İslam bilimle, akılla olur, Kuran’ın mucizelerini anlatmakla olur. Allah’ın kainattaki mucizelerini göstermekle olur. Kuran’ın mucizelerini bilimsel metotlarla, belgelerle ispat ettiğinde insanların kalbinde bir inşirah, ferahlık olur, etkili olur bu yöntem. Ve müjdeleyici olmak ve insanlara kucaklayıcı bir mantıkla yaklaşmak önemlidir. Yahudi’den nefret eder, Hıristiyan’dan nefret eder, açık hanımdan nefret eder, başörtülüden çarşaflı değil diye nefret eder, çarşaflıdan yüzü açık diye nefret eder, sakal bırakmaz adam, ondan nefret eder. Sakalı yok diye adamın arkasında namaz kılmıyorlar.
İslam güzellikken, sevgiyken, temizlikken, nezaketken, incelikken, hoşlukken, hürriyetken, demokrasiyken bambaşka bir Müslümanlık anlayışı varmış gibi gösteriyorlar. Asıp kesen, hayatı bambaşka gösteren, insanları içine kapatan, insanları hayattan soğutan, insanların neşesini, şevkini elinden alan, korkunç bir kabus gibi göstermeye kalkıyorlar.
Dünyada bir buçuk milyar Müslüman var, esir konumundalar. 300 kişi, bir buçuk milyar Müslüman’ı ezim ezim eziyorlar. Gidiyor, isterse Libya’yı işgal ediyor, isterse Irak’ı işgal ediyor. Oradaki cahil sözde hocalarla konuştuğumuzda, çok bilmiş, kendinden emin bir üslupla dinlemiyorlar. Kendi burnunun dikine gidiyor. Müslümanları felakete götürdükten sonra da “ne yapalım, oldu” diyor. Müslümanların birleşmesiyle ortaya gelecek mükemmel yapı zaten konuyu kökünden bitirir. Yani zaten çarpıklık Müslümanların içinde. Müslümanlardaki eksik ve acayip yönler düzeltildiğinde İttihad-ı İslam, Türk- İslam Birliği hemen oluşur. Fakat ulema-i su, suyun başını tutan ulema hakkı ve hakikati anlatmamıza engel oluyorlar, insanların İttihad-ı İslam’a koşmalarına engel oluyorlar, Türk-İslam Birliği’ne engel oluyorlar, Mehdiyetin güzel intişarına engel olmak istiyorlar. Tabii, başarılı olamazlar, ayrı mesele de. Bizim mutlaka akılcı, doğru, belgelere dayalı eleştirmemiz gerekiyor. Ben yıkıcı eleştirmiyorum dikkat ederseniz; yapıcı ve olumlu eleştirilerim. Sonuçta da adam düzeliyor.
İngiltere’de, Avrupa’da, Amerika’da, her yerde herkese İslam’ı, Kuran’ı sevdiriyoruz maşaAllah coşkuyla, aşkla. Yobazların da yobazlığını çok güzel, detaylarıyla, abartılı bir üslup kullanmadan, ispatlı bir şekilde gösteriyoruz. Yobazlıkla, Kuran’ın, Müslümanlığın arasındaki fark boyut farkı gibi. Eskiden yobazlıkla Müslümanlığı karıştırıyorlardı.
Deccaliyet iki kolludur, iki yönden saldırır. Biri direkt ateizm, Darwinizm, materyalizm, diğeri de yobazlık kanalıyla saldırır. Biz her iki kolunu da kırdık deccaliyetin. Hem yobaz kolunu kırdık, hem dinsiz kolunu kırdık. Şimdi kör gözüyle böğürerek kaçıyor deccal. Her tuttuğumuz yerde de çökertiyoruz. Vurdukça hoplatıyoruz, vurdukça zıplatıyoruz.
İlimle, fenle, bilgiyle Türk-İslam Birliği’ni hakim edeceğiz inşaAllah, şefkatle, maşaAllah.
Deccal kızdırmak en zevk aldığım konulardan bir tanesi inşaAllah. İngiltere’de o otobüslerde “Allah var” gördüler mi deccal taraftarları kıvrım kıvrım kıvranıyor. Yobazlar da hasetten kıvranıyor.
Zannediyor ki, İslam ahlakı dünyaya hakim olunca kokuşmuş yobazlar sürüler etrafta gezecek zannediyor. Öyle bir şey yok. Yobazların dediği gibi öyle iğrenç bir dünyaya müsaade etmeyeceğiz. Cennet gibi pırıl pırıl, Asr-ı Saadet dönemi gibi bir hayatı kabul ettireceğiz ilimle, fenle, sevgiyle. Resulullah (sav) nasıl mis gibi kokuyordu. Gül kokusu, değil mi ta 100 metreden alıyorlardı. Nasıl hanımlarla şakalaşıyordu, yakalamaca oynuyordu. Hz. Süleyman (as) Belkıs’a nasıl şaka yapıyordu, gel havuza gir diye. Hz. Süleyman (as)’a, Hz. Musa (as)’a, Hz. İbrahim (as)’e benzeyeceğiz. inşaAllah. Pırıl pırıl, cıvıl cıvıl, neşe dolu, berrak, kaliteli, mis gibi İslam ahlakı dünyaya hakim olacak.
Yobazlar kendi aralarında birbirlerinden tiksinir, birbirlerinin dedikodusunu yaparlar. İsterseniz yobazların içerisine girin, bakın, deneyin. Bir şekilde gidin, bir sohbetlerine oturun. Hemen birbirinin etini yemeye başlarlar. Hemen dedikoduya başlarlar. Biraz samimi olur da özel bir ortam oluşursa fitnesini, fücurunu, bütün pisliğini görmeye başlarsın yobazların.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''28 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr adresinden seyredebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder