Oktar ve Altuğ bu hafta Washington DC’deler. Dün Amerikan Kongresi’nde sizi temsilen bir konuşma yaptı Oktar. Çeşitli ülkelerden parlamenterler ve din adamları katıldı toplantıya ve Oktar’ın konuşması defalarca alkışlarla bölündü. Özel tebrik etmeye gelmişler ayrıca. Oktar Hıristiyanları, Müslümanları ve Musevilerin ittifakının öneminden; terör, radikalizm ve yobazlığın ancak ilmi mücadeleyle çözülebileceğinden; ahir zamanda olduğumuzdan ve politik sorunların imanla, gerçek din ahlakıyla çözülebileceğinden bahsetmiş.
Konuşmacı olarak katılan Sanhedrin Beni Nuh Mahkemesi Başkanı Hollander, sizi ve çalışmalarınızı öven konuşmalar yapmış. Bu altı numaralı resimde Amerikalı Senatör Mike Lee, Gelin Birlik Olalım ve İslam Terörü Lanetler kitabını alıyor. Yedinci ve sekizinci resimlerde Avrupa Birliği Parlamentosu Dışişleri Başkan Yardımcısı İtalyan Fiorelle Provera, sekizinci resimde İsveçli Parlamenter Kent Ekeroth var bir de ayrıca. Bugün ayrıca İskoç Riti 33. derece yüksek şurasına gittiler ve çeşitli toplantılar yaptılar. Dokuzuncu ve onuncu resimlerde kıdemli 33 derece mason İskoç Riti Dergisi editörü Brent Morris’le görülüyorlar. Ayrınca düşünce kuruluşlarından da çok sayıda görüşmeleri oldu ve halen devam ediyor görüşmeleri.
ADNAN OKTAR: Güzel gelişmeler, çok hoş gelişmeler; kucaklayıcı, sevecen bir yaklaşım. Biz Amerika’nın iyi olmasını isteriz. Ben Amerikan halkını severim. Amerika’daki neşeyi de severim. Onlardaki o hayat dolu yapıyı da çok seviyorum. Nezaketlerini seviyorum, sevecenliklerini seviyorum. Evleri, sokakları çok güzel. Eksik yönleri var tabii; ahlaki çöküntü de var Amerika’da, o ayrı mesele. Onlar, inşaAllah düzelir. Ama Amerikan Milleti’nin kıyamete kadar baki kalmasını isterim. Neşe içinde olmalarını isterim. Hani ‘Amerikan Rüyası’ diyorlar ya, o rüyanın kat kat güzelinin olmasını isterim; bütün dünyada ve Amerika’da.
Mason localarında da kardeşlerimizin Allah’tan, Kuran’dan bahsetmesi; oradaki kardeşlerimize arkadaşça, dostça yaklaşması çok güzel. Ben bütün Martinistleri de çok seviyorum, masonları da seviyorum. Hıristiyanları, Musevileri de seviyorum. Alevileri, Bektaşileri seviyorum. Hepsi Allah’ın yarattığı tertemiz insanlar. Hepsi neşeli insanlar. Sevgi insanları. Nefret benim hayretime gidiyor. İnsandan nefret edilir mi, ne delice bir şey. Ben Şii’den niye nefret edeyim? Vahabi’den niye nefret edeyim? Nur gibi Müslümanlar, bayağı takvalar. Hıristiyan’dan niye nefret edeyim? Her halükarda yine Allah’ın birliğine inanıyor. Her halükarda konuştuğumda anlaşılıyor Allah’ın birliğine inandığı. Ama yanlış ifade ediyorlar bazen, onu düzeltebiliriz yahut düzeltiyoruz.
Bizim Peygamberlerimize inanıyor, inandığımız Peygamberlere. Onun Muhammedi olması kolay. O kadar Peygamberi seven Peygamberimiz (s.a.v)’i sevmemesi mümkün mü? Hz. İbrahim (a.s)’ı seven, Hz. İbrahim (a.s)’ın coşkuyla sevdiği bir Peygamberi sevmemesi mümkün mü? Onun için ben Amerika’nın da, Amerikan parlamentosunun da samimi olduğuna inanıyorum. Büyük şeytan, küçük şeytan; bunlar çok münasebetsiz, çok ilkel, kaba sözler. Komünistlerin Müslümanları kandırması sonucunda böyle ilkel bir üslup gelişmesi oldu. Şimdi Müslümanlara ne desinler? “Amerika faşisttir” diyemiyorlar. Müslümanın dinleyeceği şey nedir? Şeytan. “Nasıl şeytan diyelim? diyorlar, “büyük şeytan.” Çocuk gibi. Şeytanın büyüğü, küçüğü olur mu? Boy sıralamasına mı sokuyorsun şeytanı? İsrail de küçük şeytanmış.
Özetle, hayvanlığa, vahşiliğe gerek yok. Masonlara karşı da şefkatle yaklaşacağız, Hıristiyanlara da şefkatle yaklaşacağız, Musevilere karşı şefkatle yaklaşacağız. “İsrail’i yok edeceğiz” diyor. Nerede yaşasın bu insanlar? Deli misiniz siz? “Oradan kazıyacağız” diyor. “Kazıyacağız” deyince tabii bir yere gitsin de demiyor; “kökünü kurutacağız” demek istiyor. Bu çok büyük bir ahlaksızlıktır. Sen “Peygamber soyunu yeryüzünden kazıyacağım” diyorsun. Kuran’ın neredeyse üçte birinde Ben-i İsrail’den bahseder. Hep İsrail, İsrail, İsrail… İsrail kıssaları. Mesela Hz. Yakup (a.s) İsrail’in ismidir. Kuran’da İsrail olarak geçiyor. Haşa neuzübillah; “kahrolsun İsrail” diye bas bas bağırıyorlar. Peygamber ismi İsrail; cahil adam, akılsız. Ne konuştuğundan haberin var mı senin? Sen devlete demiyorsun ki orada, direkt İsrail diyorsun. Peygambere hakaret ediyorsun. O zaman Allah belanı verir. Aklını başına al. Bir de niye bölgeden gitsinler?
Hz. İbrahim (a.s)’ın, Hz. Musa (a.s)’ın bize emanet bıraktığı evlatları yaşasınlar, sana ne? Zaten konuştuğunda bir de bakıyoruz ki, ben mesela hahamlarla konuştum; “Hz. Peygamber (s.a.v) tabii ki Peygamber, belli” diyorlar. “Ama nasıl acaba” diyorlar. “Biz dinimizi de bırakmak istemiyoruz ama nasıl bir şey yapabiliriz?” diyorlar. Ben de diyorum işte; Muhammedi Musevi olun. Hz. Muhammed (s.a.v)’i sevin, inanın; bitti. Türkiye’de öyle değil mi? Namaz kılıyor musun? “Kılmıyorum” diyor. Oruç tutuyor musun? “Tutmuyorum” diyor. Zekat veriyor musun? “Vermiyorum” diyor. İçki içiyor musun? “İçiyorum” diyor. “Hangi dindensin?” diyoruz, “Elhamdülillah Müslümanım” diyor. Ben de diyorum ki; Müslüman kardeşimsin, elhamdülillah. Ne olmuş oluyor? Günahkar Müslüman.
Bir Musevi de ‘La İlahe İllAllah Muhammeden Resulullah’ diyorsa Müslüman olmuştur, bitti. Muhammedi Musevi olmuştur, bu kadar. Nereye dönsek nefret adamlarda; nefret, nefret... Tertemiz insanlar. Atalarının yurdu. Bütün dedelerinin mezarları orada, bırakın adamları orada yaşasınlar. Bütün bölgeyi açın, rahat rahat yaşasınlar. Her yere gelsinler, çalışkan insanlar. Fabrikalar kursunlar, okullar açsınlar, tesisler açsınlar. Ne tedirgin ediyorsun? Bırak, rahatça yaşasınlar. Mesela Filistin’in etrafındaki duvarları da tamamen kaldıralım. Bomboş bölge, ucu-bucağı yok, çok geniş arazi. İstedikleri gibi yaşasınlar.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "13 Eylül 2012" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder