09 Ekim 2011

Medyada Terör


(Fatih Altaylı’nın “Vatanseverliğinizi gözden geçirin” yazısında “Terör haberlerini sizce nasıl vermeliyiz? Büyük mü? Küçük mü? Yoksa hiç görmemeliyiz” diye sormasıyla ilgili)

Büyük vereceksin. Çözümüyle vereceksin. Zavallı bir üslupla değil, çaresiz bir üslupla değil, teslimiyetçi bir üslupla değil, ver kurtul kafasıyla değil. Tabii o öyle yapıyor demiyorum da. Genel olarak ilgili kimse, bunu anlaması gereken kimse onlara söylüyorum. Çözümüyle vereceksiniz. “Mübarek Cuma günü bomba patlatılır mı?” dersen dinsiz, imansız adama bu adamı güldürmüş olursun. Ciğerine vurmak istiyorsan Darwinizm’in geçersizliğini anlat. Leninizm’im çöküşünü anlat, mantıksızlığını. İçlerinde bir köşe yazarı Stalizm’in neden geçersiz olduğunu, çöktüğünü anlatsın. Bir başkası neden fosillerin evrimi yalanladığını anlatsın. Bir başkası proteinin yaratılışı nasıl ispat ettiğini anlatsın. Buna PKK değil, dünyadaki hiçbir komünist örgüt dayanamaz. Hiç kimse dayanamaz karşıt propagandaya. 

Çünkü bilmiyorum PKK’lılarla hiç tartıştılar mı? Acayip bilmişler komünistler. Leninist, Stalinistler acayip bilmiş oluyorlar. Troçki falan gördünüz mü filozof havalarında? Mutlaka ilmi mücadele yapılması gerekiyor ve ilmi cevap verilmesi gerekiyor. Demagoji değil. İşte “göz yaşları sel oldu, aktı.” Zaten PKK’nın aradığı bu değil mi? De ki, “biz delikanlı milletiz” dersin. “Bir ölürüz, bin diriliriz” dersin. “Göz yaşları sel aktı. Yürekler parçalandı” dersen, zaten yürek parçalamak için yapıyor onu adam. Gözyaşını sel gibi akıtmak için yapıyor. Adama hizmet etmiş olursun o zaman istemeyerek. Tabi ki samimi olarak yazıyorlar ama istemeyerek hizmet etmiş olursun. “Müslüman şehitlikten gurur duyar” diyeceksin. “Kahraman milletimiz böyle şeylerden etkilenmez” diyeceksiniz, inşaAllah. 

Ve bu köhne teoriyi çok detaylı olarak anlatacaksınız. Allah’ın birliğini, varlığını anlatacaksınız. Kuran mucizelerini anlatacaksınız. Bak bakalım PKK kalıyor mu? Herkes biliyor dediklerimin doğru olduğunu. Herkes biliyor ama bir çok kişi anlamazlıktan geliyor. Tabiki manşetten verilmesi gerekir. O zaman adamlar ve insanlar rehabete kapılır. Zaten PKK’nın vuruş alanı daha da genişlemiş olur. Manşetten cevabını vereceksin, aynı büyüklükte. Suskunluğu bozacaksın... Sadece ağlamayla olmaz. Sadece bağırmayla olmaz, şikayetle olmaz. O zaman PKK’ya hizmet etmiş olursun. İyi niyetle yapıyorsun, tamam. Belki cahillikten yapılıyor. Ama hizmet yapmış oluyorsun, farkına varmadan. Benim söylememin üzerine bu fikir gelişti şu an. Bak, “farkında olmadan hizmet ediyorsunuz” dedim. Onun üzerine gazeleter uyandılar. Ve bir çok siyasi çevre uyandı. Ne desem iki gün sonra, bir hafta sonra, on gün sonra manşet oluyor ve konu oluyor. Daha önce göremediklerini ben onlara gösteriyorum, Allah’ın dilemesiyle. Ve gündemi biz belirliyoruz, sessiz, sedasız. Mesela hiç farkına varmadıkları bir konuydu bu. Birçok siyasinin de farkında olmadığı bir konuydu. Basının da farkında olmadığı bir konuydu. Geçenlerde bunu gündem yaptım. Bak her yerde gündem oldu.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, ''29 Eylül 2011'' tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder