27 Eylül 2011

Kuran'da Barış Var


Sürekli anlatıyorum, “Müslümanlar kardeş olacak” diyoruz, “Filistin özgür olacak” diyoruz. “Bayram havası esecek” diyoruz. “Hapishaneler boşalacak” diyoruz. “Kan duracak, damla kan akıtılmayacak” diyoruz. “Uyuyan kişi uyandırılmayacak” diyoruz. Peki bu ne anlama geliyor benim anlattıklarım? Bu nedir? Filistin’de kan akmıyorsa, son derece özgürseler, bütün bölgeyi istediği gibi kullanıyorlarsa, uyuyan kişi uyandırılmıyorsa, hapishaneler boşalıyorsa ki cinayet işleyenler dışında dedim. “Hapishaneler boşalacak” diyorum. Yeterli cevap değil mi bu? Ne demem gerekiyor? “Kahrolsun İsrail mi” diyeyim, yani ne diyeyim? “Kahrolsun İsrail” demek küfür ifadedir. İsrail Peygamber ismidir. Anormal bir ifade. Niye yıkılmasını isteyeyim İsrail’in? İyi olmasını isterim, güzel olmasını isterim. Filistin de güzel olsun. İsrail de güzel olsun. Herkes huzurlu yaşasın. Burada benden istenen nedir? O zaman İsrail’i yerle bir edelim atom bombasıyla, tarihten silelim, çoluk çocuk hepsini katledip, doğrayalım. Bunu mu diyeyim yani bunu mu dememi istiyorsunuz? Yani bu nasıl bir mantıktır? Anlattıklarım nereye gidiyor? Ben ne anlatıyorum o zaman? “Filistinliler” diyorum, “kardeş olacak, hepsine sarılacağız. 

İsrailli gençler, Filistinli gençler birbirlerine sarılacaklar.  Barış olacak” diyorum. Ne yapmamız gerekiyor? İntikam mı alalım ne yapalım yani? O zaman boydan boya bütün İsrail’i doğrayalım. Kılıçtan geçirelim. Bunu mu istiyorsunuz? Bu çok çok özür dilerim, ama aptalca bir üslup olur. Akılsızca bir üsluptur bu. İslam’da barış vardır. İsmi barıştır. Barış yurdu, esenlik yurdu, cennetin özelliğidir. Tabii ki barışa çağıracağız. Ne yapmamız gerekiyor? Kavga mı isteyeyim? Gece gündüz kan istiyorlar. Biz kanı durdurmaya çalışıyoruz. Bunlar da kan peşindeler. İsrail’de hiçbir suçu olmayan adamları, çocukları, kadınları bombalamak, asmak, kesmek ahlaksızlık, vicdansızlıktır, zulümdür. Başka nedir yani? Filistin’de de yine aynı şekildedir. Orada da mazlum, çoluk, çocuk, insan kim varsa asıp kesiyorsa bir insan o da ahlaksızlıktır, aynısıdır. Biz ne diyoruz? “Bunun tamamı dursun” diyoruz. “Bir taraf dursun, bir taraf devam etsin” dedim mi ben? Yani “Filistin’deki kişiler kötüdür. İsrail’deki kişiler iyidir, İsrail gitsin Filistin’i istediği gibi assın, kessin” diyor muyum ben, dedim mi? “Buradaki zulmün tamamı dursun” dedik, “hepsi. Bölgedeki zulmün, bölgedeki kanın tamamı dursun” dedik. Bu yeterli cevaptır işte bu. “Barış olsun, kardeşlik olsun, birbirlerine sarılsınlar” dedik. “Bütün arazi geniş, istedikleri gibi kullansınlar” diyoruz. Özgürce yaşasınlar, kardeşçe. “Biri İsmailoğullarının evlatları” dedik, “biri İsrailoğulları’nın evlatları. Biri Hz. İsrail’in, biri Hz. İsmail’in evlatları.” Aynen ifadem bu. Bantlarda duruyor bu. Adamların gözünü kan bürümüş psikopatların. İlla ki kan akacak. Bir de korkak, aşağılık insanlar, savaş falan da olsa hemen kaçarlar. Öyle bir olayı da yok. Kabadayılık falan yapıyorlar, ama öyle zannettiğiniz gibi olmuyor, olmaz da. Irak’ta da öyle kabadayılık yaptılar. Sonra da Amerikalı askerlere kadın, kız temin ettiler. Esrar satıyorlar. Marlbora satıyorlar. Her türlü üçkağıtçılığı yapıyorlar. Bir gecede Irak ordusu kayboldu. Bir gecede, Amerikan işgali başladığında. Kabadayılık yapıyorlardı, kaçacak delik aradılar. Gazeteler yazdı, dedi “koskoca Irak ordusu bir gecede kayboldu” dediler. Ki bu da Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametlerindendir. Yani Hz. Mehdi (as)’ın çıkışının büyük alametlerindendir,  önemli alametlerindendir. Bu da olmuştur. Afganistan’da da kabadayılık yaptılar. Şimdi esrar satıyorlar Amerikalı askerlere. Onunla geçiniyorlar. Yani bu kabadayılık yapanlar zannetmeyin ki öyle bir şey olsa ortaya çıkarlar, hemen gizlenirler. Mehdiyet şefkat, barış ve kardeşliktir. Kanı durdurmaya geliyor Hz. Mehdi (as). Biz Hz. Mehdi (as) talebesiyiz.

Kuran bizi barışa çekiyor. Suçu işleyen kimse o karşılığını görür. Biz İsrail halkının çoluğundan, çocuğundan ne istiyoruz? Niye cezalandırmaya kalkalım masum çocukları, masum kadınları? Kim suç işlerse onu cezalandırsınlar. Kanun ne ise, ne diyorsa, ona göre cezalandırırsın. Ama topluluk anlamında, millet anlamında barış esastır. İsrailliler, Filistinliler, Araplar, Fas, Tunus, Cezayir, Libya, Afganistan, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan hepsi kardeş birbirlerine sarılsınlar. Birbirlerini sevsinler. Dost olsun, kardeş olsun. Bir şey yok ortada. Şeytan kan istiyor. Şimdi benim gördüğüm Türkiye ile İsrail’i güya savaştırmaya çalışıyorlar.  Kendi kafalarına göre. İsrail de bir avuç ateist mason sahtekar var. Türkiye’de de bu iddia edilen Ergenekon terör örgütü var. O çakallarla öbürleri böyle iş birliği halindeler. İki tarafı birbirine katmanın peşindeler. Olay çıkartacaklar güya. Amerika’da diyecek ki evanjelikler; “Bakın İncil de demiyor muydu ‘Deccaller İsrail’le savaşacak’ diye. İşte bak dediği oldu. Deccal ordusu Müslümanlar, İsrail’le de savaştılar şimdi İsa Mesih inecek” diyecekler. Kanlı, büyük bir dünya savaşı düşünüyor adamlar. Biz de şeytanın bu oyununu patlatıyoruz. Olay bundan ibaret. Bu kadar basit.

Bediüzzaman’a geliyor, diyorlar ki, yeni bir açıklama bu, önemli. “Ahir zamanda deccalin bir vasıtası olacak” diyorlar. Hadisteki deccalin eşeğinden bahsediyorlar. “Kulakları fil kulağı gibi olacak. Bir gürültüyle gidecek. Gürültü çıkararak gidecek. Bir de kötü bir duman bırakacak giderken. Bu nedir?” diyorlar. “İşte arabayı tarif ediyor” diyor Bediüzzaman. “Kapıları açılıyor arabanın fil kulağı gibi. Egzozunun sesi, bir de egzoz dumanı, çıkacak kötü dumanda da o” diyor. Bediüzzaman’ın mühim açıklamalarından bir tanesidir, bilinmeyen bir açıklamasıdır inşaAllah.
Aslında olay o kadar karışık değil. İnsanlar karışık hale getiriyorlar. Mesela İsrail’in bölgede rahat yaşaması o kadar karışık bir şey değil; gayet kolay bir şey. Ama zor gibi gösteriyorlar. Mesela Arapların huzur içinde yaşaması da zor bir şey değil. Yani orada savaşın önlenmesi de zor bir şey değil, ama çok karmaşık hale getiriyorlar. Bayağı kolay. Anlaşılmayacak bir şey yok. Kardeşler olarak dostane yaşarlar, sadece kin ve nefret hislerini ortadan kaldıracaklar, kavga ruhu kalkacak, herkes kendi hakkından samimi olarak feragat edecek, içindeki o kızgınlığı kaldıracak; dostça, barış içinde olacaklar. Ama buna bir irade gerekiyor işte. Bu iradeyi insanlar topluluk olarak, şahsı manevi olarak elde edemiyorlar. Mutlaka başta birisinin olması lazım. Bir beynin bulunması gerekiyor ki bunu yapabilsinler. Bu beyin olmadığında insanlar bunu yapamıyorlar işte. O beynin adı Hz. Mehdi (as)’dır

Tek bir beyin olmadıktan sonra İslam aleminin başında; çok beyinli bir vücutta anarşi meydana geliyor, kanserleşiyor bünye. Milyonlarca beyin var. O onu çekiyor, o onu çekiyor, o onu öne itiyor, o onu başka yere çekiyor. Bünye toplu hareket edemiyor. Ama tek bir beyne bağlı büyük bir vücut olursa, bir buçuk milyar vücut tek bir beyne bağlı olursa o vücut çok kolay hareket eder. Ama bir buçuk milyarlık bünye yaklaşık bir buçuk milyar beyne bağlı olduğunda vücut iflas ediyor. Yani çok beyinli bir insan düşünün, yüz tane beyni var. Bir beyni diyecek ki “hadi sokağa git”,  biri diyecek ki “hadi evde otur”, biri diyecek ki “yemek ye”, biri “yemek yeme”, “uyu”, “kalk” diyecek. Ne olur vücutta? Anarşi olur. Vücut kendini yemeye başlar, kanser oluşur. Toplumda da o yüzden kanser oluşuyor. Yani İslam aleminde kanser oluşuyor, dünyada kanser oluşuyor ve insanlar açmaza giriyorlar. İşte bu kanseri kaldırmak için Allah Hz. İsa Mesih (as)’ı Hıristiyan alemine gönderiyor, Hz. Mehdi (as)’ı da Müslüman alemine gönderiyor ki bu fitne bu kargaşa kalksın, tek bir beyne bağlı olsun, rahat etsinler diye.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''22 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder