarih, inşaAllah.  “Kıyamet günü Hz. İsa Mesih İbn-i Meryem de, “o da onların aleyhine şahid olacaktır.” diyor Allah. Dünya hakimiyeti ile ilgili ayet. “Bütün Hıristiyan ve Musevilerin bütün hepsi iman edecek” diyor. Hz. İsa Mesih (a.s)’a inanmayan kimse kalmayacak. Allah diyor bak. Diyor ki, “Öyle bir ayet yok” diyor açık. Allah açıklıyor işte burada açık. Şeytandan Allah’a sığınırım; “İsa Mesih İbni Meryem ölmeden önce” diyor, vefatından önce, “ona” Hz. İsa Mesih İbni Meryem’e “inanmayacak hiç kimse yoktur” diyor Allah çok net. Nereye tevil ediyorsun? Nereye kapatmaya çalışıyorsun? Şahsına, bizzat zatına yönelik bu ayet.

Bak, “Şüphesiz göklerde olanların ve yerlerde olanların tümü Allah’ındır.” Gökte melekler ve Hz. İsa Mesih (a.s) var; yerde de Hz. Mehdi (a.s) var, insanlar var. “Şüphesiz göklerde olanların” Hz. İsa Mesih (a.s) ve meleklerin, “Ve yerde olanların tümü Allah’ın dır.” Hz. Mehdi (a.s) da, Hz. İsa Mesih (a.s) da Allah’ındır. Ebcedi bir tane 2014 tarihini veriyor. Tek tarih veriyor 2014. Halbuki beş bin, altı bin, yedi binli tarihler çıkabilirdi. Sekiz binli tarihler çıkabilirdi. Ne bileyim, 718 çıkardı, 918 çıkardı. 5771 çıkardı. 2014 tarihini veriyor. Açıp baksınlar.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın  A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 



Kötülüğü En Güzel Olanla Uzaklaştır !


“(Allah) Dedi ki: ‘Az bir süre (bekle), onlar gerçekten pişman olacaklar.’" diyor Cenab-ı Allah, Mü'minun Suresi, 40. Ne kadar bekleyeceğiz? En fazla on sene. Bak diyor ki Allah; “(Allah) Dedi ki: ‘Az bir süre (bekle), onlar gerçekten pişman olacaklar.’" Her yerde sevgi, barış olacak, her yerde barış hakim olacak, her yerde güzellik olacak. Sevinç içinde o güzelliği kutlayacağız, inşaAllah.

“Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun.” Diyor Cenab-ı Allah, Mü'minun Suresi, 73. “Gerçekten sen onları dosdoğru olan bir yola çağırıyorsun.”  2082. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın en şaşalı yılları, en güzel yılları, inşaAllah ve Mehdiyet’in tabii.

“Kötülüğü en güzel olanla uzaklaştır;” Diyor Allah, Mü'minun Suresi, 96. Kötülük, mesela adam hakaret ediyor ne yapacaksın? En güzel olanla uzaklaştıracaksın. Saldırıyor; barışla, küfrediyor; barışla, kötü söz söylüyor; sevgiyle, muhabbetle, demokrasiyle, akılla, bilimle. “Kötülüğü en güzel olanla uzaklaştır; biz, onların nitelendiregeldiklerini en iyi bileniz” “Benim bilgim dahilindedir” diyor Cenab-ı Allah onların ne yaptığı. “Kötülük yaptıklarında en güzel olanla uzaklaştırın” diyor Cenab-ı Allah. Şefkatle, merhametle, akılla, sevgiyle.

Kasas Suresi 5. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Biz ise, yeryüzünde” dünyada, “güçten düşürülenlere” hapsedilen, hakarete uğrayan, baskı gören Müslümanları, “lütufta bulunmak,” güzellik, hakimiyet, bereket, baskının kalkması, güzelliğin, huzurun her yere yayılması, “onları önderler yapmak” dünya hakimleri yapmak, dünyayı idare edenler yapmak, “ve mirasçılar kılmak istiyoruz.” “Dünyaya mirasçı olmak her yere bütün dünyaya hakim etmek istiyorduk.” Ebcedi kaç biliyor musun? Bir tane, 2021. Bir tane tek ebcedi var 2021. Sadece “güçten düşürülenler” in de ebcedi sadece 1996’yı veriyor. Demek ki o devirde Mehdiyet’e şiddetli bir saldırı olacak. “Güçten düşürülenlere.” Bize diyor. “Yeryüzünde” diyor. Belli bir yerde demiyor bak, dünyanın tamamında diyor “yeryüzünde güçten düşürülenlere” Müslümanlara, “lütufta bulunmak” Hz. Mehdi (a.s) talebelerine, Mehdiyet’e alenen işaret ediyor. “Onları önderler yapmak” dünya idarecileri, dünya hakimi yapmak, “ve mirasçılar kılmak istiyorduk.” Dünyaya mirasçılarının konmalarını ama adaletle, hukukla, sevgiyle, barışla yani onların kontrolünü onlara vermekten bahsediyor Allah, Müslümanlara. “Mirasçılar kılmak istiyorduk.” Tek tarih 2021’i veriyor. Çok manidardır.

Bakın, Mü’minun Sûresi 70. Cenab-ı Allah diyor ki “Yahut: ‘Onda bir delilik var’ mı diyorlar?” Yani “onun için deli mi diyorlar” diyor Allah. “Onda bir delilik mi var?” diyorlar. Dengesiz mi, akıl hastası mı diyorlar diyor Allah Peygamberimiz (a.s)’a söylüyorlar. Bediüzzaman’a da delilik ithamında bulunuldu. Hz. Mehdi (a.s)’a da yapılacak. Oradan anlıyoruz ayetlerden. “Onda bir delilik mi var?” diyorlar. Bu ne demek? Mehdilik alameti demek delilik iddiası. Cenab-ı Allah;  “Hayır, o, onlara hak ile gelmiş” hak ile gelmiş ama gelmiş, “bulunmaktadır” Kuran’la, hakla gelmiş bulunmaktadır, “ve onların çoğu hakkı çirkin karşılıyorlar.” Bir türlü kabul etmiyorlar Mehdiyet’i, güzelliği, barışı, sevgiyi kabul etmiyorlar diyor. Bir tane ebcedi var 2022. Bakın bir tane, iki tane yok. 2022. Hep Mehdiyet’in tarihini vermesi olağanüstü değil mi? Niye gizliyorsunuz bunları canlarım niye gizliyorsunuz bazı hoca efendiler? Niye gerçekleri gizlemek istiyorsunuz siz? “Yahut onda bir delilik mi var diyorlar?” diyor Cenab-ı Allah. Mü’minun 70. Bu da yedili dikkat et. 23. Sure Mü’minun Sûresi. “Hayır, o, onlara hak ile gelmiş bulunmaktadır” hak ile,Kuran’la gelmiş, gelmiş ama, “bulunmaktadır,” “ve onların çoğu” dünyaya şu an Darwinizm, materyalizm hakim “onların çoğu hakkı çirkin karşılıyorlar.” Güzelliği, barışı, huzuru çirkin karşılıyorlar. Ebcedi 2022. Bir tane.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın  A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


Kur'an dan Ayet Açıklamaları !


Ya Allah Bismillah. Şeytandan Allah’a sığınırım. Enfal Suresi 9. “Siz Rabbinizden yardım taleb ediyordunuz,” zor durumdaydınız yardım talep ediyordunuz, Cenab-ı Allah; “O da: "Şüphesiz ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediciyim" diye cevap vermişti.”  Bir biri ardınca. Bin melek, onun ardından bin melek daha iki bin. Acaba 2000’li yıllara işaret mi var? Bir de 9, 9. ayet. Acaba 2009 mu?

“Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalblerinizin tatmin bulması için yapmıştı;” diyor Cenab-ı Allah. Bir müjde var demek ki, inşaAllah. “(yoksa) Allah'ın Katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Bak, diyor ki Canab-ı Allah Yusuf Suresinde; “Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır.” Ebcedi 2015 veriyor. Yani bu kıssaları ahir zamanda inceleyin, her zaman inceleyin ama ahir zamanda da inceleyin. “Onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için” derin düşünen akıllı insanlar için, “ibretler vardır.” İşaretler, yönler, ahir zamanı anlatan birçok hayatla iç içe, hayatın içinde göreceğiniz gerçekler vardır. Alametler vardır. O anlama geliyor. 2015 tarihini veriyor.

“Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.” Yani “Mehdi’sin” diyor Peygamberimiz (s.a.v)’e Cenab-ı Allah. Ebcedi hangi tarihi veriyor? Bir tane ebced tarihi var, 1982. Hz. Mehdi (a.s)’ın yavaş yavaş neşvünema bulduğu, geliştiği tarihi veriyor 1982. Bir tane tarih veriyor bak, 1700 değil, 1300 değil, 9218 değil,  7721 değil. Kaç? Net 1982 tarihini veriyor. Hangi ayet? “Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.” “Bir Mehdi’sin” diyor Cenab-ı Allah. Ve ahir zaman açık ve alenen işaret ediyor ayet. Rad Suresi 7. Tekrarlayan yedilere de Cenab-ı Allah dikkat çekmiştir.

“O'nun Katında her şey bir miktar (ölçü)” denge, “iledir.”  Ayetler, onlar da ölçüyle. Her şeyde bir ölçü var. Ayetlerin içinde ölçülere baktığımızda ebcetler çıkıyor işte. Bak ne diyor Cenab-ı Allah; “O'nun Katında her şey bir miktar (ölçü) ve denge iledir.” Her şey; atom, harfler, rakamlar her şeyde bir ölçü vardır diyor. Altın oran mesela bir ölçüdür. Her canlıda altın oran var.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


Kuzey Kutbunda da Olsa İlla Ki Ona İman Ulaşacak!,İnşaAllah


Cenab-ı Allah ne güzel bizi ahir zamanda yaratmış. Bütün ahir zaman olayları oluyor. Ama bazı hoca efendiler ısrarla anlamazdan geliyorlar. Hiçbir dönemde olmamış böyle bir şey. Peygamberimiz (s.a.v) çıktığında o devirlerde, yüz sene evvel, üç yüz sene evvel, beş yüz sene evvel bir alamet çıktığında Müslümanlar büyük bir heyecanla Peygamberimiz (s.a.v)’in mucizesi çıktı diye bütün İslam alemine yayarlardı eskiden, Resulullah (s.a.v)’in mucizeleri çıktığında. Şimdi Resulullah (s.a.v)’ın mucizeleri çıktığında “nasıl örtbas edeceğiz?” diye bir çok alim uğraşıyor. “Nasıl kapatacağız?” diye. Ne korkuyorsun? En fazlası sen kendi hocanı Mehdi ilan edersin. Ne korkuyorsun? Ama bakıyor hocası uygun değil. Diyor, “ya falanca Mehdi olursa?” Ne derdine düşüyorsun hemşerim? Allah kimi kaderde Hz. Mehdi (a.s) kılarsa o başımızın üstüne. Niye vicdanınla savaşıyorsun? Allah’la mı savaşıyorsun sen? Kaderin dışında bir şey oluşabilir mi? Mümkün mü? Bu gayretle olacak bir şey mi Mehdilik? Hz. Mehdi (a.s) çıktığında zannediyorlar ki yobaz kafa, bağnaz kafa eskisinin yüz misli ortaya çıkacak. Eskisinin yüz misli bağnaz kafa ortadan kalkacak.

Hz. Mehdi (a.s) çıktığında demokrasi gelecek, sevgi gelecek, barış gelecek, ekonomik refah gelecek ve adalet gelecek. Bak diyor ki; “Malı eşit bir şekilde dağıtır” diyor. “Malı sahah üzere dağıtır.” “Ümmetten fakir hiç kimse kalmaz.” Bu ne demek? Dünya tarihinde görülmemiş bir şey. Müthiş bir şey bu. “Ümmetten tek bir kişi fakir kalmaz” diyor. Herkes; Hıristiyanlar da, Museviler de herkes zengin oluyor. Herkese mal dağıtılıyor. Dinsizine imansızına, sırf Müslümana değil herkese dağıtılıyor. Herkese şefkat, komünistine de şefkat, dinsizine de şefkat, Hıristiyan’a da, Musevi’ye de. Tabii onlar Ehli Kitap’tır. Daha Müslümanlar için evladır tabii ki de kıyası olmaz. Fakat onlara da potansiyel Müslüman olarak şefkat gösterilir. Yani bir komünist, bir ateist, bir Darwinist potansiyel Müslümandır. İnsanlar sonradan Müslüman olmuyor mu birçok insan? Peki, onun ne farkı var? Ben birçok kişide görüyorum, mesela daha önce ateist Müslüman olmuş, komünistlere illet oluyor. Peki, sen daha önce öyle değil miydin? Baban öyle değil miydi? Sonradan Müslüman olmadın mı? Peki, niye şaşırıyorsun? Sen nasıl daha önce potansiyel bir Müslümansan, sonra Müslüman olduysan, o da potansiyel bir Müslümandır ve Müslüman olması umulur. Olmuyorsa da kaderindedir. Acırız, şefkat duyarız. Kurtulması için dua ederiz. Hastalığa yakalanmış gibi bir insan; mesela kansere yakalanmış gibi. Ne yapıyoruz? Hastaneye kaldırıyoruz, ilaç veriyoruz, tedavi ediyoruz. İşte ahir zamanı ilaçları da kitaplar, CD’ler, anlatımlar. Var gücümüzle tedaviye gayret edeceğiz. Diyor ki “tedavi olmadı.” İlacı az vermişsindir, devam. Yanlış tedavi uygulamışsındır, devam edeceksin. Ta ki kurtuluncaya kadar. Kurtulursa ne mutlu, elhamdülillah.

 Ki ahir zamanda müjdelenmiş; iman edenlerin sayısı çok olacak. Ne kadar çok? Bütün dünya Müslüman olacak. “İman etmedik hiçbir fert kalmaz” diyor Resulullah (s.a.v). Bu, dünya tarihinde görülmemiş bir şey. Ayette açıkça söylüyor zaten Cenab-ı Allah Hz. İsa Mesih (a.s) için; “Ehli Kitaptan ona inanmadık hiçbir fert kalmaz” diyor. Cenab-ı Allah, “hepsi iman eder” diyor. İstisna bırakmamış Allah, “beş tane, on tane kalır” demiyor Allah. “Hepsi iman edecek” diyor, tamamı. Çok büyük mucize. Bir de toprağın altında olan adama da yetişilecek. Kuzey kutbunda da olsa illa ki ona iman ulaşacak, inşaAllah.




Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın  A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz.