15 Ocak 2012

Haydar Baş


(“Haydar Baş hakkındaki görüşlerinizi merak ediyorum” sorusu üzerine)

Her Müslüman iyidir. Her hâlükârda Haydar Hocada Allah rızası için elinden geldiğince gayret ediyor. Tabii ki acayip yönleri, yanlış olabilir. Mümkündür. Özellikle bu iddia edilen Ergenekon terör örgütüne karşı net tavır almıyor mesela. O bir sorun, çok ciddi bir sorun. Ama kardeşim Müslüman olduktan sonra, “Lâ ilâhe illallah Muhammeden resûlullah” dedikten sonra Müslümana söz söylenmez. Hayır, söylenir, şöyle söylenir; Darwinistleri, materyalistleri, komünistleri, satanistleri hepsini ikna edersin. Eksik yönlerini, hatalarını hepsini halledersin. O zaman sıra onlara gelir. Ama onları daha halletmeden oturur da “lâ ilâhe illallah Muhammeden Resulullah” diyen Müslümanların üstüne gidersen bu vicdanlı, akıllı bir hareket olmaz. Akıllı bir Müslüman bunu yapmaz. Çok yanlış olur. Dolayısıyla Haydar Baş azda olsa veya çoktur inşaAllah, birçok insanın imanına vesile olduysa veya imanlı kalmalarına vesile oluyorsa bu çok büyük bir hizmettir. Biz o yönüne bakacağız. Ama mutlaka itikatta da yanlış yönleri olabilir. Siyasi yönde de yanlış yönleri olabilir. O ayrı. Biz öze bakarız. Namazlarına bakarız. Helale harama, Allah’ı seviyor mu? Peygamber (sav)’i seviyor mu? Ona bakarız. Allah’ı seviyorsa, “Allah bir” diyorsa, Peygamber (sav)’i seviyorsa, “lâ ilâhe illallah Muhammeden Resulullah” diyorsa tamamdır.

Size niye bir tavır alsın ki iddia edilen Ergenekon terör örgütü?” diyor. Bize şefkatle davranması için bir sebep var mı? Hayır, iddia edilen Ergenekon terör örgütü eşyaya mı zarar vermiş, insana mı zarar veriyor? Cam, çerçeve kırdığı için, taşları parçaladığı için mi iddia edilen Ergenekon terör örgütüne karşı devlet tavır aldı? Vatandaşları fişleyip, vatandaşlara, Müslümanlara yönelik katletme, hapis ettirme, ezme, hakaret etme yönünde bir politikası olduğu için mi devlet tarafından derdest yakalandılar ve soruşturma devam ediyor? Hapiste olanları tenzih ediyorum. Genel olarak söylüyorum. Kardeşim,iddia edilen Ergenekon terör örgütünün evraklarında biz birinci derecede vurulması gereken, ezilmesi gereken düşman hedefi olarak gösteriliyoruz. Yazışmalarda, polisin yazışma tutanaklarında bütün konuşmalar bizim üstümüzde. Çok fazla evrak var. Bir tane, iki tane, on tane değil. Eylemlerine bakıyoruz, eylemler net. Kokain komplosu yapıyorlar. Akıl hastanesine göndermede zemin hazırladılar. Bize dava açılmasında zemin hazırladılar. Ve yargıda da adamları var.

Bir kere devletin ilk yapacağı şey şu yargı dokunulmazlığını kaldırmaktır. Mahkemelerin şeffaf olması lazım. Hakim suç işleyecek, dava açamıyorsun. Hakim anormal bir şey yapacak, dava açamıyorsun. Dava açsan bile hakim hakime gönderiliyor. Mesleki dayanışma oluyor gibi düşünüyor bir kısım insanlar. Çok nadir hakimlere dava açılabiliyor, çok nadir. Yüzde yüz beraat gibi bir şey. Mutlaka beraat ediyorlar genelinde. Çok nadir ceza aldıkları oluyor. Hakim dayanışmasının kaldırılması lazım ve yargı dokunulmazlığının kaldırılması lazım. Nasıl vatandaşa dokunuluyorsa, yargıya da dokunulması lazım. Yargının da hakim önüne çıkarılması lazım. Hakimlerinde birbirlerini mesleki dayanışmayla korumaması lazım. Hepsi koruyor demiyorum ama koruyanlar var.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "17 Kasım 2011tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  
adresinden seyredebilirsiniz. 

..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder