06 Eylül 2011

Kuran Tefsiri - Neml ve Ahzab Sureleri


Neml Suresi, 44

“Ona: "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman:) Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum."”
Bak o sevgi, o ilgi, o alaka kalbini ferahlandırıyor kadının. O Hz. Süleyman (as)’ın yaptığı şaka da hoşuna gidiyor. “Ne güzel” diyor, “ bu İslam dini. Allah’a çok şükür. Müslüman oldum” diyor. Yobazlık olsa Müslüman olur muydu o kadın? Gerçek İslam’la karşılaştığı için, bir Peygamberle karşılaştığı için kalbine inşirah, ferahlık geliyor ve Müslüman oluyor. Şimdi yobaz takımının yüzünden binlerce, on binlerce, milyonlarca kadın Müslümanlığa yanaşamıyor. Mesela elhamdülillah bak biz kimle konuştuysak aşağı-yukarı hepsi Müslüman oldu, maşaAllah, elhamdülillah.


Ahzab Suresi, 50-52

“Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık;” Helal olsun benim mübarek Peygamberime. Allah cennette kat kat fazlasını versin.  “bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da,” Şimdi kadın kendini hibe etmek istiyor. Peygamber görmüyor mu bu kadını? Görüyor, görüp beğenmeden alır mı? “, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık).” Yobazlar utanıyor bu ayeti okumaktan. Haberiniz var mı bundan? En çekindikleri ayettir yobazların. 

Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın.” Güçlük ne biliyor musun? münafukun ve münafukatın, müşrikun ve müşrikatın alçakça Peygambere baskı yapması. O zorluklar o ayette kastedilen. Ayet inince toz duman oldular. Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp-barındırabilirsin;” istersen yanında tutarsın, istersen ayrı da tutabilirsin diyor Cenabı Allah. ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur.İstersen geri çağırırsın, yeniden onunla birlikte yaşayabilirsin diyor Allah. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarınayani bundan müteessir olmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur.Çünkü Allah’ın rızası her şeyi aydınlatır. Ama cahiliye gözüyle bir kadın buna bakarsa, felaket. Iman gözüyle bakarsa güneş gibi. Ne olur? Kalbi aydınlanır, ferahlanır, “Cenabı Allah böyle dediyse bunda bir hayır ve güzellik var, elhamdülillah, hepsini kabul ederim” der. “Onların gözlerinin aydınlanıp” annelerimizin gözleri aydınlanıyor bu ayetten sonar, vahiyle bildirildiği için. “hüzne kapılmamalarına” artık hüzne de kapılmıyorlar.ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına” hoşnut oluyorlar. Helal olsun benim annelerime dedemle evlendikleri için onlarla iftihar ediyorum, maşaAllah. Olması gerekeni yaptılar, çok güzel yaptılar, maşaAllah. hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir.” Mülayimdir. “Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile” buyurun yobaz arkadaşlar. Görmeden nasıl bilsin Peygamber güzelliklerini?  “-güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz;” Peygamberimiz (sav) çok beğeniyor, “ama nikahlamayacaksın” diyor Allah. “ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka.” Diyor Cenab-ı Allah. 

Çok fazla cariye almıştır Peygamberimiz (sav). sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka. Allah herşeyi gözetleyip denetleyendir.Ve çok fazla da cariye almıştır ondan sonra Peygamberimiz (s.a.v.). Birbirinden güzel annelerimizi almıştır. Helal olsun. Cennette şu an onlarla beraber. Ne güzel, elhamdülillah. Allah daha da hurilerlerle de arttırsın. Milyonlarca huri versin benim canım dedeme, biricik dedeme, güzeller güzeli nur dedeme, maşaAllah.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''3 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder