09 Ekim 2011

Hıristiyanlarla Müslümanların İttifakı


Bediüzzaman’ın eserlerinde ahirzamanda Hıristiyanlarla Müslümanların ittifak etmesi: 

Bedüzzaman diyor ki “Hatta Hadîs-i Sahîhle” sahih hadisle “âhir zamanda Îsevîlerin” Hıristiyanların “hakiki dindarları” dindar Hıristiyanlar “ehl-i Kur'an ile” Müslümanlar ile “ittifak edip,” birlikte hareket ederek “müşterek karşıtları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi;” Darwinist materyalist ateist sisteme dayanacakları gibi “şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslekdaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile dahi, medâr-ı ihtilâf noktaları” ihtilaf, tartışma noktaları “muvakkaten medâr-ı münakaşa ve niza' etmiyerek” tatışma konusu yapıp niza’ etmeyerek “müşterek karşıtları olan mütecâviz” ateistlere karşı, Darwinistlere karşı “dinsizlere karşı ittifaka muhtaçdırlar...” (Lemalar, sayfa 155)

Münafık şeytanın iğvasıyla bunu kabul etmez. “Peki, ne yapalım? Nasıl olması gerekir?” diyorsun münafığa. “Ben akşam evde tesbih çekerim” diyor. Olmaz. Bu akılcı bir hareket değil. Münafığın zaten hiçbir hareketi akılcı değildir de fakat anlaşılması için söylüyorum. “Şahsı isa Aleyhisselam'ın kılıncı ile maktul olan” ilim kılıcıyla maktul olan, etkisiz hale getirilen “şahsı Deccal'ın”deccalin şahsının “teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk” Darwinizm ve materyalizm, Marksist-Leninist düşünce “ve dinsizliğin azametli heykeli” yani meydana getirdiği dünya çapındaki geniş yapılanma “ve şahsı manevisini öldürecek” onun fikir sistemini etkisiz hale getirecek “ve inkarı uluhiyet” Allah’ın varlığını inkar eden “olan fikri küfrisini” küfür fikrini “mahvedecek” onu yok edecek “ancak İsevi ruhanileridir ki;” o zaman ittifak var demek ki Hıristiyanlarla, “o ruhaniler, dini İsevi'nin” Hıristiyanlık dininin “hakikatını hakikat-ı İslamiye ile”  İslam’ın hakikatiyle “din-i İsevi'nin hakikatini” Hıristiyanlığın hakikatini İslamiyet ile “mezcederek” karıştırarak İslam’ın hak olan, doğru olan hükümleriyle yanlış olan yerleri düzelterek “o kuvvetle onu dağıtacak, manen öldürecek. Hatta "Hazreti İsa Aleyhisselam gelir. Hazreti Mehdi'ye namazda iktida eder, tabi' olur." diye rivayeti bu ittifaka ve hakikatı Kur'aniyenin metbuiyetine ve hakimiyetine işaret eder.” diyor.
Münafıklar hadis dinlemez. Bediüzzaman’ı dinlemez. Kuran dinlemez. Ne dinler? Kalbindeki şeytanı ve putları dinler. “Falanca puttan ben bunu duydum.” Sen puta göre mi hareket ediyorsun, Kuran’a göre mi hareket ediyorsun? Puta göre mi hareket ediyorsun, Resulullah (sav)‘in sünnetine göre mi hareket ediyorsun?  “İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda,” Darwinist, materyalist, ateist cereyan “pek kuvvetli göründüğü bir zamanda” ki şu an zaten ateistlik dünyaya hakim “Hazreti İsa (as)'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret olan HAKİKİ İSEVİLİK DİNİ ZUHUR EDECEK, yani rahmet-i ilahiyetinin semasından nuzul edecek; hal-i hazır Hıristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi (saflaşacak) edecek,” yani eksik ve yanlış yönlerini düzeltecek “hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak,” hurafe olan, yanlış olan kısımlardan çıkacak “HAKAİK-I İSLAMIYE İLE BİRLEŞECEK;” gerçek İslam’a dönüşecek “MANEN HIRİSTIYANLIK BIR NEVİ İSLAMİYET'E İNKİLAB EDECEKTİR... ” sanki Müslümanlık gibi olacaktır, diyor. “VE KURAN'A İKTİDA (uymak, tabi olmak) EDEREK,” bağlanarak “O İSEVİLİK ŞAHSI MANEVİSİ TABİ; VE İSLAMİYET, METBU (TABİ OLUNAN) MAKAMINDA KALACAK.” Sabit makamında kalacak “Din-i Hak, bu iltihak neticesinde” bu büyük birleşme neticesinde, yani Hıristiyanlarla Müslümanların birleşmesi neticesinde.
“Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan” şu an mağlup oluyor. 

Müslümanlar baş edemiyor, Hıristiyanlar da baş edemiyor. Hıristiyanlar da eziliyor, Müslümanlar da eziliyor, Museviler de eziliyor. Münafıklar da sırtını kaşıyarak geziyor, çakallar. “Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İSEVÎLİK VE İSLÂMİYET” şu anda öyle. Gelen tokatlıyor giden tokatlıyor Müslümanları. Gelen tokatlıyor Hıristiyanları, giden tokatlıyor. Hıristiyanlarla alay ediyorlar, rahiplerle, dindarlarla, rahibelerle, hahamlarla. Adamların takkelerine ayrı söz söylüyorlar, kıyafetlerine ayrı söz söylüyorlar. Nefes aldırmıyorlar. “Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İSEVÎLİK VE İSLÂMİYET İTTİHAD NETİCESİNDE,” birleşme neticesinde “DİNSİZLİK CEREYANINA” ateist, materyalist, darwinist sisteme karşı “GALEBE EDİP” galip olup “DAĞITACAK istidadında iken;” darmakeşan edecek istidadında iken “âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan” kendi etiyle kemiğiyle Allah’ın Katında bulunan ve diri olarak bulunan “şahs-ı İsa (as),” Hz. İsa (as)’ın bizzat şahsı “o din-i hak cereyanının başına geçeceğini,” Hıristiyan âleminin başına geçeceğini “bir Muhbir-i Sadık (Hz. Muhammed (sav)), bir Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek” Kuran’ın hükmüne, Allah’ın ayette belirttiği vade istinat ederek “haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem Kadir-i Külli Şey' va'detmiş,” Kuran’da “elbette yapacaktır.” diyor. (Mektubat, s.53-54)

Ne diyor Cenab-ı Allah ayette: “sana inanmadık ehli Kitap’tan hiç kimseyi bırakmayacağım” diyor Allah. Daha önce 12 kişi iman etmişti, havarileri. “Hepsini iman ettireceğim, dünyanın tamamını iman ettireceğim sana” diyor Allah. Ehli Kitap’tan inanmadık hiç kimse kalmayacak, diyor. Hıristiyan olsun, Musevi olsun. “Herkes sana tam anlamıyla iman edecek” diyor Allah. “Ve sana inananları” diyor Allah, “seni sevenleri” ki biz inanıyoruz Hz. İsa Mesih (as)’a “dünya hakimi yapacağım” diyor Allah, dünya hakimi. “Kıyamete kadar sizi hakim edeceğim, dünya hakimi olacaksınız” diyor. Net, Kuran ayeti. “Onun inişi, Hz. İsa Mesih (as)’ın gelişi kıyamet için bir alamettir” diyor.

Bir tek Hz. İsa Mesih (as) için söylemiştir Allah. Hiçbir peygamber için bunları söylememiştir. Peygamber Efendimiz (sav) için dememiştir mesela, “sana iman etmedik hiç kimse bırakmayacağım” demiyor Cenab-ı Allah. İsa Mesih (as) için diyor “sana iman etmedik hiç kimse bırakmayacağım” diyor “Ehli Kitap‘tan”. Zaten ona iman etti mi Peygamberimiz (sav)’e hepsi iman etmiş olacaklar. Ama bak “seni sevenleri” diyor, “seni sevenleri dünya hakimi yapacağım” diyor Allah. Ve Hz. İsa Mesih (as)’ın gelişini Allah kıyamet alameti olarak alıyor. O geldi mi tamam. Kıyamet artık baş göz üstüne, çok yakın demektir. Münafıklar kokmuş ağızlarından köpükler çıkararak hırlıyorlar böyle kudurmuş gibi “istemezük” diye. İslam alemi ne halde ve Hıristiyanlar ne haldeler. İttifakla bu kurtuluş olacak diyor Peygamberimiz (sav). Bediüzzaman da bunu anlatıyor.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "4 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder