09 Ekim 2011

Kuran Tefsiri


Kehf Suresi  Tefsiri (65-86)

65- Derken, Katımız'dan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.
Onun için Ledün ilmi vahiyle olur. “Falanca şahıs Ledün ilmi biliyor” diyemeyiz. Ledün ilminin benzerini biliyordur. Yani onu andırır. Ledün ilmi için vahiy gerekir. Öyle herhangi bir kişinin bileceği bir şey değildir Ledün ilmi. Çünkü gayptan haber alınması da gerekiyor. Allah bildirecek. Öyle olmaz.

66- Musa ona dedi ki: "Doğru yol (rüşd) olarak sana öğretilenden” Kim öğretiyor? Allah öğretiyor. Vahiyle.  “bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?"

67- Dedi ki: "Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin."
Niye diyor? Gaybı biliyor da onun için söylüyor. Gayb bilgisi gerekir. Bu da Ledüni bir  bilgidir. Yoksa bilemezdi. Ulul-Azim bir Peygamber’e böyle nasıl desin? Net biliyor. Gaybı bildiği için.

68- (Böyleyken) "Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"
Demek ki neymiş? Bilginin özü önemli. Hz. Mehdi (as)’da olay nedir? Özlü bilgidir. Zulkarneyn’de konu nedir? Özlü bilgi. İnsanlar sabretmekte zorlanırlar. Sabır güç gelir insanlara. 

69- (Musa:) "İnşaAllah,” Bak inşaAllah. Bize diyorlar ki “niye inşaAllah diyorsunuz?”. Peygamber söylüyor. “İnşaAllah, beni sabreden (biri olarak) bulacaksın.” “Allah’ın izniyle” diyor. Mesela “beni sabreden bulacaksın” demiyor. “İnşaAllah beni sabreden bulacaksın” diyor. Peygamber üslubu. “Hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim" dedi.” Hani vardır ya bazı kişiler “şunda uyarım, şunda uymam” falan. Bak istisna koymuyor. Diyor ki; “hiçbir işte karşı gelmeyeceğim”. İmama böyle uyulur. Hz. Mehdi (as)’ye de bu şekilde olacak. Hiçbir işte karşı gelmek yok . Peygamberimiz (s.a.v)’e de o şekildeydi.

70- Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan,” Şartını söylüyor. “hiçbir şey hakkında bana soru sorma,” Yani “şu niye böyle oldu?” “bu niye böyle oldu?”. Soru sorma “ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."” “Ben sana gerekirse açıklarım” diyor. Ama onun dışında imam baş edemez. Her şeyin hikmetini soruyor. Yani “şunu niye yaptın?”, “bunu niye böyle söyledin.” Olur mu? Güveneceksin. “Şu niye şöyle oldu?” Hüsnü zan edeceksin. Hayra yoracaksın. “Hayra yoramıyorum” diyorsun. O zaman doğru yolda olmazsın. 

71- “Böylece ikisi yola koyuldu.” Tebliğde en etkili yöntem teke tek anlatımdır. Dikkat dağılmaz.“Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi.” Demek ki Hızır (a.s) halkın bildiği gibi sürekli fakirlere yardım eden, sürekli iyilik yapan biri değil. Bak gemiye sabotaj yapıyor. Parçalıyor gemiyi. Adam öldürüyor orada da. Hızır bazı insanlar için yanlış biliniyor. “(Musa) Dedi ki: "İçindekilerini batırmak için mi onu deldin?” diyor Hz. Musa (as)“Andolsun,” hem de yemin ediyor“sen şaşırtıcı bir iş yaptın." Ama “harama girdin” demiyor, “günaha girdin” demiyor, “şaşırtıcı bir iş yaptın” diyor. Ama yemin ederek. Doğru şaşırtıcı, tamam. Ama hani itiraz etmeyecektin? "İçindekilerini batırmak için mi onu deldin?”  diyor. Mesela bu çok ağır bir suçlama olmuş oluyor. Yani zaten fakir fukara adamlar. Onları batırmak için olmayacağı belli. Ama diyor işte. Hz. Musa (as) heyecanlı, yerinde duramıyor. Çok tatlı bir Peygamber. 

72- Dedi ki: "Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?"
Çünkü vahiyle alınmış bilgi.

73-“(Musa:) "Beni, unuttuğumdan dolayı sorgulama”“Unuttum” diyor. Tamam, unutturan Allah.  “ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma" dedi.” Daha konuşmayacağını zannediyor. O da şimdi cevap veriyor.

74- “Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi.” Adam öldürüyor durduk yere, hikmete binaen. Vahye dayalı. “(Musa) Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın,” kısas olmaksızın “tertemiz bir canı mı öldürdün?” Yani “cinayet mi işledin” diyor Hz. Hızır (a.s)’a yine suçlama yapıyor“Andolsun, sen kötü bir iş yaptın."” diyor.  Onda şaşılacak bir üslup, bunda kötü bir iş yaptın diyor. Net konuşuyor bu sefer.

75- Dedi ki: "Gerçekte benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?"
Vahiyle bildirildiği için.

76- “(Musa:) "Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme.” “Kabul ediyorum, irademi kullanacağım bir şey söylemeyeceğim” diyor. “Benden yana bir özre ulaşmış olursun" dedi.”

77-“ (Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler,”Hızır (a.s) zaman zaman yemek yer, bazen zaman zaman yemek yemez. Yani kendi isteğine bağlı. “fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı.” Garip görüyorlar. Konaklamaktan kaçınıyorlar. Dışlıyorlar. “Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti.” Duvarcı ustası Hızır (a.s), aynı zamanda duvarcı ustası. Masonların da piridir biliyorsunuz, inşaAllah.
“(Musa) Dedi ki: "Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin."”
Allah rızası için yapıyor. “Ücret alabilirdin” diyor.

78- “Dedi ki: "İşte bu, benimle senin aranda ayrılma (zamanı)mız.” Artık çünkü kendi söyledi diyor. Artık ayrılabilirsin diyor. “Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.” “Yaptığım yoruma da sabredemeyeceksin” diyor. Hz. Musa (as) olduğu için çok hareketli.

79- "Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."
Halbuki küçükken kendisi de annesi onu küçük bir kayığa koyuyor. Sala koydu. Denizde bıraktı. Annesi onu öldürmek için mi yaptı? Kurtarmak için yaptı. Firavun’un ailesi de onu ele geçirdi. Bak ne diyor? “Her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı” diyor. O da onu ele geçiriyor.

80- "Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk."
Çocuğun dinsiz olacağını biliyor gelecekte. Durduruyor vahiyle. Zarar vereceğini biliyor İslam’a Kuran’a, dine zarar vereceğini biliyor. Allah vahyediyor, öldürüyor çocuğu. Kendisi de bir adam öldürüyor. Bir yumruk vuruyor öldürüyor Hz. Musa (as). Onu soruyorlar mı Hz. Musa (as)’a? Hızır (as) soruyor mu “niye öldürdün” ? Sormuyor. Hikmet olduğunu biliyor. “Gemiye niye annen seni bıraktı? Öldürmek için mi bıraktı?” demiyor. Güveniyor annesine.

81- “Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından” Maddi manevi temiz.“daha hayırlısı,” Hz. Mehdi (as)’ a işaret bu“merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik."” Bu Deccalin ölümüne işaret ediyor üstteki. Hızır (a.s)’ın görevidir Deccal öldürmek. O da Hz. Mehdi (as)’a yardım edeceğine işaret ediyor.
“Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik."” Hz. Mehdi (as) biliyorsunuz çok merhametli. Ana özelliklerindendir.

82- "Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu,” Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa Mesih. Ona işaret ediyorama demek ki ikisi de duvarcı ustaları ile bağlantıda olacaklar. Ona da işaret var. Demek ki Hz. İsa Mesih (as)’ın da talebeleri Masonların içine girecek. Hz. Mehdi (as)’ın talebeleri de masonların içine girecekler. Ona işaret var. “iki öksüz çocuğundu” Yani yetim. Hz. Mehdi (as) de yetimdir. Hz. İsa Mesih (as) de yetimdir. Babası yok “altında onlara ait bir define vardı;” Hz. Mehdi (as) devrinde bütün defineler ortaya çıkacak. Ayrıca Hz. Süleyman (as)’ın o meşhur Tabut-u Sekinesi bulunacak. Kuran’da ona da işaret ediyor“babaları salih biriydi.”Babaları her ikisinin de Hz İbrahim (as)’dır. Salihtir. Kuran’da Salih olduğu geçiyor. Hz. Mehdi (as)’ın da babası, soy olarak, ced olarak babası Hz. İbrahim (as)’dır. Hz. İsa (as)’ın da. Aynı soydan geliyorlar. “Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler” Olgunluk çağına erişsinler. Ona da işaret var. “ve kendi definelerini çıkarsınlar;” İsa Mesih (as) da, Hz. Mehdi (as) da defineleri ortaya çıkaracaklar. Tevrat’ın orjinalini İncil’in orjinalini, Tabutu Sekineyi, mananın orjinalini.“(bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım.” “Düşünerek bulduğum, zekamla, aklımla bulduğum şeyler değil; vahiyle alıyorum ben bunları” diyor“İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."diyor. Ama “güç yetiremediğin şeylerin yorumu” diyor inşaAllah.

83- Sana (Ey Muhammed,) Zu'l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' (bazı bilgiler) vereceğim.Yani Hz. Mehdi (as) inşaAllah.

84- “Gerçekten, Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik” Müthiş bir dünya hakimiyeti olacak Hz. Mehdi (as) devrinde. “ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik.”Her türlü imkan Allah tarafından ona verilecek Hz. Mehdi (as)’ye.

85- O da, bir yol tuttu.
86- Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."
Hz. Mehdi (as)’ın da şefkatle davranacağı, Mehdiyet gereği, Müslümanlık gereği güzel huylu olacağını biliyoruz. Kuran ona işaret ediyor. Ama 86’da da Mehdiyet’e bir saldırı olacağı anlaşılıyor. 1986’ya işaret var. Çünkü Güneşin batmasından bahsediyor. Bir de “”kara çamurlu bir gözede”. Yani Hz. Mehdi (as)’ın kaybolmasına işaret ediyor. Ya hapishanede veyahut herhangi bir şekilde kaybolacağına işaret ediyor. İnşaAllah.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "1 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder