29 Eylül 2011

Müsaade Etmeyiz!


(Apo’nun) Stratejisi, taktiğini Lenin belirlemiş. Bunun ayrı bir ideolojisi, ayrı bir düşüncesi yok. Adam diyor “Marksistim ben, komünistim, Leninist, Stalistim” diyor. Yani “Stalin, Lenin ne diyorsa ben onu yapıyorum” diyor.  “Yeni bir ideoloji çıkarttım, yeni bir felsefe çıkarttım, yeni bir inanç çıkarttım demiyor” adam. Öyle bir konu yok. komünizmin uygulayıcısıyım diyor. Açık açık da söylüyor. Çok fazla sözü var. Stalin hayranı olduğunu söylüyor. “Stalin ne yaptıysa aynısını yapacağım” diyor. Bu kadar açık. Bu saf bir görüş olur. Saf bir bakış açısı olur. Yakışmaz. Aklı başında  olayı değerlendirmek lazım.

Bakışı komünist, Leninist, Stalinist. Bu kadar. Darwinist, materyalist. Ayrı bir inancı yok. “Bunu uygulamak istiyorum” diyor adam. “Müsaade ederseniz. Az müsaade et” diyor. Biz de müsaade etmiyoruz. Bu kadar. Yani İngilizler de daha önce işgal etmişti Türkiye’yi, Fransızlar işgal etmişti. Adamlara müsaade mi edelim? 

Ne diyeceğiz? “Arkadaş uygun bir şekilde gidin” dedik ve gittiler. Şimdi PKK’ya da aynı şeyi söylüyoruz. Olmaz. Güzellik istiyorlarsa buyursunlar İttihad-ı İslam’a, buyursunlar Türk-İslam Birliği’ne. Özgürlük istiyorlarsa buyursunlar İttihad-ı İslam’a, demokrasi istiyorlarsa buyursunlar İttihad-ı İslam’a. Zenginlik istiyorlarsa, iyilik istiyorlarsa, refah istiyorlarsa, barışın, güzelliğin, bütün iyilikleri istiyorlarsa, kim istiyorsa buyursun İttihad-ı İslam’a. Parçalanma, bölünme felaket getirir. Kurdun dişine kıyma haline gelmiş olurlar. Bu olmaz.


Mutluluk için, güzellik, iyilik için tek çözüm İttihad-ı İslam’dır. Aksini savunan bana gelsin söylesin. Var mı uçsuz bucaksız özgürlük gibi, var mı uçsuz bucaksız güzellik gibi? Herkesin refah ve zenginlik içinde olduğu, sınırlar açık, ferah, İsrail, Ermenistan, Türkistan, Kazakistan, Tacikistan, hepsi huzur içerisinde, Türkiye huzur içerisinde, Kürt kardeşlerimiz zaten bizim canımız ciğerimiz, bölgenin en tatlı, en güzel insanları, en nezaketli, en hoş insanları bütün Türk milleti gibi. Efendiliğin, iyiliğin, güzelliğin sembolüdür o insanlar. Onların hakkı özgürlüktür. 


Yıllardan beri baskıdan, çileden canları yandı. Sürekli tecrit, sürekli duvarlar, hepsini kaldıracağız. Ferahlık, barış ve güzellik içinde yaşayacaklar. O Kürt sevimli, minik köfteler var, ufaklık, koşturuyorlar falan oradan oraya. Ayakları çıplak benim o canlarıma İtalyan ayakkabı giydirteceğiz. Böyle en kalitelisinden inşaAllah. Marka kıyafetler giydirteceğiz benim canlarıma. En kaliteli üniversitelerde okuyacaklar. En güzel yerlerde eğlenecekler. En güzel yiyecekleri yiyecekler. Bir sürünmeden başka bir sürünmeye geçirmek istiyorlar. İddia edilen Ergenekon terör örgütü ayrı bir ezdi. Bir de komünistler “biz ezelim, geri kalanını da biz tamamlayalım” diyorlar. Yok öyle şey arkadaş. Müsaade etmiyoruz. 


Benim kardeşim onlar, bizim canlarımız. Kürt anneler başı kapalı ne kadar nezih anneler. Kürt dedeler hep sakallı, dindar, hep Allah’tan, dinden bahseden namuslu, haysiyetli insanlar. Komünistlerin elinde ne işi var onların? Komünistlere bir tanesini bile teslim etmeyiz. Bırakacaklar bu kafayı. Bu bir çirkinlik. Gasp etmek istiyorlar milletimizi. Müsaade etmiyoruz. Kurtuluş Türk-İslam Birliği’ndedir, İttihad-ı İslam’dadır. Bunun dışında bir yol olmaz.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''25 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder