14 Eylül 2011

Kuran Tefsiri


Tevbe Suresi

 “Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler.”
Münafıklar bol bol özür belirtirler. Buna çok dikkat etmek lazım. O özre kanmamak lazım.

“De ki: "Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz.”
Münafıklara kesin olarak inanılmayacak. Acayip yalancı ve sahtekârdır münafıklar.

“Allah bize, durumunuzu haber vermiştir.”
Tabii vahiyle bildiriliyor Peygamberimiz (sav)’e.

“Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yaptıklarınızı size haber verecektir."
Mutlaka Allah yanına koymuyor. Her anormal tavrın, her sinsi tavrın karşılığı Allah tarafından veriliyor. Onun için Müslümanın gönlü çok rahat olacak. İçinde bir tedirginlik olmayacak. “bu ne olur, nasıl olur?” demeyecek. Ahirette Allah intikam alacağını söylüyor. Fakat bir sır veriyorum, kimsenin fazla bilmediği bir sır: Allah küfürden intikam alırken Müslümanların neşeleneceği şekilde intikam alıyor. “Onlar” diyor, “koltuklarına yaslanmış, onların hallerine gülüyor” diyor. Allah onları aşağılıyor, yani onları komik hallere düşürüyor Allah, böyle aşağılanacakları komik hallere düşürüyor. O enaniyetli, azametli, kendini büyük bilenler müthiş aşağılanıyorlar. Ama Müslümanların böyle çok şiddetli gülmesine sebep olacak şekilde aşağılıyor Allah. Müslümanları eğlendirecek şekilde, onları neşelendirecek şekilde aşağılıyor küfrü. Bu bilinmeyen bir şey, cennetin eğlencelerinden birisidir bu. Zalimler o şekilde cezalanıyorlar. Onu bir detay olarak belirteyim inşaAllah.

İnsanlar ne düşünür biliyor musunuz, gece gündüz en çok düşündükleri nedir biliyor musunuz? En istemeyeni dahi en çok ölümü düşünür, gece gündüz ölümü düşünürler. Hayat güzeldir, insan yaşamak ister. Onun için mümin cennette sonsuza kadar yaşayacağını bildiği için o içgüdüsü tatmin olmuş oluyor müminin. Fakat küfürde bu içgüdü tatmin olmuyor, onun için müthiş bunalıma düşer. Acayip sıkıntı duyar. Yani intiharların, içkinin, uyuşturucunun kökeni budur. Sonlu olduğunu sanmanın verdiği acıdan dolayı böyle bir tavır gösterirler. Müminlerde, Müslümanlarda biliyorsunuz intihar çok düşüktür. Çok nadir olur Müslümanlarda. Allah vermesin, ancak cinnet geçirecek falan da o tarzda olur, onun dışında olmaz. Çünkü Müslüman cennete gideceğini bilir inşaAllah, Allah’ın dilemesiyle. Sonsuzluğun başladığını ve artık bitmeyeceğini bilir. Ve gönlü müsterihtir, Allah’a teslim olmuştur, kendini Allah’a bırakmıştır. İçinde bir huzur ve ferahlık olur. Bir güven hissi olur, kalbinde bir tatmin meydana getiriyor. İşte o tatmini alan vücut rahatlıyor. O tatmini alamadığında vücut, o sonsuzluk hissini alamadığında, o tevekkül duygusunun verdiği doyuruculuğu alamadığında vücut reaksiyona başlar, vücut kendini parçalamaya başlıyor. Beynine saldırır, cildine saldırır, delirtir insanı. Onun sonucunda ya intihar ediyorlar, ya içkiye başlıyor, ya uyuşturucuya başlıyor veyahut mutsuz oluyor. Kökeni budur.

Saffat Suresi

Hz. İbrahim diyor ki,
“Birtakım uydurma yalanlar için mi Allah’tan başka ilahlar istiyorsunuz?”
İşte bu adamların kimi Abdullah Öcalan’ı kendine ilah ediniyor, kimi Stalin’i, kimi Lenin’i ilah ediniyor. O devrin sapıkları da o şekilde hareketler ediyor.

“Alemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?”
Soruyoruz mesela insanlara “Allah’a inanıyor musunuz?” diyoruz, o da o zaman soruyor, “Allah’a inancınız nasıl?” Bak diyor ki:

“Sonra yıldızlara bir göz attı.”
İşte bu ilmi ledündür. Ledün ilmidir. Bunu dikkatli bilen kardeşlerimiz beni de anlamada birçok şeyi çözebileceklerdir.

“Sonra yıldızlara bir göz attı. “
Gökteki yıldızlara bakıyor Hz. İbrahim (a.s.).

“‘Ben, doğrusu hastayım’ dedi.” Diyor.
Bu ledün ilmi. Hz İbrahim (a.s.) hasta değil. Yıldızlardan da anlam çıkarıyor değil. Yıldızlardan Müslüman anlam çıkartmaz, öyle bir şey yok. Ama onlara öyle diyor. Ledünün gereği olarak bunu yapıyor.‘Ben, doğrusu hastayım’ diyor, hasta değil.

“Böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.”
Ledün ilminin neticesini almış. İlmi batının neticesini almış. Bu bir maslahattır yaptığı. Hz. Yusuf (a.s.)’da da var bu, Hz. İbrahim (a.s.)’de de var. Hz. Mehdi (a.s.)’de de olacaktır.

“Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: ‘Yemek yemiyor musunuz?’ dedi.”
Bak, ilahlarıyla nezaketiyle alay ediyor, aşağılıyor. Ama onlar fark edemiyorlar. Bu da ledün ilmidir.

“Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?” diyor.
Bu da ledün ilmidir. Hz. İbrahim (a.s.) şirk koşmuyor ki, putlara zaten inanmıyor. Ama bak sanki konuşabilecek gücü varmış gibi ona ne diyor: “Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”batın ilminin bir uygulaması daha.

“Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.”
Bu o ilmin başka bir yansıması.

“Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler.”
Galeyana geliyorlar. Uyanıyorlar.

“Dedi ki: ‘Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?’”
Bak şimdi batından zahir ilmine geçiyor. Diyor ki: “Dedi ki: ‘Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?’”. Kendi kendinize uydurmalar çıkarıyorsunuz. Biz ne diyoruz Darwinistlere? “Kendi kendinize uyduruyorsunuz. Protein tesadüfen meydana gelir mi? Gelmez. Nereden çıkarıyorsun? Fosiller; 350 milyon fosil var yaratılışı ispat eden. Aksini ispat eden fosil var mı? Darwin’in dediğini doğrulayan tek bir tane fosil var mı? Yok. Nereden çıkarıyorsun o zaman” diyoruz.

“Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır.”
Abdullah Öcalan’ı da Allah yaratır, Stalin’i, Lenin’i de Allah yaratır. Her şeyi Allah yaratır.
“Dediler ki: ‘Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın’”

Bu bina işte zamanımızın hapishaneleri. “çılgınca yanan ateşin içine atın” yani en şiddetli işkenceyle onu öldürün, şehit edin. Bunu diyorlar.
“Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz, onları alçaltılmışlar kıldık.”
Bu da Allah’ın ledün ilmini uygulamasıdır. Bir peygambere uygulatır, bir de Kendi uygular.
“(İbrahim) Dedi ki: ‘Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim; O, beni hidayete erdirecektir.’”
“Allah’tan ümit ediyorum” diyor.

“‘Rabbim, bana salihlerden (olan bir çocuk) armağan et.’ Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik.”
Halim; mülayim, saldırgan olmayan. Müslüman’ın vasfıdır halim olmak.

“Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): ‘Oğlum’ dedi. ‘Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm.’”
“Kesiyorken gördüm.”
“Bir bak, sen ne düşünüyorsun. (Oğlu İsmail) Dedi ki: “
Şu an ki Arap olan kardeşlerimizin babasıdır. Ondan tevellüt etmiştir Arap milleti.

“Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. “
Daha küçücük çocuk.
“İnşaAllah, beni sabredenlerden bulacaksın.”
Allah’a derin imanla bağlı.

“Sonunda ikisi de (Allah’ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail’i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz ona: ‘Ey İbrahim’ diye seslendik. ‘Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.’”
Yani “evlat sevgisinden daha çok Allah’ı seviyorsun, biz bunu gördük” diyor Cenab-ı Allah. “Evladın da Allah’a tam teslim olmuş” diyor “ve sen de tam teslim olmuşsun” diyor. Çünkü her ikisi de peygamberdir, Hz. İsmail (a.s.) de Hz. İbrahim (a.s.) de. Allah İsmail (a.s.)’e daha küçük yaşta o peygamber ahlakını vermiş.

“Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.”
Demek ki Allah çok şiddetli imtihan eder mümini. Güzel huylu olacak, halim olacak, teslimiyetli olacak.

“Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik.”
Koskoca bir koç. Orada kesiyor Hz. İbrahim (a.s.) koçu. Güzel ala ızgara yapıyorlar inşaAllah. Mis gibi böyle kebap kokusu inşaAllah.

“Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.”
Her namazda Hz. İbrahim (a.s.)’a ve Hz. İbrahim (a.s.) nesline dua edilir, tahiyyatta, oturulduğunda namazda. Hz. İbrahim (a.s.) neslinin muzafferiyeti için dua edilir. Bu duanın kabulü neyle oluyor? Hz. Mehdi (a.s.)’ın dünya hâkimiyetiyle olacaktır, İmam Mehdi (a.s.)’ın inşaAllah.

“İbrahim’e selam olsun.”
Biz de selam ediyoruz.


Hac suresi 11

“İnsanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder,”
Namazını kılıyor, gece zikirleri yapıyor, kavun sünnet onu yiyor, pilav sünnet onu yiyor, o  tamam.  Allah yolunda ilmi mücadele? “Ya insanız” diyor “o kadar da her şeye gücümüz yetmez ki” diyor. Allah’a kendini adamak? “İçinizde en kötüsü benim, olacak iş mi, nasıl yapacağız?” diyor. Allah ne diyor: “İnsanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder,”diyor. İşine gelen ibadetleri yapıyor. Yani kendisine maddi sorun çıkarttığını düşündüğü olaylara girmiyor yahut sosyal risk meydana getiren olaylara girmiyor. Veyahut sıkıldığı olaylara girmiyor.





Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''6 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder