27 Eylül 2011

Oktar Babuna Kan Kampanyası


Bir ara Oktar’a devlet tarafından kan kampanyası düzenlenmişti biliyorsunuz. Sonra bazı sivri akıllılar çıktı. Dediler ki, “Türkiye’nin gen haritasını yurtdışına götürüyorlar. Kandan Türklerin gen haritasını tespit edip,Türklere karşı özel savaş yapacaklar” gibi. Ne kadar ilginç insanlar, Almanya’da milyonlarca Türk yaşıyor. Alman hastanesinde kan vermiyorlar mı? Tamam, gen haritası çıkacaksa çıkarır işte orada adam. Veriyorsun sen zaten kanını. Amerika’da da binlerce Türk var. Hastaneye gidiyorlar, her gün kanları alınıyor. Ona gerek yok, berbere dahi saçını tıraş ettiriyor. Saçından da alırlar. Saçından da genetik kodunu tespit etmek mümkün. Terlese dahi, teri bir yere bulaşsa dahi yine oradan da tespit edilir. Bunlar çocukça o devirde yapılmış, o devrin 28 Şubatın devamının halka güvenmeyen, millete güvenmeyen, aşırı şüpheci, garip ruhunun bir devamıdır. Herkesten şüphelenirlerdi. Her olaydan şüphelenirlerdi. Her taşın altında bir bit yeniği ararlar. Böyle hatta kendilerini adeta hasta ettiler o devirde bazı tipler. Bunun akıl mantık kabul edecek bir yönü yok.  Amerika atacaksa direk atom bombası atar. Ne uğraşacak? Oturup genetik koda göre silahla niye uğraşsın ki Amerika? Ayrıca yapacaksa her ülkede Türk var, hepsi hastanelere müracaat ediyorlar. Parmak izinden bile geçer.  Bardağı tutsun bir insan, lokantaya gitsin, bardağı tutsun, bardağı tuttuğu an genetik kodu bardağa geçer anında. Kana gerek yok ki onun için. Bardağı dudağa değdiğinde, dudağının dokunduğu yere de geçer, genetik kodu. Dolayısıyla bu safsatadan başka bir şey değil. O devirde, o çocukcağıza olmadık eziyet ettiler. O hasta haliyle hem canı ile bir cihat halinde onu kurtarmaya çalışıyor hem de bu adamların, bu korkunç şüpheleriyle, bu karanlık şüpheleriyle, bu acımasız şüpheleriyle aylarca uğraştı. Onlara cevaplar verdi. Kan kampanyasını yapan devlet. Resmi  belgeleri de göstertti. Kampanyayı yapan tamamen devlettir. Resmidir. Kanı toplayan devletin memurları. Devletin polisi, devletin doktoru, devletin hemşiresi. Kanları alıp uçağa kadar götüren devletin polisi. Kanı alıp yurtdışına götüren devletin uçağı. Çocukcağızı ezim ezim ezmeye kalkıştılar. Akıl almaz bir linç kampanyası meydana getirdiler. Koskoca adamlar. Bir de şimdi göğüslerini gere gere geziyor bu adamlar. Yani bu ruh, bu mantık esef vericidir. Çok ibretliktir, akıl almazdır. Kampanyanın tamamının hepsi devlete aittir. Oktar’ın müdahil olduğu, dahil olan hiçbir yer yoktur. Bunu anlattığı halde anlamazdan geldiler. Askeri tesiste kan alınıyor. Generaller kan verdiler. Devletin doktorları topluyor. Sağlık Bakanlığı’nın ambulansları devrede. Sağlık Bakanlığı’nın izniyle yapıldı. Bakanlığın izniyle. Mesut Yılmaz’ın hanımı bizzat yardım etti o devirde. Emniyet müdürleri herkes işin içindeydi. Herkes görev aldı. Çocukcağızın üstüne hasta haliyle akıl almaz bir tavırlar, akıl almaz bir rahatsız edicilikle gitmek hangi vicdanın karıdır? Akıl almaz mantıksız bir hareket. Türkler’in genini almak dert mi adamlar için kardeşim? Her yerde var Türk. Rusya’nın bütün kontrolü altında tuttuğu bölgede rahatça Rusların ulaşabileceği, Türkler’in kanının alacağı yerler. Yıllardan beri Rus esaretindeydi Türkler. Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan hepsi. Çin’de de şu an milyonlarca Türk var. Milyonlarca. Çinliler istese hepsinin kanını da alır, parmak izlerini de alabilir. Hepsinden genetik kod elde edebilir. Şu akıl mı? O devirde bir tane akıldane çıkmıştı, birkaç tane. Adamlar, “ya ne kadar akıllı adam” diyor. “Ne kadar isabetli adam” diyor. Halbuki buradaki akıl çocuk aklı gibi bir akıl. İşte bu akıldan dolayı bir çok insan sürünüyor ve acı çekiyor. Ve Türk milletine de acı çektiriyorlar.

Müslümanlığın bu hale gelmesi, Müslümanların ezilmesinin nedeni taassuptur. Taassuptan bu hale geldiler. Sanatı, bilimi, aklı bir kenara bıraktılar. Düşünmeyi yasaklıyor. Bilimi de yasaklıyor. Sanatı zaten kabul etmiyor. Dolayısıyla 1,5 milyar Müslüman dünyada esir konumunda ve akıl almaz eziliyorlar, herkes biliyor. Kimi açlıktan ölüyor, kimi bombalanarak şehit ediliyor, kimi işkenceyle şehit ediliyor, kimi aşağılanıyor, kimi hakaret görüyor. Perişan durumunda Müslümanlar. Hemen hemen büyük bir bölümü esir konumunda. Gelen vuruyor, giden vuruyor. Mesela gidip bombalayıp yıkıyorlar, petrollerini ele geçiriyorlar, mal varlıklarını ele geçiriyorlar, yurt dışındaki paralarına el koyuyorlar. Yani ezim ezim eziyorlar. Bunun nedeni taassuptur, gericilik. Şöyle gericilik; iki türlü gericilik vardır. Bir geriye gidersin, gerideki güzel şeyleri alırsın; bu aydınlanmadır. Bir de yobazlık vardır. Yani vahşileşmek.Birçok insan yobazlığın eline esir düşmüştür. Biz bunları fikren ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz, bu kafayı fikren ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. O şekilde ancak başarılı olabiliriz, inşaAllah.  

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''23 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder