Hürriyet’te Nurat Mert’in İslam barış gücü ile ilgili yazısı üzerine:
Yavaş yavaş kendileri neyin ne olduğunu, çözümün ne olduğunu, böyle bir birliğin başının olması gerektiğini, bir yetkili mercinin olacağını yavaş yavaş anlamaya başlamışlar. (Yazısında İslam aleminin çıkarlarını korumak adına dış ülkelere müdahalesini demokrasiyi tamamen rafa kaldıracağını söylemesi ve İslam emperyalizmi gündeme getireceğini söylemesi üzerine) Öyle bir şey olmaz. Yani barış, kardeşlik, sevgi, savaşları durdurma, silahları yeryüzünden kaldırma, kanın damla dahi akmaması, insanların burnunun kanamaması Mehdiyettir. Yoksa Müslümanlar birleşsin, dünyayı birbirine katsın, öyle bir konu yok. Zaten Allah öyle bir şeye müsaade etmez. Allah Mehdiyetin yolunu açmıştır. Kader ona göre açıktır. Kaderde bazı yollar kapalıdır, bazı yollar açıktır. Sadece Mehdiyetin yolu açıktır. Mehdiyet sadece ilerleyecek gibi kader yaratılmıştır. Diğer yönde uğraşsalar da öyle bir şey olmaz zaten. O yolu Allah kapatmıştır. Sadece Mehdiyetin yönü açıktır. Orada bir gelişme olacaktır. Ve oluyor dikkat ederseniz. “Arap baharı” dediler. Halbuki Mehdiyet baharıydı. Bediüzzaman “cennet asa bir baharda geleceksiniz siz” diyor. Bu bahar dedikleri olayı açıklıyor zaten, 70 sene önce söylüyor. “Cenneti andıran bir baharda geleceksiniz” diyor. “Biz kışta geldik acele ettik, siz baharda geleceksiniz” diyor.
Kader bazı yerlerde kapalıdır, bazı yerlerde açıktır. İnsanlar istese de onu yapamaz. Mesela kan dökecek şekilde bir İslam Birliği, mümkün değildir, imkansızdır. Ama barışı ve kardeşliği, sevgiyi, dostluğu hakim edecek İslam Birliği’nin, yani Mehdiyetin yolu tamamen açıktır. Açık, neden? Çünkü olmuş bitmiş bir olay. Yani bir kaset düşünün; kasetin başındayız ama biraz sonra kasetin sonunu seyredeceğiz, biraz vakit geçer, bir saat sonra ortasına gelirsin, bir buçuk saat sonra da kaset biter. Kasetin bitişi 1545’de. 1545’de kaset bitiyor, kıyamet kopacak inşaAllah. 1506’ya kadar da canlı neşeli aktif bir İslam ahlakı hakimiyeti var inşaAllah.
Beni durdurmaya çalıştılar. Bin kere durdururlardı istese, Allah’ın bir kuluyum. Herhangi bir insanım. Bir çok kişi ayaklandırdılar. O devirde masonlar da ataktaydı. İddia edilen Ergenekon terör örgütünün zaten baş listesindeyiz. Var güçleriyle uğraştılar. Yapmadık komplo, yapmadık oyun bırakmadılar. Hepsini kastetmiyorum tabii bunların içinde, bunların içindeki belirli güç gruplarını kastediyorum. Kimi iftira attı gazetesiyle, kimi komplo yaptı, kimi tuzak kurdu, kimi bilmem başka bir şey yaptı. Gazeteler daha çok aleyhimize yayınla kamuoyunu yönlendirmeye çalıştılar. Ama ne propaganda! Manşetten sürekli aleyhte haberler, sürekli, nefes aldırmadan. Televizyonlar da. Ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Allah’a çok şükür emin adımlarla çok mükemmel yürüdük.
Darwinizmi, materyalizmi dünya çapında ilmen pes ettirdik. Sırtını yere getirdik. Tuşa geldiler. İman hakikatlerini mükemmel anlattık. Şimdi Amerika’da, Avrupa’da Müslümanlar artık göğüslerini gere gere “Müslümanız” diyorlar. Eskiden kendilerini gizliyorlardı, tedirgin oluyorlardı. Şu an atak bir İslam anlayışı oldu. Herkesin kendine güveni geldi. Çünkü iman hakikatlerini o kadar mükemmel anlattık ki, yani anlatılmadık, açıklayamayacakları hiçbir konu yok, kalmadı. Mesela bir tartışma oluyor. “Gir” diyorlar, “şu siteye bak.” Harun Yahya sitesine adres veriyorlar. Bize karşı olanlar bile sürekli bizim kitaplarımızı tavsiye etmek durumunda kalıyorlar. Çünkü başka yapabilecekleri bir şey yok. Onun için bizim kitaplarımızın olmadığı hiçbir cemaat, hiçbir topluluk yok. Bazı cemaatler yasaklıyor, başındaki kişi yasaklıyor. Ama taban olduğu gibi okuyor. İnternete giriyorlar, kitapları alıyorlar, birbirlerine hediye ediyorlar. Çünkü kitap satışından ve internetten indirilişe bakıyoruz. Yüz binlerce kitap indiriliyor çok kısa süre içerisinde. Bir yılda 14 milyon-15 milyon kitap indiriliyor. Sırf bir yılda. Yani sırf belirli bir kitap grubu olarak. Bu bizim başarımızı gösteriyor. Allah’a çok şükür, elhamdülillah. Niye? Kaderde olduğu için. Allah öyle yaratıyor. Güç verdi mi, Allah yarattı mı konu bitiyor. Yani bu bizlerin şahsi başarımız değil. Kaderde Allah böyle yarattığı için oluyor.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''2 Eylül 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr adresinden seyredebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder