26 Ekim 2011

Sevgi Dolu İslamiyet


Sevgi eğer cismine, maddesine bağımsız olarak bakılarak değerlendirilirse o şirk olur.Biz mesela bir tavşanı severken Allah’ın sıfatının tecellisi olarak ondan çok hoşnut oluruz. O yüzden çok severiz. Yoksa sevginin bir anlamı olmaz. Mesela bir insanı severken eğer doğrudan insan olarak, maddesine dayalı olarak, Allah’tan bağımsız seviyorsa, Allah’ın sıfatı olarak sevmiyorsa o şirk olur. O olmaz. Yani o Müslüman’ın yapacağı bir şey değildir inşaAllah.
Şu an bizi konuşturan kim? Allah. Seni konuşturan kim? Allah. Hocamı konuşturan kim? Allah. Her yerde Allah’ın sıfatlarının tecellisi vardır. Dolayısıyla biz birini takdir ettiğimizde Allah’ı takdir etmiş oluruz. Aksinde şirk oluşur. 

Bazı insan mesela “çok güzelsin” diyorsun. “Estağfirullah” diyor, “benim nerem güzel”. Seni mi övüyoruz biz? Allah’ı övüyoruz. Allah’ın sıfatlarını övüyoruz. Mesela “övülmekten hiç hoşlanmam” diyor. Sen övülmüyorsun ki, övülmekten hoşlanmayasın sen. Allah’ın beynimizde meydana getirdiği sıfatının tecellisini övüyoruz biz. Bütün güzellik ve güç Allah’a aittir. Her şey Allah’a aittir.

Münafık sevgiyi bilmez. Münafık ezik ve ruhsuz olur. Yani ruhu kapkara olur. Simsiyahtır ruhu. Bunlara anlatamazsın sevgiyi.Allah’ın sıfatlarının bir tecellisi olarak biz müminleri çok severiz.


Her şeyin yaratıcısı Allah. Bizim âşık olduğumuz Allah’tır.Resulullah (sav)’i niçin seviyoruz? Allah’ın sıfatının tecellisi olarak. Ne kadar çok seviyoruz? En çok O’nu seviyoruz. Sonra? Hz. Ebu Bekir (ra)’i seviyoruz. Mesela peygamberler; ulu-l Azim peygamberleri daha çok seviyoruz, inşaAllah. Yaşayan varlıklar içerisinde de şu anki dünyada, bizde en güzel bulduğumuz, ahlakını en güzel bulduğumuz, samimiyetini en güzel bulduğumuz insanı candan severiz. Bu bir ibadettir. Allah’ın sıfatının tecellisi olarak severiz.


Allah güzel insanda Cemal ismiyle, Cemal sıfatıyla tecelli ediyor. Ve bize de kalbimizde hoşnutluk meydana getiriyor. Bu sevgi, bu iltifat Allah’a yapılmış oluyor inşaAllah.




“Bütün gözleri Allah görür” diyor. “Ama gözler onu idrak edemez” diyor. Bak; “bütün gözleri Allah görür. Ama gözler Allah’ı idrak edemez” diyor. Onun gözlerinin içinden bakan da yine Allah’tır. Sıfat olarak tecelli eder gözün içinden inşaAllah. 

Mesela Allah cennette iri siyah gözlü hurilerden bahsediyor. Ama “eşlerine gözlerini tutkuyla dikmiş” diyor. Sadece onlara yönelmiş, sadece onlara ait. Bak tutku; en önemli nimet olarak Allah onu vurguluyor, tutkuyu. Cennetin en önemli nimeti, birinci derecede. Ondan sonra diğer özellikleri sayıyor Allah. Ama önce tutku. Bak; “sadece onlara gözlerini dikmiş. Tutkuyla bağlı” diyor. İnşaAllah Allah cennette bu nimetini bütün Müslümanlara en güzel şekilde sunmuş olacak, Cenabı Allah. Sonsuza kadar, inşaAllah. Çünkü bu dünyada kalbimizde doyma bilmeyen bir insan sevgisi var. Bir güzellik sevgisi var. Ne kedilere doyuyoruz,  ne tavşanlara doyuyoruz, ne çiçeklere, ne kadın güzelliğine, ne çocuk güzelliğine doymuyor insanın ruhu. İşte ancak o cennette tatmin buluyor, inşaAllah.

Benim anlatmak istediğim şu; ruhsuz, sevgisiz, aşksız bir İslam anlatmaya kalkıyorlar bize. Biz coşkuyla, Allah aşkıyla, böyle için için ruhu kaynayan bir İslamlık anlayışını esas kabul ediyoruz. Allah’ı delice seveceğiz, coşkuyla, deli aşık olarak. Resulullah (sav)’i deli aşık olarak coşkuyla seveceğiz. Peygamberanı, Allah’ın yarattıklarını… İçimiz içimize sığmayacak. Anlatmak istediğim soğuk İslamiyet değil, sıcak sevgi dolu, muhabbet dolu İslamiyet.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "14 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder