25 Eylül 2011

Kuran Tefsiri


Zümer Suresi 32:

“Allah'a karşı yalan söyleyenden ve kendisine geldiğinde doğruyu (Kur'an'ı) yalanlayandan daha zalim kimdir?” “Kuran’dan açıklıyoruz” diyorsun, “yok o yeterli değil” diyor. “Ne yapmak gerekiyor?” “Bir de put ilave edelim, puttan da açıklama yapalım” diyor.Kuran’dahepsini Allah açıklamış, “eksik bir şey bırakmadım” diyor. “Yok, eksik Kuran” diyor. “Neyle tamamlayacağız?” diyoruz. “Putla tamamlayacağız” diyor. Allah putunu onun başına geçirir. “Kafirler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?” “Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince;” Kuran’ın yeterliliğini kabul edenlere gelince.“işte onlar muttaki (takva sahibi) olanlardır.” “Kuran yeterli” diyorsa Allah onlar için muttaki diyor, inşaAllah. “Rableri Katında dileyecekleri her şey onlarındır. İşte bu, ihsanda bulunanların ödülüdür.” “Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar.”Ben daha önce zor bir durumdayken Kuran’ı açmıştım, ilk, hemen bu ayet çıkmıştıı karşıma, inşaAllah.“Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.” Beni, Darwinizmi materyalizmi anlatmaktan alıkoymak için bayağı uğraştılar. Mehdiyeti ilk anlattığımda yobaz takımı kudurmuştu, acayip kafayı çizmişlerdi, delirmişlerdi. Ummadılar öyle bir şey yapacağımı acayip tehdit uyguladılar, acayip baskı uyguladılar. Ama gayet güzel anlattık ve anlatmaya devam ediyoruz. Durduramıyorlar, durduramazlar da. “Allah, kimi hidayete erdirirse, onun için bir saptırıcı yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan değil midir?”  Şimdi insanlar diyor ki, mesela kendini övüyor insan. Kimi översin? Allah’ı översin. Allah iki türlü etki yapıyor bir güzel yaratıyor bir de güzelliği takdir ettiriyor Allah. Güzel yaratıyor, güzellikten heyecan meydana getiriyor, etki meydana getiriyor ve onu takdir ettiriyor Allah. Üçü de Allah’a aittir. O Allah’ın beğendiği bir güzelliktir. Allah’ın cennette de uygulayacağı budur, inşaAllah.

Rum suresi 33:

“İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, 'gönülden katıksız bağlılar' olarak, Rablerine dua ederler;” Rabbim benden bu belayı kaldır, bu hastalığı kaldır diye dua ederler diyor Cenab-ı Allah.  “Sonra kendinden onlara bir rahmet tattırınca hemencecik bir grup Rablerine şirk koşarlar.” “Ben yaptım” diyor, “ben ettim” diyor. Halbuki Allah yapıyor. Orada Allah’ı unutuyor. Peki, hastalığı, belayı Allah verdi diyorsun, öbürü? “Onu ben kendi yeteneğimle kazandım” diyor, “ben kendim elde ettim” diyor.  Bu bir şirktir. Allah’ın belayı verdiğini kabul ettiği gibi nimeti, imkanı da Allah’ın yarattığını bilecek insan. Aksini yaparsa şirk içinde olur, çok samimiyetsiz davranmış olur.

Al-i İmran Suresi, 139:

Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (Al-i İmran Suresi, 139)”
Bu bir mucizedir. Aynı zamanda bu Hz. Mehdi (as)’a bakan bir ayettir. Çünkü gevşeme yok, üzülme de yok. İman etmiş, kararlı,“galip olacak sensin” diyor Cenab-ı Allah.“Galipsiniz o zaman” diyor. Kim yaparsa.Bir kişi dahi olsa o galip oluyor, inşaAllah.

Rum Suresi 35:

“Yoksa Biz, onlara ispatlı bir delil indirdik de, o mu O'na ortak koşmalarını söylüyor?”
Müşriklerin ortaya attığı o hurafelerin kaynağı nedir diyor, Allah. “Nereye göre çıkarıyorlar” diyor.  “Ben delil mi indirdim?” diyor Allah. “Ayet mi indi? Neye göre, nereden çıkardılar?” diyor. “Biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman, onunla sevinirler;” hakikaten havalara zıplar, heyecanlanırlar.“Kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla” Mesela farz edelim bir kötülük yapıyor Allah da ona karşılık olarak bir dert veriyor, “onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.” Hakikaten bakıyorsun; eli yüzü çökmüş, beti benzi atmış, bir kenara çekilmiş ya ağlar ya titrer daha önce de sevinçten havalara hopluyor. Halbuki her ikisini de yapan Allah’tır. Sevinçten havaya hoplamasını sağlayan da Allah’tır, diğerini sağlayan da Allah’tır. Orada yapılacak şey Allah’a güzel bir tevekkülle tevekkül etmektir. Mesela Allah bana bin bir türlü zorluklar veriyor, ama kolaylıklar, güzellikler de veriyor. Hepsi Allah’tan, Allah’a hamdolsun, maşaAllah.

Ne güzel sevgi, elhamdülillah. Allah insanın ruhuna ne kadar güzel bir nimet olarak sunmuş. Sevgisizlik ne korkunç. Nasıl Allah insanı delirtiyor, nasıl dengesiz oluyor sevgisiz insan. Nasıl egoist, bencil oluyor. Saldırgan, ters, aksi, merhametsiz, duygusuz, sanattan, estetikten bihaber; güzellikten, temizlikten uzak, çirkin mahluklar oluyorlar. Sevgiyle insan nur oluyor adeta, çok güzel oluyor Allah sevgisiyle.

Karşı fikri mücadele olmayınca adamlar din gibi inanıyorlar. Çok derin bir imanla iman ediyorlar. Ölümü hiçe sayıyorlar. İnsanları, mesela Müslümanları şehit etmeyi önemli görmüyorlar, kendilerini öldürtmeyi önemli görmüyorlar. Halbuki dört koldan fikri mücadele başlasa radyolardan, televizyonlardan moral yönden çökerler. Şimdi, bir örgütün, terör örgütünün açmazı en çok onu çökertecek yönü moral yönden çökmesi. Moral yönden de; adama desen ki “siz it kopuksunuz, aşağılık herifsiniz” falan, “sizi ezeceğiz, asacağız, keseceğiz” bunlardan etkilenmez adamlar, takmazlar böyle şeyi. Ama adamın dinini, felsefesini ortadan kaldırırsan adam bunu çok önemli görür, manen çöker adam. İkinci şey Türk İslam Birliği. O zaman ne olur o? Aslanın üstünde sinek olur. Türkiye tek başına olması olmaz, büyük Türkiye olması lazım.  Allah ordumuza güç kuvvet versin, askerlerimizin kalbine cesaret, inşirah, ferahlık versin. Küfrün ve delaletin, o deccal ordularının Allah gözlerini ve basiretlerini bağlasın. Akıllarını bağlasın Allah, ellerini, kollarını bağlasın. inşaAllah.
Eğer müşriklerin, yobaz takımının hayat görüşünü sürekli tekrar edersen, sürekli aynı belanın içinde, aynı katranın içerisinde, aynı çamurun içerisinde debelenmeye devam edersin. Yobazların kurduğu bir sistem var. Ve o yobazların kurduğu sistemle Müslümanlar bu hale geldiler. Yobazlar birçok kilit noktayı ele geçirdiği için Müslümanları felaketin içine sürüklediler.Sen diyorsun ki; Yobazların sistemi ile aynı şekilde gayrete devam edelim. Aynı şekilde belanı bulmaya devam edersin. Yobazların, müşriklerin sistemini uyguladıkça Allah belanı vermeye devam eder. Ve ızdırabın içine, acının içine doğru sürüklenmeye başlarsın ve önü sonu gelmez. “Niye yobazlar gibi yaşamıyoruz?” diyorsun. “Niye belamızı bulmuyoruz der?” gibi bir laf bu. Osmanlı’nın yıkılışını yobazlar sağladılar. Sen aynı pislik sistemi, aynı karanlık çamurlu sistemi tekrar edersen aynı bela tekrar eder. Başka bir şey olmaz. Mehdiyet nedir? Tam zıttıdır. Yobaz sistemin tam zıttıdır. Hz. Mehdi (as) talebesi olalım. Peygamberimiz (sav)’in dönemine dönelim. Asr-ı saadet Müslüman’ı olalım İnşaAllah.
Eğer yobazlık hakim olursa, ümmet mahvolur. Yani İslamiyet Kuran, din, iman, Allah, Kitap hiçbir şey kalmaz. Sen bilmeden deccale hizmet ediyorsun, deccaliyete hizmet ediyorsun.Yobazlık deccalin kılıcıdırVe Osmanlı’ yı yobazlık yıktı. Avrupa’daki insanların İslamiyet’ten bu kadar çekinmelerinin nedeni yine yobazlıktır. Bir nurken İslamiyet, bir ışıkken, bir güzellikken, insanlara İslam’ı çok ürkütücü ve korkunç bir sistem olarak gösterdiniz, büyük bir bela meydana getirdiniz, fitne getirdiniz. Sizin yaptığınız bu fitneyi temizlemeye uğraşıyoruz, batırdığınızı temizlemeye çalışıyoruz.
Atatürk’ü tanımayan insanlar akılcı bakmayınca, Atatürk’ün Türk İslam Birliği’ne, sahabe dönemi İslamlığına nasıl büyük bir vesile olduğunu, Allah’ın bu insanı İttihad-ı İslam için görevlendirdiğini, Türk İslam Birliği için görevlendirdiğini ve yobazlığa karşı çok etkili olduğunu bir kısım insanlar göremiyorlar, fark edemiyorlar. Hayır gözüyle bakmıyorlar. Halbuki Atatürk olmasaydı Osmanlı döneminin son döneminin hataları muntazam tekrarlanacaktı. Şimdi kardeşlerimizde o hata var, o yanlışlık var. Kardeşlerimiz İslam’ın neden bu hale geldiğini, Müslümanlığın niye bu hale geldiğini pek kavrayamıyorlar. Yobazlığı iyi uygulayamadığımız için böyle olduğumuzu zannediyorlar. Yobazlığı uygulamada hata var zannediyorlar. Diyorlar “daha kapsamlı uygulayalım yobazlığı, bak nasıl güzel olacak”. Daha da mahvolursun. Yani Kuran size yobazlığı anlatıyor, farkına varmıyorsunuz. Üstüne alınmıyor adam. Bazı tipler vardır, ona hitap eder, anlamaz o, üstüne alınmaz o, bana demiyor, der.

Rum suresi 29-32:
“Hayır, zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın” Bilgi nedir? Kuran. “Kuran’a dayanmaksızın”.“Kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır.” Müşriklerin yobazların uydurmalarına uymuşlardır.“Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur.”
Muh
“ Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki” Kuran’a,“insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur).” Kuran’ın anlattığı din. “Ancak insanların çoğu bilmezler.” Yobazlar şu an bilmiyorlar diyor Allah. 'Gönülden katıksız bağlılar' olarak,” katıksız, Kuran’a ilave yapmadan.“O'na yönelin” Allah’a yönelin ve O'ndan korkup-sakının, dosdoğru namazı kılın” Dosdoğru namazı kılın. Müşriklerin anlattığı gibi değil. “ve müşriklerden olmayın.” Adamdiyor ki “yok ya benden bahsetmiyor” diyor. Senden bahsediyor işte. Sen Kuran’a ilave yaparsan, putlara uyarsan, put adamlara uyarsan “falanca müşrik, falanca put, bana bunu dedi, Kuran’a karşı bunu dedi” dersen sen müşrik olmuş oluyorsun zaten. “(O müşrikler ki,)”  Kendi dinlerini fırkalara ayırmış” adam diyor ki “bana demiyor” diyor. Sana diyor işte.  “ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” Kimden bahsediyor? “Yok, bizden bahsetmiyor” diyor. Senden bahsediyor işte. “ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” “En iyi benim” diyor, “ehl-i necat, fırka-i Naciye benim, ben kurtuldum” diyor. Allah çok açık anlatıyor. “ve kendileri de parça parça olmuşlardır;” aralarında ayrı ayrı parçalara ayırmışlardır diyor.“ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.” En iyi biziz derler diyor Allah. Bana demiyor diyor adam, sana diyor işte ayet. Kuran’ın yetersizliğini iddia etmek Allah’a savaş açmaktır. Kuran’ın yetersizliğini söylemek Kuran’a karşı haşa bir hakarettir, Allah’a dine karşı bir savaştır. Kuran’ın yetersizliğini adam ufak tefek bir şey görüyor. Allah onunla ilgili Kuran’da çok fazla tehdit ediyor. “Sadece siz Kuran’dan sorulacaksınız” diyor, “başka hiçbir şeyden sorulmayacaksınız” diyor. Müşriklerin uydurma olan hurafelerinden sorgulanma yok, sadece Kuran’dan sorgulanma var. Adam diyor ki “bir de müşriklerin hurafelerinden sorgulanacağız” dedi. Putlardan sorgulanma yok. Putların dediğinden sorgulanma yok, Kuran’dan sorgulanma var. Buna inanmıyorsa adam biz ne diyelim? Allah diyor ki, açık, çok net; “sadece Kuran’dan sorguya çekileceksiniz” diyor Allah. Açık değil mi bu ifade? Başka bir kitaptan bahsetmiyor Allah. Peygamberimiz (sav) nasıl tefsir ettiyse o şekilde, inşaAllah. 




Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''11 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder