Bediüzzaman’ın
eserlerinde ahirzamanda Hıristiyanlarla Müslümanların ittifak etmesi:
Bedüzzaman diyor
ki “Hatta Hadîs-i Sahîhle” sahih hadisle “âhir zamanda Îsevîlerin”
Hıristiyanların “hakiki dindarları” dindar Hıristiyanlar “ehl-i Kur'an ile”
Müslümanlar ile “ittifak edip,” birlikte hareket ederek “müşterek karşıtları
olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi;” Darwinist materyalist ateist sisteme
dayanacakları gibi “şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil
yalnız dindaşı, meslekdaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki
Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile dahi, medâr-ı ihtilâf noktaları”
ihtilaf, tartışma noktaları “muvakkaten medâr-ı münakaşa ve niza' etmiyerek”
tatışma konusu yapıp niza’ etmeyerek “müşterek karşıtları olan mütecâviz”
ateistlere karşı, Darwinistlere karşı “dinsizlere karşı ittifaka
muhtaçdırlar...” (Lemalar, sayfa 155)
Münafık şeytanın
iğvasıyla bunu kabul etmez. “Peki, ne yapalım? Nasıl olması gerekir?” diyorsun
münafığa. “Ben akşam evde tesbih çekerim” diyor. Olmaz. Bu akılcı bir hareket
değil. Münafığın zaten hiçbir hareketi akılcı değildir de fakat anlaşılması
için söylüyorum. “Şahsı isa Aleyhisselam'ın kılıncı ile maktul olan” ilim
kılıcıyla maktul olan, etkisiz hale getirilen “şahsı Deccal'ın”deccalin
şahsının “teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk” Darwinizm ve materyalizm,
Marksist-Leninist düşünce “ve dinsizliğin azametli heykeli” yani meydana
getirdiği dünya çapındaki geniş yapılanma “ve şahsı manevisini öldürecek” onun
fikir sistemini etkisiz hale getirecek “ve inkarı uluhiyet” Allah’ın varlığını
inkar eden “olan fikri küfrisini” küfür fikrini “mahvedecek” onu yok edecek
“ancak İsevi ruhanileridir ki;” o zaman ittifak var demek ki Hıristiyanlarla,
“o ruhaniler, dini İsevi'nin” Hıristiyanlık dininin “hakikatını hakikat-ı
İslamiye ile” İslam’ın hakikatiyle “din-i İsevi'nin hakikatini”
Hıristiyanlığın hakikatini İslamiyet ile “mezcederek” karıştırarak İslam’ın hak
olan, doğru olan hükümleriyle yanlış olan yerleri düzelterek “o kuvvetle onu
dağıtacak, manen öldürecek. Hatta "Hazreti İsa Aleyhisselam gelir. Hazreti
Mehdi'ye namazda iktida eder, tabi' olur." diye rivayeti bu ittifaka ve
hakikatı Kur'aniyenin metbuiyetine ve hakimiyetine işaret eder.” diyor.
Münafıklar hadis
dinlemez. Bediüzzaman’ı dinlemez. Kuran dinlemez. Ne dinler? Kalbindeki şeytanı
ve putları dinler. “Falanca puttan ben bunu duydum.” Sen puta göre mi hareket
ediyorsun, Kuran’a göre mi hareket ediyorsun? Puta göre mi hareket ediyorsun,
Resulullah (sav)‘in sünnetine göre mi hareket ediyorsun? “İşte böyle bir
sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda,” Darwinist, materyalist,
ateist cereyan “pek kuvvetli göründüğü bir zamanda” ki şu an zaten ateistlik
dünyaya hakim “Hazreti İsa (as)'ın şahsiyet-i maneviyesinden ibaret
olan HAKİKİ İSEVİLİK DİNİ ZUHUR EDECEK, yani rahmet-i ilahiyetinin
semasından nuzul edecek; hal-i hazır Hıristiyanlık dini o hakikata karşı tasaffi
(saflaşacak) edecek,” yani eksik ve yanlış yönlerini düzeltecek “hurafattan ve
tahrifattan sıyrılacak,” hurafe olan, yanlış olan kısımlardan çıkacak “HAKAİK-I
İSLAMIYE İLE BİRLEŞECEK;” gerçek İslam’a dönüşecek “MANEN HIRİSTIYANLIK BIR
NEVİ İSLAMİYET'E İNKİLAB EDECEKTİR... ” sanki Müslümanlık gibi olacaktır,
diyor. “VE KURAN'A İKTİDA (uymak, tabi olmak) EDEREK,” bağlanarak “O İSEVİLİK
ŞAHSI MANEVİSİ TABİ; VE İSLAMİYET, METBU (TABİ OLUNAN) MAKAMINDA KALACAK.”
Sabit makamında kalacak “Din-i Hak, bu iltihak neticesinde” bu büyük birleşme
neticesinde, yani Hıristiyanlarla Müslümanların birleşmesi neticesinde.
“Dinsizlik
cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan” şu an mağlup oluyor.
Müslümanlar
baş edemiyor, Hıristiyanlar da baş edemiyor. Hıristiyanlar da eziliyor,
Müslümanlar da eziliyor, Museviler de eziliyor. Münafıklar da sırtını kaşıyarak
geziyor, çakallar. “Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan
İSEVÎLİK VE İSLÂMİYET” şu anda öyle. Gelen tokatlıyor giden tokatlıyor
Müslümanları. Gelen tokatlıyor Hıristiyanları, giden tokatlıyor.
Hıristiyanlarla alay ediyorlar, rahiplerle, dindarlarla, rahibelerle,
hahamlarla. Adamların takkelerine ayrı söz söylüyorlar, kıyafetlerine ayrı söz
söylüyorlar. Nefes aldırmıyorlar. “Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken
mağlub olan İSEVÎLİK VE İSLÂMİYET İTTİHAD NETİCESİNDE,” birleşme neticesinde
“DİNSİZLİK CEREYANINA” ateist, materyalist, darwinist sisteme karşı “GALEBE
EDİP” galip olup “DAĞITACAK istidadında iken;” darmakeşan edecek istidadında
iken “âlem-i semavatta cism-i beşerîsiyle bulunan” kendi etiyle kemiğiyle
Allah’ın Katında bulunan ve diri olarak bulunan “şahs-ı İsa (as),” Hz. İsa
(as)’ın bizzat şahsı “o din-i hak cereyanının başına geçeceğini,” Hıristiyan
âleminin başına geçeceğini “bir Muhbir-i Sadık (Hz. Muhammed (sav)), bir
Kadir-i Külli Şey'in va'dine istinad ederek” Kuran’ın hükmüne, Allah’ın ayette
belirttiği vade istinat ederek “haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır;
madem Kadir-i Külli Şey' va'detmiş,” Kuran’da “elbette yapacaktır.” diyor.
(Mektubat, s.53-54)
Ne diyor Cenab-ı
Allah ayette: “sana inanmadık ehli Kitap’tan hiç kimseyi bırakmayacağım” diyor
Allah. Daha önce 12 kişi iman etmişti, havarileri. “Hepsini iman ettireceğim,
dünyanın tamamını iman ettireceğim sana” diyor Allah. Ehli Kitap’tan inanmadık
hiç kimse kalmayacak, diyor. Hıristiyan olsun, Musevi olsun. “Herkes sana tam
anlamıyla iman edecek” diyor Allah. “Ve sana inananları” diyor Allah, “seni
sevenleri” ki biz inanıyoruz Hz. İsa Mesih (as)’a “dünya hakimi yapacağım” diyor
Allah, dünya hakimi. “Kıyamete kadar sizi hakim edeceğim, dünya hakimi
olacaksınız” diyor. Net, Kuran ayeti. “Onun inişi, Hz. İsa Mesih (as)’ın gelişi
kıyamet için bir alamettir” diyor.
Bir tek Hz. İsa
Mesih (as) için söylemiştir Allah. Hiçbir peygamber için bunları söylememiştir.
Peygamber Efendimiz (sav) için dememiştir mesela, “sana iman etmedik hiç kimse
bırakmayacağım” demiyor Cenab-ı Allah. İsa Mesih (as) için diyor “sana iman
etmedik hiç kimse bırakmayacağım” diyor “Ehli Kitap‘tan”. Zaten ona iman etti
mi Peygamberimiz (sav)’e hepsi iman etmiş olacaklar. Ama bak “seni sevenleri”
diyor, “seni sevenleri dünya hakimi yapacağım” diyor Allah. Ve Hz. İsa Mesih
(as)’ın gelişini Allah kıyamet alameti olarak alıyor. O geldi mi tamam. Kıyamet
artık baş göz üstüne, çok yakın demektir. Münafıklar kokmuş ağızlarından
köpükler çıkararak hırlıyorlar böyle kudurmuş gibi “istemezük” diye. İslam
alemi ne halde ve Hıristiyanlar ne haldeler. İttifakla bu kurtuluş olacak diyor
Peygamberimiz (sav). Bediüzzaman da bunu anlatıyor.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "4 Ekim 2011" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr adresinden seyredebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder