11 Eylül 2011

Kader ve Şeytan


“Madem ki Allah geleceği bilir, kaderi beliyorsa neden şeytanı yarattı?” sorusuna cevap:

Allah yalnız olmayı sevmiyor. Şuurlu varlıkların, insanların olmasını istiyor. Yani kendini takdir eden, yarattıklarını takdir eden, güzel olan, her şeyi bilen, onlardan hoşnut olan, onlardan sevinç duyan varlıkların olmasını istiyor. Ama insan doğrudan yaratılığında, cennette Hz. Adem ve Hz. Havva’yı yaratmıştır biliyorsunuz.  İstenen o heyecan, o derinlik, o teslimiyet olmuyor, oluşmuyor. Hz. Adem (as) ulul azim peygamber, ama oluşmuyor. Fakat şeytan olduğunda, nefs olduğunda ve cehennem olduğunda insan müthiş bir derinlik kazanıyor. Her şeyin bir anlamı oluyor ondan sonra. Fincanın bir anlamı oluyor, bardağın bir anlamı oluyor, hayatın müthiş zenginlikleri olmuş oluyor, güzelliklerin bir anlamı oluyor.Şeytan olmadan imtihan olmuyor. İmtihan olmadığında hayatın anlamı çok söner. Yani çok flulaşır, dümdüz duvara doğru gider. Dümdüz beyaz bir duvar düşünün, başka hiçbir şey yok, oraya doğru gidersiniz. Mesela bu bardak niye hoşumuza gidiyor? Başka bardaklarla kıyasladığımız için hoşumuza gidiyor. Bu bir güzellik, tek sebebi bu kıyastır, kıyas olmasıdır. Bu benim kalemim güzel. Niye güzel? Başka kalemlerle kıyasladığımız için güzel. Yoksa bu bize çok vasat gelir. Diğer varlıklarla kıyasladığımızda nimet haline gelmiş oluyor.

Mesela şeytan olmadığında biz neyle mücadele edeceğiz? Mücadele etmemiz gerekiyor. Şeytan olmadığında bu tebliği yapamazdık belki. Nefis ve şeytan olduğu için bunların anlatılması gerekiyor. Anlatılınca Mehdi (as) talebesi olunuyor, Mehdi (as) talebesi olunca da çok zevkli bir şey oluyor. Heyecanlı oluyor, delikanlı oluyorsun, yiğit oluyorsun, koçyiğit oluyorsun, değil mi? Paramparça ediyorsun küfrü aklınla, fikrinle. Bu bir zevk, güzellik, heyecan. O yok, bu yok o zaman hayatın güzelliğini, heyecanını yok etmiş oluyorsun. Allah hayata heyecan katmak için şeytanı yaratıyor, nefsi yaratıyor, deccali yaratıyor, deccale karşı Mehdi (as)’ı yaratıyor, İsa Mesih’i geri indiriyor, Hızır (as)’ı  yaratıyor, olaylar meydana getiriyor Allah. Heyecan meydana geliyor, güzellik meydana geliyor. Hayat anlam kazanıyor. Yani monotonluk, düzlük ortadan kalmış oluyor. 

Mesela melekler var. Allah takva insanı çok çok daha fazla sever meleklerden. Melek Allah için yeterli olmuyor, insanı istiyor Allah. İnsanı daha çok beğeniyor Allah. Çünkü şeytanla ve nefisle mücadele ediyor o ve Allah’ı görmeden gayba iman ediyor o.  Bu yönleriyle çok seviyor Allah insanı, takva  insanı. Mesela bizim Peygamberimiz (sav)’i “senin nurundan yarattım kainatı” diyor Allah, çok seviyor Peygamberimiz (sav)’i. “Habibim” diyor. Mesela Hz. İbrahim (as)’e “Halilullah, halilim” diyor Cenab-ı Allah, hoşuna gidiyor, seviyor. 

Allah güzellikten hoşlanan bir varlık. Bütün güzellikleri seviyor Allah. Güzel insanı seviyor, güzel manzarayı seviyor, güzel konuşmayı seviyor bizim de bu güzelliklerden hoşlanmamızı istiyor. Kendi de beğeniyor Allah. Ama bizim ki tabi acz içinde, Allah’ta acz yoktur. Mesela ayetleri müzikli, ihtişamlı, ahenkli indiriyor Allah. İsterse dümdüz indirebilirdi. Bir ahenk olmayabilirdi. Dümdüz madde madde yazabilirdi. Mesela Ebu Leheb’i, Ebu Cehil’i çıkarıyor Allah Peygamberimiz (sav)’le mücadele ettiriyor. Hz. Hamza’ya Hz. Vahşi’yi musallat ediyor Cenab-ı  Allah. Onu şehit ettiriyor, onun ciğerini yedirten de Hz. Vahşi’ye Cenab-ı Allah’tır. Orada Müslümanlarda coşkun bir hamiyet hissi meydana geliyor o zaman. Hz. Hamza (as) hiç hissetmez o an cennette o. Şehitliğin acısı yoktur, hiç hissetmez, hiç, sıfır. Çoktan canı alınıyor onun. Maksat orada Müslümanlarda hamiyet hissi meydana getirmek. Mesela Afganistan’ı işgal ettirdi Allah, hamiyet hissimizi tahrik etmek için yapıyor. Irak’ı işgal ettiriyor. Mesela çocukların aç kalmasına, perişan olmasına imkan sağlayan da Allah’tır. Onları yaratan da Allah’tır. Hamiyet hissimiz meydana geliyor, Yoksa çocukların hiçbiri acı çekmez. Şehit olan bir çocuk doğrudan vildan olur o, haberi olmaz. Allah bizim kafamızda onu öyle gösterir imtihan için. Dış alemdeki halini biz zaten bilmiyoruz, Allah’la onun arasında. Ama hiçbir mazlum acı çekmez onu bileceksiniz, hiçbir şekilde. Ama bizim beynimizde öyle gibi gösterir Allah. Bizleri teşvik etmek için, bizi heyecanlandırmak için ve bizden hesabını sormak için. “Allah insanlara zulmetmez” diyor Allah ayette, mümkün değil. Mesela can çekişerek ölür gibi görünür; hiçbir şekilde acı çekmez; çoktan onun ruhu alınır. Ayette de var; “insana dayanamayacağı yükü yüklemeyiz” diyor Allah.

Ben mesela 55 yaşındayım. Hayatımda hiç hatırlamam dayanamayacağım bir yükü. Mesela tımarhaneye girdim artık en azılı delilerin içine koydular. Ayeti düşündüm, hakikaten rahatsız olmuyorum. Orada gayet rahattım. Mesela hapishanede de delilerin olduğu koğuşa koydular. Yine çok rahattım. Böyle bir şey olmuyor. Benim bulunduğum yerdeki herkes adam öldürmüştü. Koğuşa, cezaevi içine adam öldüren kişileri getiriyorlardı. Hepsi benim yanımda geziniyorlardı, ben onlarla arkadaş oluyordum, sohbet edip konuşuyordum. Hatta dedi ki cezaevi albayı “özellikle hocanın yanına gönderdim” dedi. Yani böyle adam öldürmüş, defalarca adam öldürmüş insanlar, bir tane iki tane değil, doluydu benim 
bulunduğum koğuş. “Adam kediye bile kıyamayacak hale geldi, acayip sevgi dolu oldu hocamızın yanında” diyordu inşaAllah. Sorun, albay duruyor, genç. Herkese anlatıyordu cezaevi albayı. İmtihanın gereğidir bunlar. Onları öyle mülayim yapan da Cenab-ı Allah.  Adam orada sudan bir sebeple cezaevinde kavga da çıkarır, her şey olabilir; olmadı. Mesela deliler benim bulunduğum kapıyı kırdılar, yedi tane adam öldürdüler benim bulunduğum dönemde akıl hastaları. Bana hiçbir şey olmadı elhamdülillah. Ve tedirgin de olmadım ayrıca gayet rahattım. Zor şartları da Allah güzelleştiriyor. Deliler de beni orada doktor zannediyorlardı. 

Şaşırıyorlardı. Ne işin var gibisinden. Bir çoğunun şuuru kapalı, bağırtılar, çağırtılar falan. Hiçbiri doğal ihtiyaçlarını bilmiyor. Ben o ortamda gayet rahat, güzel yaşadım. Doktorlar geliyor bayılıyordu, hemşireler geliyor bayılıyorlardı olayın, atmosferin dehşet verici olmasından kaynaklanıyor. Neden oluyor bu? İmtihan, anlı şanlı bir geçmiş olsun, delikanlılık olsun. Hep çocukluğumdan beri zorluklarla karşılaştım elhamdülillah ve o beni güçlendirdi, tekamül ettirdi. Yoksa kim bilir nasıl oldurduk? Durgun olur insan. Bu kadar coşkulu ve sevgi dolu olmamın sebebi bu zorluklardır aynı zamanda. İnsanın derin düşünmesine, derin düşünen insan olmasına vesile olur böyle şeyler. Allah beğeniyor, güzel buluyor böyle şeyleri. 

Sonunda da mükafat olarak cennet veriyor, sonsuza kadar yaşatıyor. Sonsuza kadar da unutmuyor. O zaman cennet sana lezzetli  geliyor.  Öbür türlü adam zevk almaz, cennetten de zevk almaz. Cennetin köşküne sokarsın adam aval aval bakar, Allah dilemiş olsa. Cennet yemeklerinden anlamaz, ama burada çile çektiyse, zorluklarla, şeytanla boğuşmuş, deccalle boğuşmuş, nefsiyle boğuşmuş Peygamberleri tenzih ederim, kendim için diyorum ben, onlar için mücadele etti derim. Çok anlamlı olur. Cennetin ufacık bir tası bile müthiş hayranlık meydana getirir. “İnce işlenmiş ağır atlastan” diyor Allah ve ince ipekli ve fakat işlenmiş. İnce işlemelerden zevk almak için derin bir ruha, derin bir akla sahip olmak lazım. Adam yoksa onu göremez. Bu dünyada böceğin, karıncanın, hücrenin detaylarını göremeyen cennette onun detaylarını da göremez. Bu dünyada arıya bakıyoruz, nefesimiz kesiliyor. O zaman cennetin arısını görünce de nefesimiz kesilecek inşaAllah. Orada da var hayvanlar. Hiçbir hayvan yok olmaz, hepsi Allah’ın Katında durur. Hiçbiri sonsuza kadar yok olmaz.  Allah’tan dilendiğinde hangisini istiyorsak Allah onu getirir, gösterir, yanında olur. Kedisi, köpeği, atı, eşeği neyse sevdiği. Yani bir böcek dahi yok olmaz, hiçbir şekilde yok olmaz. Allah Katında bir kere olan bir şey sonsuza kadar artık imkansızdır yok olması. Haşa Allah’ın yok olması lazım onun yok olması için. Allah’ın yok olması mümkün olmadığı için onlar da yok olmaz.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''4 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder