02 Ocak 2012

Asil Anadolu İnsanı


(Kızılay Genel Başkanı’nın Van halkının son derece asil bir halk olduğunu ve “deprem sonrası manavların tezgahlarında kalan meyvelere dahi kimsenin dokunmadığını, bölgeye giren gazeteciler de evlerin önüne çıkarılan eşyaların ya da depremden yıkılan evlerin kenarlarına yığılan özel eşyaların tek birine bile dokunulmadığını, halkın son derece mazlum ve asil olduğunu” anlatmasıyla ilgili)


Aylardan beri anlattığımın tasdiki. Görüyor musunuz Bediüzzaman’ın evlatlarını, Selahattin Eyyübi’nin evlatlarını gördünüz mü? Dünyanın birçok yerinde böyle olaylar oluyor. Akıl almaz alçaklıklar, adilikler yapıyorlar. Son derece soyludurlar. Mesela soğukta titriyorlar, hiçbir şekilde çıtlarını çıkarmıyorlar. Mesela çoğu aç, çıtlarını çıkarmıyorlar. 


Onun için kardeşlerimizden ben istirham ediyorum. Benim söylediklerimi zaten birçok kanal aynısını ben söyledikten sonra söylediler elhamdülillah, Allah razı olsun. Mesela yiyecek malzemesi, bizzat gidip teslim etmek lazım. Parayı yatıracaksın. Para oraya gidecek de, oradan oraya gidecekte. Acil. Kamyonlar bir sürü İstanbul’da. Çekin bir toptancının önüne, doldurun içine, hemşerim götür bunu Van’a teslim et. Bu kadar. “Ben sana güveniyorum” diyeceksin kamyoncuya. Yanına da bir yardımcı olacak,bir insan tutacaksın. “Alın arslanlarım paranızı. Bana Van’dan telefon edin vardığınızda. Oradaki halk bize telefon etsin. Evet ağabey, bu mallar buraya geldi” desin. Orada güzelce dağıt herkese, gönlün estiği kadarı ile dağıt. O kadar. Bir kamyon. Çok pahalıya mal olmaz. Orta zenginin rahatça yapabileceği bir şey. Mesela hayvan orada satın alınabilir. Orada çoktur Van’da canlı hayvan. Satın alırsınız, hemen Allah için kurban edip, canlı canlı orada hemen, orada kızarttırıp, pişirttirip dağıtmak lazım et olarak.


Benim canlarıma, Güney Doğulu arslanlarıma, asillerime, soylularıma Allah rızası için acele hareket edip, acele yardımda bulunalım. İşte bilmem nereye telefona bilmem ne paraya. Bunlar tembel işi. Bir kısmı zor gelecek işler. Bir kısmı başka türlü. Tembellik etmesinler kardeşlerimiz. Tabii bak gücü yetmiyorsa ayrı mesele. Yaşlıdır, imkanı yoktur, parası azdır tenzih ederim. Ama zenginse, malın var, imkanın var, kamyonun var herşeyin var. Çek toptancının önüne. Beş dakikalık iş. Ne uzatıyorsun, değil mi? Doldur. Mesela konserve. Konserve balık, hazır yiyecek kolay. Zeytinyağlı konserve balık. Tane hesabıyla gönderelim. Onun fabrikaları var. Bir kamyon göndermeyle fabrika batmaz. Bir kamyon. Fabrika göndersin, onda bir şey yok. Mesela battaniye fabrikası. Bir kamyon göndermekle batacak mı o fabrika? Bereket gelir. Güzellik gelir. Onları bize söylesinler, biz de burada söyleyelim. Ama teslimatta “şuna dağıttım, buna dağıttım” olmaz. Gizli. 


Çok asildir benim Vanlım. Güneydoğulum, benim Anadolulum benim asil Türkiye’m soylu, insanlarım çok onurludur. Sakın ha, göz göre göre falancıya şunu. Böyle olmaz. Gizli. 


Yağmur gibi yağdıralım. Yalnız burada çok dikkat edilecek şey, kamyonu ev ev gezip dağıtmak çok önemli. Kamyonu alır PKK, alır dağa götürür. Sakın ha orada çok dikkatli olmak lazım. Başında durmak lazım. Van’daki dindar, mukaddesatçı kardeşlerimiz onlara güvenebiliriz. Van halkına güvenilir. “Oradaki kardeşlerim gelin, hep beraber dağıtalım, yardımcı olun”dersiniz dağıtırsınız. Beş dakikada dağıtılır. İnşaAllah. Oraya binlerce kamyon gitmesi lazım. Böyle karıncalar nasıl sıradan gidiyorlar, dönüyorlar. Kamyonlar böyle şerit gibi bir yandan Van’a gidecek, bir yandan dönecek. Bir yandan gidecek, bir yandan dönecek. Sürekli bir dönüş olması gerekiyor. İnşaAllah.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "26 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder