08 Ocak 2012

İsrail-Filistin Sorununun Çözümü


Sayın Adnan Oktar'ın İsrailli Ortadoğu uzmanı ve araştırmacı Dr. Gil Feiler ile A9 TV'deki canlı sohbetinden:

Çözümün olmasını Tevrat açıklıyor. Peygamberimiz (sav) açıklıyor. İsrail’de de din gelişiyor, Filistin’de de din gelişiyor. Filistin gittikçe dindarlaşıyor, İsrail de gittikçe dindarlaşıyor. O zaman Filistin’e de İsrail’e de kararı verdirecek olan din anlayışı. O zaman din anlayışında çözüm Kral Mesih ve Hz. Mehdi (as) olarak açıkça beyan ediliyor. Bunun dışında bir çözümden bahsedilmiyor. Bunun dışında hep anarşi, acı, ızdırap ve kandan bahsediliyor. Ancak Kral Mesih ile durulma, huzur, barış, kardeşlik, sanat, bilim ve demokrasinin oluşacağını anlıyoruz.

(“Filistin İsrail ilişkilerinde pratik olarak çözüm nasıl olur?”)
Türkiye’nin devreye girmesi çok önemlidir. Türkiye’nin liderliği, Türkiye’nin öncülüğü, Türk İslam Birliği’nin oluşması çok önemlidir. İslam ülkeleri birleşmedikten sonra ve başlarında da adil, demokrat, sevgi dolu, merhametten, barıştan yana bir lider olmadıktan sonra herkes kendi kafasına göre hareket edeceği için kan, ıstırap, acı, gözyaşı hiçbir için zaman durmaz.

Durmasının tek yolu bütün İslam ülkelerinin birleşip bir disiplin altında, bir sevgi birliği altında hareket etmeleri; baştaki aklı başında olan kişiye, sevgiyi savunan, muhabbeti savunan kişiye tabii olmalarıdır.  O zaman yobazların, radikallerin, acımasızların, sadistlerin, kan dökücülerin, Darwinist-materyalistlerin, komünistlerin, acımasız iç fitneleri, saldırıları etkili olmaz. Onun etkili olacağı bellidir öbür türlü. Yani eğer dikkat edilmezse, sevgiye uyulmazsa bu belalar oturacaktır. Ama dikkat edilir de Mehdiyet’e, Tevrat’ın hükmüne, Peygamberimiz (sav)’in sözlerine uyulur da sevgi, barış birliği oluşturulursa, kardeşlik birliği oluşursa bu şeytanın unsurlarının etkisi olmayacaktır.

Barışın olmasında, bereketin olmasında, mutluluğun olmasında din hakimdir. Çünkü biz ruh sahibi varlıklarız. İnsanın bir psikolojisi vardır. Onu canlı ve dinamik tutan, ona heyecan veren, ona bir amaç çizen bir yapısı vardır, ruhun, insan psikolojisinin. Bunda müteharrik güç, hareket ettirecek güç dindir. Din olmadığında insan için ne silikon vadisinin bir anlamı olur, ne birleşmenin ne kardeşliğin, ne dostluğun. Hiçbir şeyin anlamı olmaz. 


Ama Allah’ın vaadi olarak Kral Mesih’in çıkması, Hz. Mehdi (as)’ın çıkması, Hz. Süleyman (as)’ın mescidinin yapılması ruhlarda devrim meydana getirir. Muazzam bir heyecan meydana getirir. O manevi heyecanla ekonomi de atak yapar, sanat da, bilim de, tıp da. Her şeyde gelişme olur. Ama öbür türlü, bakın Avrupa’da din çöktüğü için, ruh çöktü. Ruh çökünce ekonomi de çöktü.Ekonomik çöküntünün nedeni ruhların çökmesidir. İnancın çökmesidir. İnancın yeniden canlanmasını da Allah Hz. Mehdi (as)’a bağlıyor. Kral Mesih’e bağlıyor.

(“Neden dini liderler İsrail ile bir araya gelip barışı tesis etmiyorlar” )
Bu barışın tesisi bir liderle olabilir. Yani on tane, yüz tane akıl ayrı ayrı olduğunda hepsi birbirini iter. Ama tek bir baş olduğunda hepsini çeker. Tek bir başa ihtiyaç var. Bu tek başta işte Kral Mesih, Hz. Mehdi (as)’dır. Onları bir araya getirecek, onlara o heyecanı verecek, o kardeşlik bağını oluşturacak, o disiplini sağlayacak kişi Hz. Mehdi (as)’dır, Kral Mesih’tir. O olmadıktan sonra yüzlerce baş sürekli birbirleri ile itişip kakışacaktır. Sürekli bir ters mıknatıs etkisi olacaktır. Hz. Mehdi (as) düz mıknatıstır. Çekti mi hepsini toplar, hepsini birleştirir. Yani küçük mıknatıslar gibi onlar birbirlerini itiyorlar şu an. Ama tek büyük bir mıknatıs olan Hz. Mehdi (as)’da, Kral Mesih’te birleşip bütünlük oluşturacaklardır. 

Bunun araştırılması, Hz. Mehdi (as)’ın araştırılması, Kral Mesih’in araştırılması Tevrat’ın da bir hükmüdür. Ve Muhammedi inancın sahipleri için de bir emirdir bu, araştırılması. Arasınlar bulacaklardır. Yani “aradık, bulamadık” derlerse bana gelsinler. Aramadan, “bulamadık” diyemezler. Önce arayacaklar. Aradıklarını bulduklarını görecekler. Ama bulamazlarsa bana söylesinler ki imkansızdır, bulurlar.



Tek bir akla bağlanmayan din inancı mutlaka anarşi meydana getiriyor. Tek bir insanın etrafında toparlanmadıktan, tek bir beyne bağlanmadıktan sonra muhtelif beyinler birbiriyle mutlaka savaş halinde oluyor.Ve bunun hiçbir çözümü yoktur. Mutlaka bir beyne bağlanmaları gerekiyor. İnsan vücudunda bile, mesela beynin kontrolünden çıktığında bir vücut organı, dert oluyor insana. Mutlaka beyne bağlı olması gerekiyor insanın vücudu. Bir hastalıktır bu. Bu hastalığın gitmesi Kral Mesih’e, Hz. Mehdi (as)’a bağlanmakla olur. Arasınlar bulurlar, inşaAllah.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "4 Kasım 2011tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  
adresinden seyredebilirsiniz. 

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder