26 Ekim 2011

Sevgi

İmanlıdan imanlıya sevgi akar. İmansızdan lanetlik akar. Eğer gaddarsa, ruhu da tersse, münafıktan melanet akar gözlerinden. İstediği kadar çırpınsın, istediği kadar uğraşsın, ne yaparsa yapsın sevgiyi bulamaz. Allah’ın gözlere bu kadar güzellik vermesi hayret. Ne kadar etkileyici şey göz. Başka şey o kadar değil de göz insanın içinde fırtına kopartıyor adeta. Acayip şahane bir şey göz. Ama sevgiyle bakan gözden. 


Allah, “mümin erkeklerle mümin kadınlara, mümin kadınlar mümin erkeklere” diyor. Bu sırf evlilik için değildir. Dostlukta, arkadaşlıkta, kardeşlikte, inşaAllah. Tabii birinci derecede evlilik içindir. Ama iyi insanlar iyi insanlardan çok zevk alırlar. Çünkü o da dürüst, o da dürüst. O da samimi, o da samimi, o da iyi, o da iyi. Şimdi sen doğru söylüyorsun, adam yalan söylüyor. Sıkılırsın, manyak gibi bir şey. Sen samimisin, o samimi değil. Sıkılırsın, rahatsız olursun.



Allah aşkı ile seversen sana Allah güzel insanlar şeklinde tecelli eder.Eğer öküz gibiyse adam ayı gibiyse, ayı gibi insanları Allah ona tecelli ettirir karşısına. Leş gibi kokan, böyle pislik, ahmak, huysuz, aşağılık, karaktersiz adamları birbirine Allah musallat eder. O ondan nefret eder, o ondan nefret eder. Ömrü pislik ve rezillik içinde geçer. 


Ama Allah’ı aşk ile seversen, Allah da seni aşk ile sever ve sana muhteşem güzellikler şeklinde tecelli eder. Benim de karşımda gördüğüm bu güzellikler Allah’ın tecellisi. Allah’ın sıfatları tecelli ediyor, insan şeklinde bizlere görünüyor, inşaAllah. Allah güzel huylu yapıyor, kaderimizi böyle yapıyor maşaAllah. Mesela aşağılık adamlar ağzından nefret damlar, gözünden melanet akar, alaycı, haysiyetsiz, akılsız, aptal, Allah’ı sevmez, Kitap’ı sevmez, Peygamberi sevmez. Bakıyorsun Allah karşısına bir pislik nasip ediyor. Ve Allah o bela ile onu buluyor adeta, o bela ile adeta debeleniyor. Hak yerini bulmuş oluyor. Ve Allah’ın sanatıdır bu. Bir mucizedir bu. Hep güzel insanlar güzel insanlar ile beraber olur. Pislik adamların da Allah karşısına pislik adamları diker. Bakın etrafınıza göreceksiniz.


Bir kere benim içim açılıyor, Allah’ın tecellilerini görüyorum. Ben nadir böyle güzel insanlara rastlıyorum. İnsanların çoğu anormaldir. İşin doğrusu bu. Kadınlarda da işin doğrusu bir çoğu huysuzdur, terstir, aksidir, kıskançtır, hasuttur, pistir, akılsız olur, gıcıklık yapar. Yani birçok derken yüzde birlik de olsa bizim için bir çoktur bu, yani fazladır. İyi insan gördüğümde tabii çok heyecan duyuyorum, çok hoşuma gidiyor. Huysuz olur insanların bir çoğu. Bir kere sevginin ne olduğunu fiilen göstermiş oluyoruz. Çünkü ben sevgisiz programlardan rahatsız oluyorum. Ben görüyorum televizyonlarda. Adam böyle kazıklaşmış turp gibi. Bazı kadınlar çok arsız ve ürkütücüler. Ne yapacağı belli değil. Ne konuşacağı belli değil. Çok tedirgin bir ortam. Ama mesela munis bir kadınla, güzel bir kadınla konuşmak, dost, arkadaş olmak, ona sevgi duymak çok heyecan verici, bayağı güzel.  Psikopat, vahşi hayvan gibi bakan kadınlar da oluyor. Sanki ormanda sıkışmış vahşi bir hayvan gibi dehşet içinde bakıyor etrafa. Saldırgan, ne dense ters anlıyor, ters cevaplar veriyor, hasut, kindar. Bu çok korkunç bir şey, bayağı kötü. Tabii adamına göre Allah onları rast getiriyor. Erkeklerde de böyle baktığında soğuk, buz gibi pis pis laf sokar, ipsiz sapsız konuşur, kötü kötü entel dantel hareketler yaparak modern takılıyor, züppe bir üslup. Kendini böyle klas göstermeye çalışıyor. Laf cambazlığı yapıyor. Çok kızdırıcı ve itici, çok gıcık bir görünümü olmuş oluyor. 


Ben bunlardan çocukluğumdan beri nefret ediyorum, hoşlanmıyorum. İyi insanları seviyorum ben. Güzel kadınları çocukluğumdan beri severdim. Bilinir yani. Annemin çevresindeki hanımlar da söylerdi. Hep hoşlanmışımdır. Çocukluğumda da hep aşık olurdum mesela kız arkadaşlarıma falan. Yani çok acayip severdim. Ve herkese de iyilik yapardım çocukluğumda da. Kimseyi kırmak istemem. Üzmek istemem. Mesela birisi bir hata yapsa örtbas etmek isterim. Kendi üstüme alırım. Mahcup olmasın gibisinden. Ben bu korkunç yönlere, dünyanın bu korkunçluğuna, çirkinliğine karşı güzelliği göstermiş oluyorum. Ruhumdaki güzel hayatı vurgulamış oluyorum


Pis kanunlar var sokakta. İnsanların böyle kötü kötü çıkarttıkları yasalar var. Yani garip yasalar. Resmi yasaları demiyorum. Kendi kendilerine çıkarttıkları kurallar. Bunlar beni itiyor. Ben özgür olmaktan hoşlanıyorum, samimi olmaktan hoşlanıyorum. Rahat olacağım, şakacı olacağım, iyilik yapacağım. Kurallar beni rahatsız ediyor, hoşuma gitmiyor. Çünkü güzel bir kuralsa ben ona uyarım. Millet, bazı insanlar mesela abuk-sabuk kural çıkarttıysa ben ona niye uyayım? Kemik kafalı adamlar, kemik gibi insanlar beni rahatsız ediyor. Kötü bir şey bu ve dünyaya yayılmış. Bu çok kötü bir şey. 


Bizim bu kadar çok izlenmemizin nedeni bu. Hakikaten hoşuna gidiyor insanların bu samimiyetim, candanlığım. Alışılmamış bir şey. Yani ben resmi konuşmuyorum, candan konuşuyorum. Ben cıvıl cıvıl, tatlı, güzel bir dünya istiyorum. İstemiyorum Filistin’de gerilim, bağırtılar, çağırtılar. Bunlara gerek yok. Allah’ı çok sevelim. Hani durduk yere de arkadaş olalım, kardeş olalım. Bu yönde kimse kardeş olmaz. Hani diyor ya bazıları; “kardeşiz, kardeş olalım”. Neye göre kardeş olsun adam? Niye kardeş olsun? İnsanların ruhunda egoistlik ve bencillik vardır. Niye kardeş olsun adam? Allah için kardeş olmaktan bahsedecek adam. Peki Allah için kardeş olmaktan bahsettin de; Allah’a inanmıyor. O zaman ne yapacaksın? İman hakikatlerini anlatacaksın, materyalizm, Darwinizm’i yok edeceksin. Belayı kökünden kazıyacaksın. Mikrobun üstüne basacaksın koyu tentürdiyotu, bir cayır cayır yakacaksın mikrobu değil mi? Ondan sonra yara iyileşir. Mikrop duruyor onun üzerine ayran sürüyorsun. Olmaz.

Bir  kere insanın değer vermesi lazım sevmek için. Değer vermek; imanla değer verebilirsin. İman olmadan nasıl değer verecek? Değer vermedi mi adam gider. Sevgin kalmaz, biter. Saygı duyman lazım. Saygı duyunca tabii el pençe divan durmak değil. o da sevgiyi öldürür. O anlamda değildir saygı. Saygı; şiddetli koruma hissidir, şiddetli sevmedir, şiddetli yakınlıktır. Yoksa hiç konuşmama, karşısında hazır olda durma falan, bu saygı değil. Bu resmiyettir. Resmiyet ayrı saygı ayrıdır. O, insanı rahatsız eder öyle bir şey. Konuşmuyor bilmem ne, hazır olda, el pençe. Öyle saygı olur mu? Deli gibi seviyorsan saygı duyuyorsun demektir. Koruma hissi vardır insanda. Korursun. 


Mesela benim güzelim geldi buraya. Rahat etmesini istiyorum. Sözlerimi seçerek kullanıyorum. Mesela ufacık bir laf, ufacık bir söz bile bir insanı çok rencide edip, yıkabilir, tahrip edebilir. Çok akıllı olmak lazım. Çok özenli seçilmesi lazım her kelimenin. Adam langur lungur konuşuyor. Tahrip ediyor, batırıyor. Olmaz. İnsan kalbi çok nazik, hassastır. Öyle abuk sabuk lafa gelmez. Bir anda alabora edersin. Çok özenli olmak lazım. Tahrip olmuş bir yapıyı da yine sabır ve şefkatle çözebilirsin sevgide. Yani çok zekice sözler, çok akıllıca sözler seçilmesi lazım. 


Ve karşındaki insanı çok iyi teşhis etmen gerekiyor. Onun ruh halini, onun ruh halindeki akışı çok iyi görmen lazım. An an, saniye saniye gözlerinden, üslubundan, sesinden o ruh halini tespit edip, ona en uygun kelimeleri seçmen gerekir. En uygun cümleleri seçmen gerekir. Mesela dozunu biraz aşırsan batırırsın, biraz düşürsen yine batırırsın.Bu da Allah’ın yardımıyla olur işte. Allah ilham edecek ki güzel konuşasın, isabetli ve etkili olsun. Mesela kadınların gözlerinde müthiş bir tutku gücü vardır. Onu ancak akıllı insanlara verebilir kadınlar. Mesela aptala veremez. İstediği kadar boyu posu olsun. Mesela herif iki metre oluyor eşek gibi. İki buçuk metre olsa ne olur? Yahut daha kısa olsa farketmez.. Alaycı, züppe, ters, aksi, ruhsuz. Yapmacık bakışlarıyla; hani böyle iki numaralı bakış, üç numaralı bakış derler ya. Böyle çeşit çeşit artistik bakışlarla, sahte ve samimiyetsiz tavırlar koyuyor. Bu kadını kızdırır, gıcık eder. Allah’tan, dinden bahsetmiyor. Din iman yok, Allah, Kitap yok. “Seni seviyorum”. Sen daha Allah’ı anlayamıyorsun. Nereye seveceksin sen? Allah’ı anlayamayacak kadar aklın yok senin. Allah’ı takdir edemeyecek kadar sevgiden yoksunsun. 


Allah’ı takdir edemeyen, insanı nasıl takdir etsin? Neyini fark edecek onun?Allah’ın verdiği bunca nimeti farkedemeyen, insanın verdiği nimeti nasıl farkedecek? Onu göremiyorsan, onu hiç göremezsin sen. Allah’ın sonsuz verdiği nimetler, göremiyorsun. “Seni görüyorum” diyor. Sen menfaati görmüş oluyorsun. Cahiliyede öyledir bir çok insan. Mesela oğlanı görüyor “deli gibi seviyorum” diyor kız. Neye göre? Bir de bakıyorsun, lüks bir arabadan inmiş. Sonra; mesleği var işte, “bilmem ne toptancısıyım” diyor. “Şu kadar para kazanıyorum” diyor. “Oo” diyor, “aşkım kabardı, acayip bir şey oldum” diyor. Başka? “Annem babam da çok zengin” diyor. “Ooo, delirdim, acayip bir şey oldum” diyor. “Aşk gittikçe gelişiyor” diyor. Başka? “Bir de yazlık var” diyor. “Tamam artık geri dönülmez bir yola girdik biz” diyor. Sonra adam iflas ediyor. “ne oldu bana bilmiyorum” diyor, “kalbimden bütün sevgi gitti bir anda” diyor. Sevmedin ki sen. Sadece çıkar ve menfaat için, hayvani bir içgüdüyle çıkara kilitlendin. Hayvan gibi çıkarın elinden gidince de adamı harcıyorsun. Olay bu. Bu kadar basit.  Mal için gelen, mal için gider. Tip için gelen, tip için gider. Gençlik için gelen gençlik için gider. İman için gelen, iman ile kalır. Onun dışında sevgi yoktur.Öbürü süprüntü rüzgar gibi uçar gider. Nerede yeni bir menfaat görse adam o tarafa doğru akar gider, kayar.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "13 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder