27 Eylül 2011

Beşinci Şua’dan Açıklamalar


Beşinci Şua’dan açıklamalar

“İman ve teklif (sorumluluk), ihtiyar (irade) dairesinde bir imtihan, bir tecrübe,” Allah tecrübe ediyor“bir müsabaka olduğundan,” yarış“perdeli” bir kere neymiş ahir zaman hadisleri? Perdeli.İki;“ve derin” sathi değil, derin. Üç;“ve tedkik (araştırma)” yani derin bir genel kültür ve derin bir bilgi gerektiriyor. “ve tecrübeye” ayrıca tecrübeli olmak gerekir, diyor.“muhtaç olan nazari (düşünce) meseleleri elbette bedihi (açık) olmaz. Ve herkes ister istemez tasdik edecek derecede zaruri olmaz.” Alenen açık olmaz, diyor. herkesin tasdik edeceği gibi açık olmaz, perdeli olur, diyor.“Ta ki Ebu Bekirler a'la-yı illiyyine (yücelerin yücesine) çıksınlar ve Ebu Cehiller esfel-i safiline (aşağıların en aşağısı) düşsünler. İhtiyar (irade) kalmazsa” yani seçim gücü kalmazsa, “teklif olamaz” iman teklif edilemez.“Ve bu sır ve hikmet içindir ki, mucizeler seyrek ve nadir verilir”.
“Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselam'ın nüzulü (yeryüzüne gelişi) dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u imanın (imanın ışığının) dikkatiyle bilinir;” dikkat eden kişilerin dikkatiyle bilinir.“herkes bilemez. Hatta Deccal ve Süfyan gibi eşhas-ı müdhişe (dehşetli kişiler), kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar.” Bakın bir daha söylüyorum, Beşinci Şua’yı bağıra bağıra televizyonlarda okuyan tek delikanlı benim İslam aleminde, onu söyleyeyim. Kimse yok benim dışımda, varsa söyleyin. Televizyonlardan, radyolardan okuyan kimse yoktur benim dışımda. Allah bana nasip ediyor elhamdülillah, maşaAllah. Çünkü sırları var, sırlarını herkes bilemiyor, ben açıklıyorum. Allah’ın dilemesiyle, Allah’ın yaratmasıyla.

(Hz. Mehdi (as)’ın her evde görünmesi ile ilgili müteşabih hadisleri yanlış yorumlayanlar hakkında)
“Üç türlü gelecek” diyor. Bir, görüntü olarak. Yüzünün görüntüsü olarak. İki, ses olarak. “Kulağına gaybtan ses gelecek” diyor. Üç, “cismi görüntü halinde oluşacak” diyor. “Üç boyutlu görüntü olarak cismi oluşacak” diyor. “Bu üç şekilde de gelecek” diyor. Sonra da diyorlar ki Hz. Mehdi (as) gaybette. Nerenin gaybeti? Gelmiş işte, daha nasıl gelsin? Nerede hapse girecek o? Niye hapse girsin o durumda? Nasıl girsin hapse? Nasıl çile çeksin? Onun tebliğ yapmasına gerek kalıyor mu o zaman talebeleriyle? Bunların mantığına göre, her eve girdiğine göre, her yere girdiğine göre. Ve bir tekbirde binaları da yıktığına göre. Zaten konu bitmiş. Herkes de ona tabii olacağına göre. O zaman 313 tane talebesi yok. Milyonlarca talebesi var. Hepsi bitmiş, iş bitmiş yani. Hz. Mehdi (as)’ın çıkmasına gerek yok. Onun için Hz. Mehdi (as)’ın çıkmasını istemiyorlar. Hz. Mehdi (as)’ı hayali bir varlık olarak kullanmak istiyorlar. Yani böyle zorda kaldığında “Hz. Mehdi (as) gelecek” denecek. “Ne olacak halimiz?” “Hz. Mehdi (as) gelir kurtarır” diyecekler. Onu çözümsüzlüğe bir dayanak noktası gibi, yani insanlara bir manevi dayanma noktası haline getirmeye kalkmışlar. Psikolojik tatmin meydana getirecek şekilde. Çünkü gerçekten gelmesini istemiyor.“Ne zaman gelecek?” diyoruz. “Tarihi belli değil” diyor. Sen demiyor musun “herkesin evine giriyor”? Gelmiş işte o zaman. “İstediğin an istediğin eve gelir” diyor. “İstediğini yapar” diyor. “İstediğin an görünür, istediğin gibi danışabilirsin” diyor. “Ve ona tabii olmak farz” diyor, vacip. Yani Hz. Mehdi (as) bir şey söyledi mi yapmak vacip. “Kulağıma ses geldi, haydi Türkiye’yi bombalayın”. Bitti, bas düğmeye bombalasın. Onun için bütün Avrupa, Türkiye ayağa kalktı. Şimdi füze savunma sistemi yapılıyor Türkiye’ye. Bu hayali Mehdi olayından dolayı, hayalet Mehdi olayından dolayı. Çok büyük bir tehlike bu. Çok acayip bir inanç bu. Müslümanları yakıyorlar adeta. Yani Kuran’ın ruhunu tamamen inkar etmiş oluyorsun. Bambaşka bir şey. Hiçbir peygamberde olmayan bir durum. Oturuyorlar demagoji yapıyorlar. Hz. İsa (as)‘a benzetmeye kalkıyorlar. Ashab-ı Kehf’i ve Hz. İsa (as)‘ı Kuran söylüyor. Hz. Mehdi (as) ile ilgili böyle bir hüküm var mı Kuran’da? O Allah’ın bir veli kulu. Siz ne hale getiriyorsunuz? Resulullah (sav)‘dan, bütün peygamberlerden, hiçbir peygamberde olmayan bir üstün güce sahip gibi hale getiriyorsunuz. Ve imtihanını kaldırıyorsunuz. Hz. Mehdi (as) o durumda nasıl imtihan olsun? Her eve giriyor, her duvara giriyor, her yerden çıkıyor. Arkasından “hapse girecek” diyorsun. Gaybetine ne ihtiyaç var? Gaybet diyorsun. Gaybete niye ihtiyaç olsun ki? Gaybet mi o? İstediğin an geldiğine göre. Nasıl gaip oluyor? İstediğin kişiyle görüşüyor, her eve çağırabiliyorsun. Nasıl gayb oluyor bu o zaman? Hapse sokarsan o zaman gayb olur. Veyahut kendi bizzat gizlenirse o zaman gayb olur. Kimse de göremez. Buna derler gayb olma diye. Peygamberimiz (sav)’in kastettiği budur, Hz. Yusuf (as)’a o yüzden benzetiyor. Gerçekten hapsedilecektir, olay bu.

“Müslüman, Hıristiyan, Musevi bilim adamları evrimi kabul ettiklerine dair imza topladılar. Onlar evrimi kabul ediyorlar, siz neden kabul etmiyorsunuz?” sorusu üzerine:

Ben Hz. Mehdi (as) cephesindeyim de onun için. Farkında değiller ne yaptıklarının. Biz yaratılış cephesindeyiz. Firavun da o zaman halkı iknaya çalışıyordu, “siz Nil’in çamurlarından oluştunuz” diye oradaki insanlardan imza topluyordu. Ve inandırmaya çalışıyordu. Hz. Musa (as) ne yaptı? Allah onun asasını attırdı, asa yılan şekline gelince anladılar ki yaratılış kesin, gerçek, evrim düşüncesi yanlış. Ve iman ettiler. Demek ki yaratılışı savunanlar Hz. Mehdi (as) kolu. Biz de Hz. Mehdi (as) talebeleri olarak tabii ki yaratılışı savunuyoruz.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''19 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder