11 Eylül 2011

Kuran Tefsiri - Alak Suresi ve Fatiha Suresi


Alak Suresi

“Yaratan Rabbin adıyla oku. O, insanı bir alak'tan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir; Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediğini (bilmediklerini) öğretti. Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden.”
“Mükemmel gördüğünden azar” diyor.

“Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir. Engellemekte olanı gördün mü? Namaz kıldığı zaman bir kulu.”
Kuran okumayı engellemek, namazı engellemek, Müslümanlarla görüşmeyi engellemek. Hepsi aynı hükümdedir, inşaAllah.

“Gördün mü? Ya o (kul) doğru yol üzerinde ise,
İslam’a, Kuran’a hizmet ediyorsa, Allah rızası için gayret ediyorsa.

“Ya da takvayı emrettiyse.”
En mükemmel, en iyi olmayı Allah’ın rızasının en çoğunu aramayı insanlara anlatıyorsa

“Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlıyor ve yüz çeviriyor ise.”
Kuran’ın yeterliliğini kabul etmiyor ve Müslümanlardan da yüz çeviriyor.

“O, Allah'ın gördüğünü bilmiyor mu?”
Müşrikler Allah’ın gördüğünü bilmez. Kendi kafasına göre hareket eder. Gördüğünü bilse zaten yapmaz.

“Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; O yalancı, günahkar olan alnından.”
Alnında sarığı da olsa, başka şeyi de olsa “tutar sürüklerim” diyor, inşaAllah. Örtüsü varsa, örtüsünden tutar sürükler, alınındaki örtüsünden. “Saçından da tutar, sarığından da tutar sürüklerim” diyor Allah.

“ O zaman da meclisini çağırsın.”
“Cemaatini, ihvanını, kardeşlerini, kimi çağırıyorsa çağırsın”diyor Cenab-ı Allah.

“Biz de zebanileri çağıracağız. Hayır; ona boyun eğme,”
Yani onun engellemelerini kabul etme. Onun Kuran’ı okutturmaması, anlattırmaması, namazı engellemesi, Müslümanlarla görüşmesini engellemesi gibi eylemlerine boyun eğme.

 “(Rabbine) Secde et ve yakınlaş.”
Sen namazlarını kıl. Allah’a, İslam’a, Kuran’a hizmet etmekte gayret et, devam et. “Ve yakınlaş” diyor Cenab-ı Allah.

“Hayır; gerçekten insan, azar.”
Burada Bediüzzaman şöyle diyor; “deccalin hem şahsına ve zamanına cifir ve manasıyla işaret ettiği gibi Ehl-i Selate tayirane saldıracağına da işaret ediyor” diyor. Deccaliyete işaret ediyor. Bu ayetin ebcedi Darwin’in ölüm tarihini verir. Bu ayet için; “hayır; gerçekten insan, azar”ayetini Bediüzzaman o şekilde şerh ediyor, açıklıyor. Yani “Darwinizm, materyalizm tabii Ehl-i Selate karşı, Ehl-i İman’a karşı materyalist, Darwinist, Leninist düşünceyi ortaya koyduğu için, saldırgan bir ideoloji ortaya koyduğu için ona da işaret eder” diyor.




Fatiha Suresi, Şeytandan Allah’a sığınıyoruz. Mekke’de indirildi, yedi ayetten oluşuyor.

“Hamd Alemlerin Rabbinedir.”
Bak bütün alemlerin, demek ki çok fazla alem var. Sırf dünyanın, sırf Samanyolu’nun, sırf bu gördüğümüz alemin değil.
Önce “Rahman ve Rahim.” Hep böyle koruyucu ve seven, iyilik yapan, hep hayır, hep insanların güzelliği için olan.

Ve “Din gününün malikidir.” “Din gününün” anlamı; kıyamet, İslam’ın dünya hakimiyeti, inşaAllah. Din gününün maliki olan, ona sahip olan, onu meydana getiren Allah’adır.

“Biz yalnızca Sana ibadet eder,”
Şirk yok, yobazlık yok. İslam ahlakının dünya hakimiyeti için şirk yok. Yobazlıkta sadece Allah’a ibadet var mı? Yok. Yobazlıkta adam, hurafeye ibadet eder. Hurafenin kaynaklarına ibadet eder. Ayette ne diyor? “Biz yalnızca (sadece) Sana ibadet eder ve yalnızca(yine bak vurguluyor) Sen’den yardım dileriz.”
İşte falanca kişiden, feşmekancanın ruhaniyetinden değil. Sadece Allah’tan. Hurafecilerin yardımı istemiyor Cenab-ı Allah.

“Bizi doğru yola ilet;”
Kuran’ın yoluna, sahabenin yaşadığı hayata.

“Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna”
Kimlere nimet verdi Cenab-ı Allah? İmam-ı Rabbanilere, Abdulkadir Geylanilere, Sahabeye, on iki imama değil mi?

“Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.”
Darwinistlerin, materyalistlerin, ateistlerin, yobazların yoluna değil. Çünkü bakın hem gazaba uğramışlar hem de sapmışlar. Allah belalarını vermiş, hem de sapmışlar. Sapkınlar, “onların yolunda değil” diyor. Deccalin yoluna değil. Burada hem Mehdiyet’e hem deccaliyete işaret var Fatiha suresinde.
Ayet okurken şeytandan Allah’a sığınmak lazım. Şeytan unutturur, özelliğidir. Allah’ın andığında hemen o etki kalkar. Deccal Kuran’dan nefret eder. Mümin Kuran’a hayrandır. Müşrikun ve müşrikat, münafıkun ve münafukat Kuran’ı zahiren savunuyor gibi görünür. Ama Kuran’ın okunmasını istemezler.

Fatiha Suresi, içinde çok sırrı barındıran bir sure. Bediüzzaman, Fatiha’dan Nur talebelerinin faaliyetlerinin ne kadar süreceğini, bu kıyametin tarihini çıkarıyor ebcedle. Hem Peygamberimiz (sav)’in hadisinden, hem de Fatiha’dan.
Yobazlık büyük tehlikedir. Pislik gibi yayılıyor ve mikrop gibi yayılıyor, veba mikrobu gibidir yobazlık. Hayret edilecek bir şey güzelim insanları mahvediyor. Elini yüzünü maymuna çeviriyor. İnsanlıktan çıkarıyor yobazlık. Suratına kezzap atmışsın gibidir. Adam suratına ha kezzap atmışsın ha yobazlık yapmışsın. Mahvedersin.  Onun için bütün dünya yobazlıktan titrer.  Büyük bir beladır. 

Çok acımasızdır yobazlar. Bir kere çok fitnecidir. O pisliğe düştü mü müthiş ahlaksız olur insan, yobaz olduğunda. Çok dedikoducu olur. Fitneci olur, iftiracı olur. Sevgisiz olur, nefret oturur üstüne. Sinsice suç işleyen hale gelir. Sevdiği hiç kimse kalmaz. Bu ahlaksızlar önce Allah’a düşman olur. Sonra Peygamber’e düşman olur. Sonra kendi kafasında bir din çıkarır bu alçaklar. Kendi de uymaz. Milleti de uydurmak için teşvik eder. Böyle bir şeytanın oyunudur yobazlık. Şeytanın bir pisliğidir.  Mahveder dünyayı. Şeytanın iki boynuzundan bir tanesidir. Biri dinsizlik darwinist düşünce, komünistlik, biri yobazlıktır. Şeytan işi bir pisliktir yobazlık. Şeytan bu elindeki o iki uçlu süngüsüyle kafasındaki iki boynuzuyla ve iki sivri dişiyle bütün dünyayı hercü merc ediyor, mahvediyor. Musevileri de mahvediyor. Musevilerin de yobazları var. Hıristiyanların da yobazları var. Onları da mahvediyor. Müslüman’ın da yobazları var. Müslüman’ı mahvediyor. Osmanlı’yı yıkan şeytanın oluşturduğu yobaz güruhudur. Darwinizmle, yobazlıkla bir girdi Osmanlı’ya buradan girdi oradan çıktı. O koskoca Osmanlı’yı yıktı geçti, iki kanaldan boğdular Osmanlı’yı. Yobazlıkla ve darwinist  materyalist düşünce ile. Şeytanın iki boynuzunun arasında ezdiler. Mehdi ne yapıyor? Onun iki boynuzunu da ilimle söküyor. Biz de Mehdi talebesi olarak, ilimle, fikirle, bilgiyle şeytanın dişlerini kırıp boynuzlarını kırmakla uğraşıyoruz. Nefret dolu oluyorlar. Neşe dolu sevgi dolu güzel insanlardır Müslümanlar.

Allah Azerbaycan’a zeval vermesin İnşaAllah. Devlet başkanlarına dua edin. “Yarabbi kalbine inşirah ver. İmanını arttır. Yobazların fitnesini onun üzerinden çek” dersiniz. “Muhterem Aliyev biz senin yanındayız. Komünizme Darwinizm’e de karşıyız yobazlığa da karşıyız. Birlikte devleti ali hale getirelim. En iyi noktaya getirelim.” dersiniz, ne diyecek ki? Ne desin? Hay Allah razı olsun, der. Ama göz göre göre yobazlığı hakim etmeye kalkarlarsa, devlet ani bir refleksle kendini şiddetle savunmaya başlar. Yaşla, kuru aynı anda yanar, Allah esirgesin. Haklıyı haksızı ayırt etmesi çok güç olur. Daima Müslüman, devleti koruyan olacak. Devleti tamir eder. Devlet yıkılmaz. Dua edeceksin yardımcı olacaksın, destek olacaksın. Hami olacaksın devlete. Gizli açık iki türlü de olur, devlete hami olmak. Devlet milletten oluşuyor. Kendi haline bırakmak olmaz. Milletle kaimdir devlet. Millet severek desteklesin ki devlet de ayakta dursun. Millet karşı olsa devlet ne yapsın? Çöker Allah esirgesin. Şeytanın eline, deccalin eline devlet bırakılmaz. Yobazların eline devlet bırakılmaz. İblusun ve iblisat, kafirun ve kafirat, münafıkın ve münafıkat insanlığa dehşet saçar. Bela olurlar.  Daima iyilerden haktan yana olacağız. Tamirci olacağız. Tamirat yanlısı olacağız İnşaAllah.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''4 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder