Kafirun Suresi
“De ki: “Ey kâfirler.” Yani dinsiz, dini kabul etmeyen herkes “Ben sizin taptıklarınıza tapmam” Yani “ben sizin inancınızı kabul etmem. Ben sizin dininizle, inancınızla bağlantım yok.” “Benim taptığıma siz tapacak değilsiniz.” Yani siz de Müslümanlığı kabul etmiyor olabilirsiniz. “Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim.” Yani sizin yolunuza benim gitmeyeceğim belli. “Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.” Yani benim Allah’ıma, dinime bağlanmayacağınız belli. Yani Allah’ın dilemesi dışında, görülüyor. Bak, “Sizin dininiz size, benim dinim bana.” Buyurun demokrasi işte. Cenab-ı Allah, “Sizin dininiz size, benim dinim bana.” diyor. Burada baskı var mı? Yok. Zorlama var mı? Yok. Serbest. Adama en fazla söylenecek söz bu. “Senin dinin sana, benim dinim bana” Ben sana karışmam sen de bana karışma.
Nasr Suresi
“Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman,”
Önce Allah’ın yardımı, sonra fetih geliyor. “Geldiği zaman”, Ne zaman? Peygamberimiz zamanına bakmakla beraber ahir zamanda İslam’ın dünya hakimiyeti olduğunda, İttihad-ı İslam olduğunda, Hz. Mehdi (as)’ın o mükemmel hurucu oluştuğunda.
“Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde,”
Demek ki önce fert fert dine girecekler sonra dalga dalga büyük atılımlar halinde, büyük ataklar halinde dine girecekler. İşte o nimete eriştiğinizde diyor Allah.
“Hemen Rabbini hamd ile tesbih et”
Elhamdülillah.
“ve O'ndan mağfiret dile.”
Allah’tan bağışlanma dile.
“Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.”
İki şey çok önemli Müslümanlar için; bir tevbe etmek, bir de Allah’tan mağfiret dileyip bağışlanma diledikten sonra Allah’a hamd etmek, Allah’ın verdiği nimetlere şükretmek.
Felak Suresi
“De ki: Sabahın Rabbine sığınırım.”
İslam’ın sabahını Allah meydana getiriyor. İşte Arap baharı dediği İslam’ın sabahıdır, Mehdiyetin sabahıdır.
“Sabahın Rabbine sığınırım.”
Sabahı da yaratan Allah’tır.
“Yarattığı şeylerin şerrinden,”
Mesela deccali, şeytanı Allah yaratır. Onların yapacağı kötülüklerden Allah’a sığınılıyor.
“Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,”
Müslümanların üzerine o saldırının yoğunlaştığı, acıların yoğunlaştığı dönemin şerlerinden de Allah’a sığınılıyor.
“Düğümlere üfüren-kadınların şerrinden,”
Mesela Ahir zamanda kadınlardan bir çok kadın fitnecidir, fitne çıkartır. Hatta bunlar dernek de kurabiliyorlar, kendi aralarında örgütlenebiliyorlar ama bunlar düğümlere üfürüyorlar. Yani karmaşa meydana getirip, düğüm oluşturup ve o düğümlere üfürüp onları daha da içinden çıkılmaz hallere getiren kadınlar var ahir zamanda. Ahir zaman kadınları. Tabi biz ahir zamana bakan yönüyle bakıyoruz yoksa ayetin birinci anlamı açık.
“Ve hased ettiği zaman, hasetçinin şerrinden.”
Kıskanç kadınların, kıskanç erkeklerin kıskanç olan herkesin şerrinden Allah’a sığınılıyor. Mesela Hz. Mehdi (a.s.)’a haset edeceklerdir, Hz. Mehdi (a.s.)’ın gücüne, imkanlarına, sağlığına, sıhhatine, iktidarına, ihtişamına ve saltanatına haset edeceklerdir. Ve bu haseti de Peygamberimiz Efendimiz (sav) çok detaylı anlatmıştır. Peygamberimiz (sav)’in de gücüne, iktidarına, sağlığına, sıhhatine, sevincine, Allah’ın verdiği nimetlere haset etmişti o zamanki ehli küfür. Onun için hasetçinin şerrinden Allah’a sığınılıyor. Biz de bize haset edenlere karşı ne diyoruz, “hasetçinin şerrinden Ya Rabbi sana sığınıyoruz” diyoruz inşa Allah.
Bediüzzaman’ın (Mehdi’yi, İttihad-ı İslam’ı anlatan) sözlerinden dolayı Bediüzzaman’ı reddetmeye başladı bazı Nur talebeleri. “Bediüzzaman her konuda isabet emiş diye bir şey yok” diyorlar, “İttihad-ı İslam konusu, Hz. Mehdi (a.s.) konusu, Hz. İsa Mesih (a.s.) konusu; bunlarda hata yapmıştır” diyor. Ama diğer konular, onlar ona dokunmuyor, çıkarlarına dokunmayan konularda “onları kabul ederiz” diyor. “Ama bu konularda kabul edemeyiz” diyorlar, yeni çıktı bu moda. Eğer bu riske dikkat çeker de böyle Müslüman kardeşlerimizi uyandırırsak; zaten yeteri kadar güçlü eğitilmiş Müslüman var. Bütün mesele onların şevkini ve coşkusunu arttırmak, onları samimi, gerçekten İttihad-ı İslam’ı isteyen insanlar haline getirmek. O olduğunda zaten İttihad-ı İslam rahat rahat olur. Yani onda birlik sayıyla bile olur. Fakat bu pasifize eden hocaların etkisini azaltmak çok önemli.
Neml Suresi, 14. Ayet;“Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler.” Normal anlıyor, İttihad-ı İslam’ın gerekliliğini, farziyetini anlıyor. Ama zulüm ve büyüklenme dolayısıyla terk ediyorlar. Mesela bazı siteler var, giriyoruz. Kitap indireceğiz. “Ücret ödeyin” diyor. Nasıl oluyor bu? Dinle, imanla ilgili bilgi edinmek istiyorum ben. Ne parası? Bak bizim sitelerimiz elhamdülillah hepsi ücretsizdir. Ben haya ederim. Allah esirgesin ne kadar acayip bir şey olur. Önce doları yatır sonra siteye gir denir mi? Allah bak ayette diyor: “sizden ücret istemeyenlere uyun”. Kuran’da bütün elçiler geldiklerinde “Ben sizden bir ücret istemiyorum” diyor. Defalarca tekrarlıyor Allah, bir kere iki kere üç kere değil defalarca. Ama ahir zaman işte, paraya gark olmuş, mevkiye, makama gark olmuş tipleri ne İttihad-ı İslam’ı istiyorlar, ne Türk-İslam Birliği’ni, ne Hz. Mehdi (as)’ı, ne Hz. İsa (as)’ı. Kendi kafalarına göre bir yol tutturmaya çalışıyorlar. Biz de uyarıyoruz ki kardeşlerimiz ona göre tedbirli ve dikkatli olsunlar. Hatalı hareketler olmasın. Faydalı da oluyor hem de bayağı faydası oluyor. Gelen maillerden de anlıyoruz inşaAllah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder