11 Aralık 2012

Güzel Ahlaklı Olan Müslüman Mutlaka Cennete Girer!


Mesela kestane, baklava gibi. Toprağı vesile ediyor Allah. Tahta toprağa giriyor. Biçimi tam. Yumruk gibi de büyütmüyor Allah. Ufak, tam ayarında. Mesela şeker. Şekerin tadı rezalet bir tat olabilirdi ve vücudun çok ihtiyacı olabilirdi. Mecbur olabilirdik. Şahane bir tat meydana getirmiş Allah, şekerde. Mesela acı, zehir gibi bir tadı olabilirdi. Fakat mecbur da olurduk. Yemeye mecbur olurduk. Şekersiz yaşayamıyoruz, mecburen yiyecektik. Acı da olsa yiyecektik. Şahane, şeker diye bir tat. Tatların içinde insanın en sevdiği tat olabilir, değil mi? Özel bir tat. Onu hissettiriyor Allah. O tadı kim alıyor? Acayip bir olay. Tadı alan birisi var. Çok renkli görüyoruz. Dış alem siyah. Beynimizin içinde pırıl pırıl. Allah’ın müthiş şefkati, müthiş sevgisi. Yakın takip bu. Çünkü sıcak şu anda ilgileniyor Allah bizimle, şu an. Şu an devam ediyor ilgisi.

 Pırıl pırıl aydınlık renkler, şahane renkler; kırmızı, mavi, yeşil. Sohbet sesi dinletiyor. Konuşma dinletiyor Allah, şahane. Kesintisiz bir şey var. Şimdi diyor ki Allah; “size cennette meyveyi vereceğim” diyor. Zaten veriyor, şu anda da veriyor. “Ama daha iyisini vereceğim” diyor. Bir saat sonra eve gittiğimizde biz başka şeylerle de karşılaşıyoruz. “Sizi başka bir boyuta sokacağım” diyor Allah, başka bir boyuta. Yani onun adına ölüm deniyor. Aslında ölüm denen şey; insanlar ölüm denince son görüyor. Hâlbuki ölüm kesintisiz devam ediyor. Öyle bir şey olmuyor. Yani ölme denen bir olay yok. İnsanların anladığı gibi bir ölme olayı olmuyor. Kesintisiz devam etme var. Ama işte toprak görüntüsü gösteriliyor beyne. İşte toprağa konuyor gibi görünüyor. Gerçek toprağı biz görmüyoruz. Beynimizdeki toprağı görüyoruz. Gerçek mezarı kimse görmüş değil şu ana kadar. Hiç kimse gerçek mezarı görmüş değil. Mezar görüntüsü veriliyor kafamıza. Mezara konuyor. Mezara konan adamın gördüğü görüntüyle, bizim gördüğümüz görüntü farklı.

 Onun yaşadığı hayatla, bizim yaşadığımız hayat farklı. Allah cehennemi tarif ediyor. Mümin cehenneme gitmez. İman eden samimi bir insan cehenneme gitmez. Mümkün değil, imkansızdır. Yani Allah’ın vasfına uygun değildir. Olmaz öyle bir şey. Yani Allah’ın aklına, vasfına uygun değil, yaptığı sisteme uygun değil. “Ama cehennem için insan yarattım” diyor Allah. “Hepsini dolduracağım” diyor. “Ya Rabbi nasıl bu insanlar?” diyoruz, soruyoruz. “Ölü” diyor, Allah. “Ama size baktığında canlı zannedeceksiniz. Canlı görünümdedir” diyor. “Onlar ölü ama” diyor. Kalp gözleri, “o da ölüdür” diyor Allah. Kördür diyor kalp gözleri. “Gözleri bakar. Baktığında gördüğünü zannedersin, canlı olduğunu zannedersin. Görmezler” diyor Allah. Muhkem ayet. Teşbih yok. Teşbih dersek çok anormal bir şey olur o.

Çünkü muhal olan bir şey de teşbih olabilir. Allah, “görmüyor” diyor. Görmeyen görmüyor işte. “Ölü” diyor, ölüye yok sen diri mi diyeceksin? Allah, “ölü” diyor. Yalnız kavramamız için diyor ki Allah; “hayvanlar gibidirler” diyor. Ama hayvanda da bir içgüdü, güzel ahlak kalbine konduğu için onlarda da o olmadığı için, güzel ahlak elinden alındığı için “hayvanlardan aşağıdırlar” diyor Allah. “Hayvanlar gibidir ama hayvandan aşağıdırlar” diyor. Çünkü hayvan mesela yardım eder, çocuğunu korur değil mi? Canını ortaya koyar. Ama küfürde öyle bir şey olmaz. Küfür egoisttir. Kendi çıkarının peşindedir. Daha vahşi, hayvan gibi olmuyor. Onun için “hayvandan daha aşağıdırlar” diyor Allah. Mesela “Güneş’i yarattım” diyor, bir ışık kaynağı olarak. “Ay’ı da yarattım bir nur olarak” diyor. Gerçek Ay’ı kimse görmüyor. “Nur olarak yaratıldı” diyor. Bir ışık olarak gösteriyor Allah bize o kadar. Güneş’i de bir ışık kaynağı olarak söylüyor Allah. Gerçek Güneş’i kimse görmemiş. Gerçek Güneş zaten simsiyah, karanlık.

 Allah, “ışık kaynağı” diyor. “Işık olarak yarattım” diyor beynimizde yaratıyor. “Güzel davranırsanız, güzel ahlaklı olursanız, Müslümansa mutlaka cennete gider. Cennette, bu mevcut gördüğünüzün daha iyisi” diyor Allah ve “devamlı olanı” diyor. Adam, “cennet meyvesi nasıl olacak?” diyor. Önünde meyve duruyor ama. Önünde çeşit çeşit meyveler duruyor. “Cennet meyvesi nasıl olacak?” diyor. “Cennetin ışığı nasıl olacak?” diyor. Halen ışığı görüyor, beyninde Allah ışık yaratıyor. “Cennette ışık nasıl olacak?” diyor. “Cennette huriler olacak, nasıl olacak?” diyor. Karşısında güzel insanlar var. Görüyorsun işte. Kudretini insana gösteriyor Allah. Onun için diyor ki Allah; “nasıl olacak diyenlere daha önce yaptığım gibi” diyor Allah. “Halen yaptığım gibi. Bunu nasıl yarattıysam, buna nasıl gücüm yettiyse, gücüm yetiyorsa aynısını yapacağım” diyor. Çok net cevap. Şimdi biz tespihi yapan adama desek ki; hemşerim sen, haşa Allah’ı tenzih ederim, bunu nasıl bir daha yapabilir misin tespihi. Mantığı olur mu? Yapmış işte adam. Dizi dizi birçok tespih var. Rahatça yapıyor demektir. Bir tane daha yapabilir misin, nasıl diyelim? Yapıyor demek ki.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder