09 Ekim 2011

"Görünmez Mehdi" İnancı


Bir kere buradaki düşünce çok samimiyetsiz. Yani gereksiz, belli. Beş yaşında çocuk olsa hemen anlıyor. “Mağaranın içine Hz. Mehdi (as) girdi, kayboldu, ölmedi, 1000 küsür seneden beri orada duruyor. O arada insanlara görüntü olarak görünüyor, ses olarak görünüyor, hatta onlara eşya da getiriyor, malzeme getiriyor. Ne istiyorlarsa yapıyor.” Bu Hz. Mehdi (as)’ın çıkışını engellemek için yapılmış bir eylem. Kardeşlerimiz de bilmeden bu duruma dahil olmuş oluyorlar. Olay bu. Böyle bir Hz. Mehdi (as)’ın gelmeyeceğini herkes biliyor. Ashab-ı Kehf’i Kuran söylüyor. Hz. İsa Mesih (as)’ın gelişini Kuran söylüyor. Hz. Mehdi (as) ile ilgili Peygamber Efendimiz (sav)’in böyle bir ifadesi yok bir kere en başta. Peygamberimiz (sav) ne diyor? “Anneden babadan doğacak, çile çekecek, zorluklar çekecek, hapse girecek. Doğu taraflarından batıya doğru gelecek. Denizi geçecek. Denizin kenarında faaliyete başlayacak. 40 yıllık bir faaliyeti olacak. İleri yaşlarda olduğu halde genç görünümlü olacak. Dinç görünüşlü olacak” diyor. Samimiyetsiz bir anlatımla Mehdiyetin zuhurunu engelleyecek bir sisteme olayı çevirmek şeytana yardım etmek olur. Allah rızası için bu oyunu bozsun kardeşlerimiz. Çok çok yanlış. Bir kere zaten samimi olarak hiç kimse böyle bir şeye inanmaz. Öyle bir hadis de yok ayrıca. Öyle bir konu da yok. Adetullaha da aykırı. Hangi peygamber böyle gelmiş? Çünkü adetullaha uygun olarak olacak Hz. Mehdi (as). İsa Mesih (as)’ın gelişi harikadır. Ashab-ı Kehf’in durumu harikadır ama bunu Kuran ayetleri belirtmiştir. Burada akılcı bakmak lazım, samimi bakmak lazım. Peygamberimiz (sav)’in hadislerine tam uymak lazım.

Hayalet Mehdi inancı Mehdiyete karşı şeytanın bir oyunudur.Kardeşlerimiz böyle bir oyuna gelmesin. Hz. Mehdi (as)’ın çıkışını engellemek için yapılmış bir oyundur. Hayalet Mehdi hiçbir zaman için gelmez ve gelmeyecek ve gelmedi de. Olmadı. Artık zamanın sonuna geldik. “7000 yıl diyor” Peygamberimiz (sav). Başka vakit yok. Nerede hayalet Mehdi? Hz. Mehdi (as) gelmiştir. Hayaleti yoktur.

Hayalet Mehdi inancını güya şeytan kendince bir oyun olarak sundu Müslümanlara. Fakat başarılı olamadı. Katoliklere karşı bir değişiklik olsun. “Siz Hz. İsa (as)’ı bekliyorsanız biz de Hz. Mehdi (as)’ı bekliyoruz” gibisinden. Bir alternatif inanç olarak geliştirmişler gibi görünüyor. Tamamen suni bir inanç. Zaman zaman Hz. Mehdi (as)’a sığınacak, haşa Allah’a sığınır gibi. Hz. Mehdi (as)’ı putlaştırma düşüncesi de var burada zaten. “Yetiş ya Mehdi!” diyecek. Mehdi ona yiyecek getirecek. “Yetiş ya medet Mehdi!” diyecek, onu hapisten çıkaracak. Zor anında sürekli “Ya Mehdi! Kurtar beni” diyecek. Bir put ihtiyacından da kaynaklandığı görünüyor. Hz. Mehdi (as)’ı putlaştırmaktan da kaynaklandığı görünüyor. Allah esirgesin. Allah’a sığınsın kardeşlerimiz. Ben Şii’leri canım gibi seviyorum. Hepsinin ayağının altını öpüyorum, hepsinin. Caferi, Şii, Alevi, Bektaşi kardeşlerimin hepsinin kölesiyim ama Allah rızası için bunu yapmasınlar. Bu çok büyük bir fitnedir. Bu zulüm olur. Sakın böyle bir şey olmasın. Resulullah (sav)’in torununa kötülük yapmış olurlar, Hz. Mehdi (as)’a karşı kötülük yapmış olurlar. Hz. Mehdi (as)’ın çıkışına karşı bir eylem olmuş olur bu. Gerçi bu durdurmaz. Hz. Mehdi (as) çıkar, her halükarda çıkar ama böyle bir oyuna gelmesinler. “Yetiş ya medet Mehdi!” ne demek bu? Her yerde belli. Adam evinde otururken “duvarda görünecek bana” diyor. 


Mesela İran Genelkurmay Başkanı, iki ayağını birden öpüyorum, hürmet ediyorum, duvarda Hz. Mehdi (as)’ın ona göründüğünü farzedelim. Göründüğünü iddia ettiğini düşünelim. Ne yapacağız? Dedi ki “Sünni olan Türkiye’yi yerle bir edeceksin. Bu sana Allah’ın emri” dese ne yapacaksın? Düğmeler önünde, füzelerin düğmeleri de önünde. Gördü duvarda, ne yapacak? “Yapmıyorum ya Mehdi! Ben sana karşı geliyorum” mu diyecek? Basacak düğmeye. Çok büyük fitne. Allah’a sığınsınlar. “Mehdi görüntü olarak gelir, ses olarak da gelir” diyor istendiğinde. “Biçim olarak da , bütün olarak da şekillenir. Her eve, her yere gelir” diyor. Hz. Mehdi (as)’ın gelmesine ne gerek var? Zaten geliyor sen çağırdığında geldiğine göre tamam, bitmiş. Orada kastedilen televizyon, internet. Peygamber Efendimiz (sav)’in hadisi bunu anlatıyor. Adamın verdiği manaya bak sen. Hz. Mehdi (as) her yerde görüldüğüne göre, sen konuştuğuna göre neyini bekliyorsun Hz. Mehdi (as)’ın? Allah Allah. Kardeşim, bir “cismen tam karşıma geliyor” diyorsun. Her eve geliyor. Niye gelsin Hz. Mehdi (as) bir daha? Gelmiş işte. Gelmişken bir daha mı gelecek? Yok öyle şey. Böyle bir insanı nasıl hapse koyacaksın? Nasıl çile çekecek? Nasıl 313 tane talebesi olur böyle bir insanın? Her eve giriyorsa zaten bütün evler onun talebesi olmuş olmuyor mu? 1,5 milyar Müslüman var. Herkesin evine girdiğine göre. Hıristiyanların da evine girecek ayrıca o açıklamaya göre. Çünkü Hıristiyanlara İncil’le tebliğ yapıyor. Musevilere de Tevrat’la tebliğ yapıyor orijinalleriyle. O zaman ne olmuş oluyor? Hz. Mehdi (as) zaten gelmiş, görevde olmuş oluyor. Talebesi de bütün hepsi milyonlarca talebesi olmuş oluyor. Hani 313 taneydi talebesi? Hz. Mehdi (as) Peygamberimiz (sav) gibi, Ehli Bedir gibi çile çekecek, talebeleri az olacak, çilenin envaını çekecek. İftira edecekler, hakaret edecekler, saldıracaklar, hapsedecekler. Bin bir türlü zulümle karşılaşacak. Onun için Hz. Mehdi (as) oluyor zaten o.Zulme sabretmesinden dolayı Hz. Mehdi (as) oluyor. Yoksa nasıl Hz. Mehdi (as) olsun o?Peygamberimiz (sav)’in peygamber olmasının nedeni yüksek ahlakıdır, çile çekmesidir. Allah onu o yüzden layık görmüştür peygamberliğe. Güzel ahlakından dolayı. Gerçi kaderindedir ama vesilesi odur inşaAllah. Hz. Mehdi (as)’ın da vesilesi odur.

Ama Allah rızası için bu oyuna gelmesinler. Resulullah (sav)’in hadisleri açık, ortada. “Şehirde doğar” diyor. Normal çocuk gibi büyüyor, gelişiyor. İlkokula gider, ortaokula gider. Çile çeker. Küfrün içinde yetişecektir, acıların içinde yetişecektir. Sonradan Allah onu Mehdiliğe layık görecektir. “Bir gecede Allah onu ıslah eder” diyor. Sonra Mehdilik göreviyle şereflenip, vazifesini ifa edecektir. Nasıl peygamberin hayatı böyleydi, nasıl velilerin hayatı böyleydi. En büyük velidir. Onu put haline getirmeye, haşa bir ilah haline getirmeye kalkarsak çok büyük fitne olmuş olur. Sabah kalkacak adam. “Ya Mehdi! Bana yetiş!” Allah’a dua edilir, Hz. Mehdi (as)’a dua edilir mi? Hz. Mehdi (as) Allah’ın kulu. Ne yapıyorsunuz? “Her yerde görülür, çağırdı mı gelir” diyor. “400 tane battaniye istedi adam, getirdi Mehdi. Mesela ekmek istedi, getirdi Mehdi” diyor. Müslümanları böyle komik hale getirmenin, böyle perişan etmenin alemi var mı? Böyle mantıksız bir çizgiye sokmanın alemi var mı? Yine Hz. Mehdi (as) gelmiş oluyor. Peygamberimiz (sav)’in bahsettiği gerçek Hz. Mehdi (as) gelmiş oluyor. Sadece hayalet Hz. Mehdi (as)’ı bırakacaklar, sahte Mehdi’yi bırakacaklar. Gerçek olmayan, Katolikliğe karşı geliştirilmiş, garip inancı bırakacaklar. Bu kadar basit. Resulullah (sav)’in dedikleri zaten doğru. Zaten Hz. Mehdi (as) geldi. Zaten var, zaten başka vakit yok. İsa Mesih (as)’ı da görecekler, Hz. Mehdi (as)’ı da görecekler. İttihad-ı İslam’ı da görecekler. Ama utanç duyarlar sahte Mehdi’nin, hayalet Mehdi’nin peşinde giderlerse, olmayan, kafalarında türettikleri Mehdi’nin peşinde giderlerse Resulullah (sav)’in hadislerine karşı gelmiş olurlar, Resulullah (sav)’e karşı gelmiş olurlar. Yapmasınlar, etmesinler, Allah’a sığınsınlar.

Bu o kadar garip bir fitne ki normalde hiçbir Şii bunu söyleyemez. Söylerse mahvederler. Birçoğu mahveder, iptal olur. Mesela başbakan Ahmedinejad çıksa, dese ki “böyle Hz. Mehdi (as) inancı yok, doğrusu budur.” Bitti. “Hadi hemen arkadaşım git” derler. Devlet başkanı da bunu söyleyemez. Hiçbir molla söyleyemez, hiçbir alim bunu söyleyemez. Aforoz olur. Sistem birbirini kilitlemiş. Hepsi anormal olduğunu anlıyor, bir gariplik olduğunu anlıyor, fakat kilitlendiği için kimse çıkamıyor. Şimdi birbirine bağlı, zincir sistemiyle birbirine bağlanmışlar. O ona bağlı, o ona bağlı. Zinciri çekti mi kopmak istediğinde öbür bütün şey sistem çalışmaya başlıyor. Ya zincir kopacak, ayrılacak; ya hepsi birden onun üstüne doğru gelecek zincirler birbirine bağlı olduğu için. Şeytan burada da kilitlemiş sistemi. Kimse aksini söyleyemiyor. Mesela koskoca insanlar, hiçbiri inanmıyor ama inanıyor gibi görünüyorlar. Dua edelim, Allah kurtarsın. Allah doğrusunu görmeyi nasip etsin inşaAllah.

Muhammed (sav) ailesinden El-Mehdi (Hz. Mehdi (a.s.)) ... geniş karınlıdır, ... bacakları çok enerjiktir, omuzları geniştir, ... onun gecesi Allah’a boyun eğerek ve secde ederek yıldızlara nöbet tutarak geçecektir, kendisini suçlayanların attığı suçlar onu Allah’ın huzurunda etkilemeyecektir, o nur yayan bir kandildir.  (Bihar-ül  Envar: 86-81)
“Yıldızlara nöbet tutacak” ne demek? Yatsı vaktinden sonra devam edece tebliğe. “Yıldızlara nöbet tutacak” demek odur. Yıldızların pırıl pırıl parladığı dönemde, insanlar derin uykudayken o tebliğe devam ediyor. Geceli gündüzlü radyolardan, televizyonlardan anlatacak inşaAllah.

İftihar ediyorum. Biz Şii kaynakların hepsini kullanıyoruz ama yanlış yorum, şeytani yoruma girmesin kardeşlerimiz. Hz. Mehdi (as) herkesin evine girecek, doğru. Televizyonla girecek. Kendisi hayalet olarak girmeyecek. Görüntüsü, sesi teknik üstünlükle, teknik imkanlarla oluşacak. Ahir zamanın bu mucizesine Peygamberimiz (sav) işaret ediyor. Yoksa aklın ihtiyarını kaldıracak olaylar olacak demiyor. Öyle olsa 1,5 milyar Müslüman aleminin tamamı talebesi olmuş olmuyor mu zaten? Herkesin evine girdiği zaman herkesin talebesi olmuş oluyor. Ne haddine zaten adamın. Girmiş evine Hz. Mehdi (as), duvardan giriyor. Nasıl “ben sana uymuyorum” desin? Karşı bile olsa uymak durumundadır. Çünkü bir tekbir getirdiğinde ev yıkılıyor oradaki anlatıma göre. Halbuki küfrün kalelerini Allah’ın adını anarak yıkması kastediliyor orada. Onlar da diyor ki; “bir ‘Allah’ der, bina çöker.” Küfrün kalesini fikren çökertiyor o. O düşünce sistemini çökertiyor. O da zannediyor ki taşlar paldır, küldür tepesine yıkılıyor milletin. Böyle değil, yanlış biliyorlar.

Şeytan velilere, peygamberlere en ziyade yüklenir, ama bazı kişiler zaten şeytanın eline düştüğü için onlarla fazla ilgilenmez. En imanlı, en takva insanın üstüne en fazla çöker. Unutkanlık yapmaya çalışır, bitkinlik yapmaya çalışır, dikkatini dağıtmaya çalışır. Sürekli vesveselerle hücum etmeye çalışır ama imanlı oldukları için onlar, güçlü oldukları için tabii, camın üstüne su sıçramış gibi olur, darmakeşan olur; giderler. Ama makbul bir imtihandır, güzel bir imtihandır. Bitaplık verir, bitkinlik verir, ona karşı gayret etmek gerekir. İrade kullanılırsa aşılır o hemen. Mesela Hz. Eyüp (as)’a da, şeytandan Allah’a sığınırım “Ya Rabbi! Şeytandan bana bir azap dokundu” diyor. Bitkinlik tarzında, yorgunluk tarzında böyle sinirsel gerilim tarzında. Allah onu kurtarıyor biliyorsunuz inşaAllah.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, ''28 Eylül 2011'' tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder