09 Ekim 2011

Terörün Teşhisi ve Çaresi


Komünist terörü devlet, komünist terör olarak teşhis etmiyor, söylemiyor. “PKK” diyorlar. PKK’nın ne olduğunu devlet söylemiyor. Yani ideolojisi nedir, değil mi? Mesela parti var zaten komünist parti. Bu partinin tüzüğü nedir? Amacı nedir, gayesi nedir? Komünizm nasıl bir şeydir? Neden terörü yapar? Ve çözümü, çaresi nedir? Bunun anlatılması lazım. Bu anlatılmıyor ısrarla. Ben otuz yıldan beri hiç duymadım.


Komünizmle ilgili gerçekleri sürekli ilgililere hatırlatmak lazım. Ben televizyonlarda devlet büyüklerini görüyorum. “Mübarek cuma günü bomba patlattılar. Mübarek bayramda bomba patlatıyorlar…” şeklinde konuşmalar yapıyorlar, komünizm masum dinler mi, din dinler mi, cuma dinler mi, bayram dinler mi? Zaten o sisteme karşı komünist düşünce. Yani kutsal görünen her şeye karşı olduğuna göre oradaki ifadenin onlar için bir anlamı yok. Dolayısıyla adam kaldığı yerden devam eder. Ama çıkarsan, dersen ki, “bunlar köhne bir teorinin, batmış bir teorinin, batmış bir felsefenin takibini yapıyorlar. Leninizm, Marksist düşünce yanlıştır. Çünkü Darwinizm’e dayanır. Darwinizm şu nedenlerden dolayı çökmüştür. Mesela proteinler tesadüfen meydana gelemez. Mesela 350 milyon fosil vardır. Yaratılışı ispat eder. Dolayısıyla bu adamların anlattığı yanlıştır” dedin mi, bu tamam. Ama gece-gündüz “hiç Allah’tan korkmuyor musunuz? Ne zalimsiniz, ne kadar acımasızsınız. Elleriniz kırılsın. Mübarek günde olacak iş mi bu? Tam işte işine giderken adam öldürmüşsünüz. Yakışıyor mu?” dersen, bu komünistleri sadece güldürür. Adam “Stalinizm’in, Leninizm’in etkisindeyim ben” diyor. “Ve ona göre hareket ediyorum” diyor

Adam durduk yere PKK’lı olmuyor. Evde otururken, “canım sıkılıyor, alayım tüfeği dağa çıkayım bari” demiyor adam. Adam eğitiliyor. Taa ilkokuldan, ortaokuldan itibaren eğitiliyor. Marksist, Leninist, Darwinist, materyalist propaganda uzun uzun anlatılıyor. Marksist olduktan sonra bir insan, Darwinist düşünce içerisinde, Leninist olduktan sonra bambaşka bir ruha girer. Başka bir insan olur. Bunu düşünmüyor birçok insan. Yani gerçek anlamda Leninizm’in tuzağına düşen, Marksizm’in tuzağına düşenin adeta bünyesi değişir. Bütün vücudu değişir. Bambaşka bir varlığa dönüşür. Enaniyet ve gurur gelir üstüne, kibir gelir. Artık onun için öldürmek ve ölmek yemek yemek gibidir. Çok sıradan hale gelir. Stanilist düşüncede bu böyledir. Öldürmeyi bir ibadet olarak görür. Çok çok makul bir şey olarak görür. Yani hayatın doğal akışı içerisinde spor yapmak gibi, eğlenmek gibi sıradan bir tavır olarak görüyor. Zannedildiği gibi bir Müslüman’da meydana gelen o şiddetli duygu, şiddetli üzüntü yahut şiddetli teessür onda olmaz. Müslüman tabii üzülmez de anlaşılması için söylüyorum. Yani pişmanlık, rahatsızlık. Bunlarda böyle bir şey olmaz. Ve müthiş bir gurur ve hırs olur, Marksist-Leninist olduktan sonra. O idealin yapılmamış olması onu adeta delirtir. Onun için çok rahatça kendini öldürür. Veyahut öldürtür. Daha da olmazsa kendini yakıyor adam. Benzin döküp yakıyor. Yahut hiç yemek yemez, içmek yemez, ondan sonra kendini öldürür. Yani ya ölmek ya da öldürmek üzerine kuruludur. Ve Leninist düşüncenin de, Marksist düşüncenin de büyük bir ideali olduğuna inanırlar. Çok makul olduğuna inanırlar. Çok isabetli bir şey olduğuna inanırlar. Onun için müthiş bir gurur vardır. Kendilerinden çok çok emindirler. Kendilerine has bir erdemli, olgun, filozof havası vardır. 

Böyle Konfiçyus havasındadırlar. Böyle Tao havasındadırlar. Yani Marksistlerden uzak olanlar bunları bilmezler.Marks’ın sözleri onları adeta hipnotize eder. Mesela diyor ki Marks, “tarih dönüyor” diyor. “Tarih bir çember gibidir” diyor. Yani “ilk çağdaki o komün hayatı, bir daire çizip yeniden o komün hayata dönecektir” diyor. “İlk çağlardaki yaşanan o yemeği bölüşme, başka şeyleri bölüşme, herşeyi bölüşme düşüncesi inancı ve yaşam şekli yeniden oluşacaktır” diyor. “Tarih bir parabol, bir daire çiziyor” diyor. Bu onları hipnotize ediyor. “Bu, kaçınılmaz bir sondur” diyor. “Mutlaka olacak bir sondur” diyor. “Kaçınılmaz bir sondur” diyor. Biz nasıl diyoruz mesela “İttihad-ı İslam kaçınılmaz bir sondur. Mutlaka olacak” diyoruz. Mehdiyeti işte deccaliyet böyle kendince yorumlayıp, bambaşka bir hale getirerek, Kral Mesih’in, Hz. Mehdi (as)’ın yapacağı güzelliği şeytani bir sistemle –ama aynı üslubu kullanarak- bambaşka bir şekle getirmiştir. Onlar da bizim gibi derin iman içindedirler yani. Aynı iman vardır. Ama şeytani iman vardır onlarda. Bizde Rahmani iman vardır. Biz mesela “mutlaka İslam ahlakı dünyaya hakim olacak” diyoruz. Onlar da “proleterya diktatörlüğü hakim olacak” diyorlar. Biz “mutlaka Hz. Süleyman (as), Hz. Zülkarneyn (as) dönemi gibi olacak” diyoruz. Onlar da “mutlaka ilkel, komünal hayat gibi olacak dünya” diyorlar. “Aynısı olacak” diyorlar. Biz mesela “Allah için canımız feda olsun” diyoruz. Onlar da “komünizm için canımız feda olsun” diyorlar. Onun için karşımızda bir din var.  Bu dini devlet kaale almıyor. Yani böyle bir dinin varlığını kabul etmiyor. Etmeyince de bu din gelişiyor. Yani zaten onların istediği de o. Yani karşıt görüş olmaması. Karşı görüş olmadı mı çok rahat gelişiyor. Karşı anlatım, karşı propaganda onu nötr hale getiriretkisiz hale getirir. Bu, bu kadar açık. “Herşeyi yapıyoruz” diyorlar. Yapılan bir şey yok. Bu yapılmadıktan sonra hiçbir şey yapılmıyor demektir. Yani yapılacak olan ana konu budur. Yani yüzde 99’luk kısım budur. Fikri propaganda ve karşı ataktır. Anti-Darwinist, anti-Leninist çalışmadır. Bu yapılmıyor. Sadece siyasi ve askeri çözüm var. Bu da hiçbir şekilde netice vermez. Bundan etkilenmezler. Buna karşı onlardan olumlu bir cevap alınamaz. Yani güzel bir cevap verilmeyeceği bellidir buna karşı. Daha da iddialaşır. Mesela adam öldürdükçe, bir tane PKK’lıyı öldürürsün; onun ailesi, onun çocukları, onun arkadaşları, onlar da PKK’lı oluyorlar öldürdüğünde, PKK’lı öldüğünde. PKK’lı hapsedildiğinde bütün sülalesi PKK’lı oluyor. Daha da inatlaşır, inada bindirirler. Ama şefkatle, akılla, bilimle bunun yanlışlığı anlatılırsa hepsi mat olur ve biter.

 Yoksa bir gurur savaşı şeklinde olursa komünistlerin gururu çok şiddetlidir, enaniyeti çok şiddetlidir, çok şeytanidir. Öyle zannedildiği gibi olmaz. Yani komünistler hizaya getirilmekle netice alınmaz, hizaya gelmezler. Hizaya gelmek en nefret ettikleri şeydir komünistlerin. Yani zor kullanılarak hizaya gelinmesi. PKK’lı değilse bile PKK’lı oluyorlar öyle tipler. Birçoğu öyle. Bir de dağa çıkanların hepsi Kürt değil. İçlerinde Almanlar var, Norveçliler var, Danimarkalıları var, Türkler var, her ırktan adam, Araplar var. Hep komünist, komünistlerden. Dolayısıyla o bir ırk hareketi değil.


Mesela Rusya’da komünist bir ayaklanma oldu ama komünist ayaklanmada her ırktan adam vardı. Adı öyle. Yani PKK kürt hareketi gibi gösteriliyor. O komünist hareketi haklı göstermek için yapılmış olan oyunlardan bir tanesidir. Bir ırk savaşı var gibi gösteriliyor. Komünist ayaklanma var. Yoksa adam ırk için böyle bir kan dökemez, böyle bir güç bulamaz. Yani “benim ırkım hakim olsun, benim ırkım burada iktisadi, sosyal, siyasi hakimiyet sağlasın” diye bir güç bulamaz. Ancak komünist olarak bu güç bulunabilir.

Komünizmin büyülü bir gücü vardırKomünist olmanın şeytani bir gücü vardır ve müthiş bir şeytani enerji gelir komüniste. O yüzden böyle etkili oluyorlar. O yüzden bu kadar rahatlar. Yoksa mesela Kürt ırkçılığı için adam öldürmek falan yapmaz adam, öyle bir şey olmaz. Irkçılık için yapmazlar. Burada halk doğru bilgilendirilmiyor. Güç bulamaz zaten. Öyle bir enerji bulamaz. O şevki bulamaz. Onu bulması için Marksist, Leninist, komünist olması gerekiyor. Hatta birçok Müslümanda bile halen vardır. Komünist yazar kadınlar var, entelektüel kadınlar var. Müslüman entelektüel, komünistlere özenen kadınlar var. Onlara da bakıyorsun. Yuvarlak gözlük, haki kıyafetler giyer, komünist ağzı kullanır, sürekli proletaryadan bahseder, diyalektikten bahseder, çelişkiden bahseder. Yani her şeyde, her üslubunda onları taklit ederler. Hatta bunların bir kısmına yeşil komünist diyorlardı zamanında. Yani çok etkili bir ideolojidir Leninizm. Öyle kaale alınmayacak bir düşünce değildir. Bir çok Müslüman, isim vermeyeyim, bilinir, alenen komünist hayranıdır. Üslubuna bakarsın, konuşmasına bakarsın, o bilmişlikleri, o enaniyetleri, o gururları, o sigara içme şekilleri, o bıyık şekilleri falan halis komünisttir. Ve Müslümanlar içerisinde de çok etkendi bunlar bir zamanlar. Halen de var. Birçok düşünceye etkili olmuştur komünist fikirler. Ve dünyada da şu an Suriye’de, bütün Arap aleminde komünizm hakimdir. Yani yıkılmadı henüz. Müslümanlık ve Mehdiyet daha yeni çocukluk döneminde, daha gürbüz bir çocuk daha Mehdiyet. Yeni atağa geçti.

Ben mesela açık oturumlar görüyorum. Saatlerce her kanalda konuşuyorlar, saatlerce konuşuyorlar. Ama tek konuşulmayan konu örgütün komünist olduğunun anlatılması. Bunu anlatmıyorlar. Peki mesela “radikal İslam” deniyor, terör yapıyor. Adam kaynağını gösteriyor. “Bunun sebebi bundan kaynaklanıyor” diyor. “Cahil bu adamlar. Eğitilmesi lazım” diyor. Adam burada terör yaptığında bunun da kaynağı var işte. Bunun da kaynağı komünist, Leninist düşünce. Bunun geçersizliği anlatılmazsa, adam eğitilmezse, devam eder. Mesela diyor ki; “cahillikten oluyor, biz gençleri aydınlatalım.” “Nasıl aydınlatalım?” “Gençlere Darwinizmin, materyalizmin önemini anlatalım, diyalektik felsefeyi anlatalım. Gençler aydınlansın.” İşte ondan sonra komünist oluyor zaten. Aydınlatma öyle olmaz. Aydınlatma Darwinizmin, materyalizmin geçersizliğini anlatarak olur. Mesela “Güneydoğu’da iyi bir kültür ve eğitim programı yapmamız şart” diyor. Tamam. Öğretmenler gitsin. Tamam. Öğretmen ne anlatıyor? Darwinizmi materyalizmi anlatıyor. Oldu mu şimdi? Komünizmin zemini hazırlanmış olur o zaman. Onun geçersizliğini anlatacaksın. O zaman etkili olursun. Bilimsel çalışmanın dışında netice alınmaz. Sadece komünizm propagandası yapıyor. Mesela “hain tuzak, şu kadar kişi öldü” diyor. PKK’nın dev bir eylemidir bu. Bütün gazeteler sür manşetten veriyor. PKK 30 yıldan beri her gün, ama her gün kendinden bahsettiriyor. Müthiş bir örgüt propagandasıdır bu. Geceli gündüzlü bütün televizyonlar, bütün gazeteler PKK’dan bahsediyor, gece-gündüz. Türkiye’nin bir numaralı konusu olarak anlatılıyor. Bu muazzam bir örgüt propagandasıdır. Ve komünizmin ihtiyacı olan, Leninizm’in ihtiyacı olan propaganda yöntemini istemeyerek, farkında olmayarak basında, radyoda, televizyonlarda geniş çapta yapmış oluyorlar. Örgütün en büyük ihtiyacıdır propaganda. Çünkü taraftarlara cesaret sağlaması için, şevk sağlaması için, heyecan sağlaması için, mücadele azmi sağlaması için bu haberlerin yayınlanması gerekiyor, bunların duyulması gerekiyor. Mesela her ölüm haberi, her bombalama haberi PKK’lıların kalbine kuvvet verir, güç verir, şevk verir ve yeni bombalamalar için onları cesaretlendirir. Ama ideolojik karşı propaganda yaparsan adam kendi inancını kaybediyor o zaman. Ne şevki kalır, ne heyecanı kalır, ne mücadele azmi kalır. Hiçbir şeyi kalmaz. Pasifize olur. bu yapılmadığı müddetçe  bu devam edecektir, eder. Televizyonu açıyoruz; başka konu yok. Sırf PKK anlatılıyor gece-gündüz. Gazetelere bakıyoruz; PKK’dan başka konu yok adeta. Herkes PKK’dan bahsediyor gece-gündüz. Örgütün en büyük ihtiyacı olan propaganda muazzam sağlanmış oluyor böylece, farkında olmadan. Tabiî ki iyi niyetle yapıyorlar ama farkında olmadan örgüte muazzam hizmet etmiş oluyorlar. Ve adamlar her eylemden sonra, çünkü PKK bir gün bile eylem yapılmadığında onlarda moral bozukluğu yapar PKK’da, şevkini kırar. Mesela bir gün bile bombalama haberi duyulmadığında, bir eylem olmadığında onlarda meskenet meydana getirir, durgunluk oluşturur. Ama her bombalama haberini heyecanla dinliyor onlar. Radyoları var, cep radyoları var, televizyonları var. Hep konuşulan konu bu oluyor aralarında. Ama karşı propaganda olduğunda her duyduklarında içleri çökecektir. Her duyduklarında vicdanları sızlayacaktır. Her duyduklarında yanlış yolda olduklarını anlayacaklardır. Her duyduklarında fikirlerinin boş olduğunu, boş yere savaştıklarını, boş yere katil olduklarını anlayacaklardır ve vazgeçeceklerdir.Telkin kadar, ikna kabiliyeti kadar etkili silah var mı? Bir adam yanlış yoldaysa, bir adamı öldürmeye gidiyor birisi yolda. Sevdiği birini çağırıyorlar, “ne yapıyorsun, etme çatma, yanlış yapıyorsun, gençliğin gider” filan ikna edip vazgeçiriyorlar. İşte burada da ikna çok önemlidir. “Gel ananın çorbasını iç” dedin mi adamı delirtirsin sen. “Mübarek Cuma günü adam öldürülür mü” dersen adamı güldürürsün. Adam zaten bütün mukaddesata karşı. “Vicdansız alçaklar” adam zaten vicdansız olduğunu kabul ediyor. Vicdanlı olmayı çok kötü bir şey olarak alıyor o.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, ''29 Eylül 2011'' tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder