Alak Suresi
19 ayetten oluşan bir sure. Hem deccaliyeti hem Mehdiyeti anlatan bir suredir. Yani ahir zamanı anlatan, özellikle onlara işaret eden bir suredir. Tabii ayetin asıl anlamı Peygamberimiz (sav) zamanındaki olayları anlatıyor, ama Allah geçmişte olan bir olayı sadece bilelim anlamında anlatmıyor sadece. Genelde Kuran bir hikaye tarzında olayları anlatmaz. Yani mutlaka hayatta karşılaşacağımız olaylar vardır. Onları anlatır.
“Yaratan Rabbin adıyla oku.”
Ahir zamanda deccaliyete karşı ne yapılması gerekiyor? Müslüman’ın ne yapması gerekiyor? Bol bol okuması gerekiyor, kültürünü artırması gerekiyor. Çok müthiş bir genel kültüre sahip olması gerekiyor.
“O, insanı bir alak'tan yarattı.”
Hemen insanın yaratılışına Allah dikkat çekiyor. Yaratılışçılarla Darwinistlerin ilmi mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu burada görüyoruz. Hep Kuran’da Allah ilk önce bir yaratılıştan bahseder. Yaratılışın önemini anlatır.
“Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir;”
Yine Allah okumanın önemine dikkat çekiyor.
“Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir.”
Aynı zamanda yazmak; bilgisayarla yazarsın, kalemle yazarsın. Her türlü yazmayı Allah gösteriyor. Biz de ne yaptık? 300 tane kitap yazdık. Yüzlerce internet sitesi açtık, televizyon kanalı açtık, radyolar, gazeteler. Her yerde İslam’ı, Kuran’ı tebliğ ediyoruz inşaAllah. “Ki O, kalemle (yazmayı) öğretendir.” Kim öğretmiş? Kim yapmış? Allah yapmış. Biz mi yazmışız? Yok, Allah yazmış. Biz ne olmuşuz? Vesile olmuşuz. Sadece bir vesile. Her şeyi yaratan kim? Allah.
“İnsana bilmediğini öğretti.”
Demek ki cehalet büyük bir sorun. Ben şimdi insanlara konuları anlatıyorum. Kim anlatıyor? Ben anlatıyorum. Beni kim konuşturuyor? Allah konuşturuyor. Anlatan kimmiş? Allah. Ben neyim? Vesileyim. Öğreten kimmiş? Allah’mış. “İnsana bilmediğini öğretti.” Kim öğretiyor? Allah öğretiyor. Onun için hiç kimse ne gerçek alim ne de hoca oluyor.
Herkese her şeyi öğreten Allah’tır.
“Hayır; gerçekten insan, azar.”
Bediüzzaman’ın özellikle üstünde durduğu bir ayettir. Darwin’in ölüm tarihini verir ebcedi, “insan gerçekten azar” ayeti, altıncı ayet.
“Kendini müstağni gördüğünden.”
Yani alim görür, büyük görür. İnsan kendini müstağni görmeyecek. Eleştirecek, hatalarını kabuk edecek, yanlışlarını kabul edecek. Büyük görmeyecek kendini. Bütün gücün Allah’ta olduğunu bilecek. Her şeyi yaratanın Allah olduğunu bilecek. Allah’a kendini teslim edecek.
“Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir.”
“Ölümden sonra mutlaka dirileceksiniz” diyor Allah. “Allah’a döneceksiniz” diyor.
“Engellemekte olanı gördün mü?”
Neyi? İttihad-ı İslam’ı. Kim engelliyor? Yobaz takımı, deccaliyet, PKK, İddia Edilen Ergenekon Terör Örgütü. İttihad-ı İslam’ı, Türk-İslam Birliği’ni, Kuran ahlakının yayılmasını, Darwinizmin yıkılmasını. Hepsini, hayır olan her şeyi engellemek ister deccaliyet.
“Namaz kıldığı zaman bir kulu.”
Kuran okutturmaz, namaz kıldırmaz, İttihad-ı İslam’ın oluşmasını kabul etmez, Türk-İslam Birliği’ne engel olur. Her şeye engel olur.
“Gördün mü? Ya o (kul) doğru yol üzerinde ise,”
İşte bu Mehdiyet’e bakıyor buradaki ayet. Demek ki Mehdiyet engellenecek. İttihad-ı İslam engellemeye çalışılacak, Hz. Mehdi (as) hapsedilmeye çalışılacak, talebeleri durdurulmaya çalışılacak. Kuran’ın işari anlamı.
“Ya da takvayı emrettiyse.”
Hz. Mehdi (as) neyi emredecek? Takvayı anlatacak, Allah’ın emirlerini bildirecek, güzel ahlakı bildirecek, Allah’ın emirlerini nakledecek.
Kuran’ı okuyan bazı kişiler nasıl yapıyorlarsa evirip çevirip konuyu yobazlığa getiriyorlar. Kuran’ı açıp baktığımızda insanların kalbini ferahlatan, ruhunu açan, aklın bütün güzelliklerini ortaya koyan mükemmel bir yapıyla karşılaşıyoruz. Ama ben bir kısım şahıslarda böyle bir üslubu, böyle bir Kuran’ı anlatma üslubunu göremiyorum. Mesela şeytandan Allah’a sığınıyorum,
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''31 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr adresinden seyredebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder