15 Ekim 2012

Hz Mehdi (as) devrinde gönüller zengin olacak !


“Hz. Mehdi (a.s) malı eşit bir şekilde insanlara dağıtacaktır.” Daha önce ne var? Vahşi kapitalizm var, bunu anlıyoruz. Demek ki bir eşitlik yok daha önce. Eşitlik olmuş olsa, eşitliğe yeniden eşitlik getirmez. Demek ki bir dengesizlik, bir uçurum olacak. Fakirlerle zenginler arasında büyük bir uçurum olacak. Hz. Mehdi (a.s) ne yapacak? Malı eşit bir şekilde insanlara dağıtacak. Ahmet İbn-i Hacer-i Mekki Hazretleri’nin El-Kablu’l Muhtsar’ının 20. sayfası.

“Muhammed ümmetinin gönlü zenginlikle dolacaktır.” Demek ki daha önce insanların gönlü zengin olmayacak. Aç gözlü olacaklar, hırslı olacaklar. Birçok insan vardır mesela, gözü doymaz. Ne derler? “Gözün doysun” derler hatta insanlar, değil mi? “Hz. Mehdi (a.s) devrinde gönüller zenginlikle doyacak.” Hem maddi yönden zengin olacak ama gönlü de zengin olacak. Gönlü zengin olduğu için dağıtan, cömertlikten zevk alan, ondan zevkin dışında ibadet olarak çok hoşnut olan bir ruh içinde olacaktır.

“Onun adaleti her yeri kaplayacak.” Demek ki adalet her yerde dengeli olmayacak. Bazı yerlerde daha yoğun, bazı yerlerde az olacak. Ama Hz. Mehdi (a.s) ne yapacak? Her yeri kaplayacak şekilde adaleti yayacak.

“İnsanlar arasında Hz. Peygamber (s.a.v)’in sünnet-i seniyesiyle muamele edecektir.” Yani Resulullah (s.a.v) ne yapıyordu? Vahye uyuyordu, Kuran’a uyuyordu. O ne yapıyor? İnsanlara muamelesini, uygulamasını, yöntemini Kuran’la gösteriyor. “Hatta birisinden, mala ihtiyacı olan kim varsa çağırılmasını isteyecek.” Dünya çapında söyleniyor, yani mala ihtiyacı olan. “O kişi Hz. Mehdi (a.s)’ınsözünü yerine getirdiğinde dünyada sadece tek bir kişi gelecek.” Ünlü olacak bu kişi, bilinecek. Nasıl Hz. Mehdi (a.s)’a karşı koyan yobaz ünlüyse bir tane gözü-gönlü doymayan bir insan çıkacak, zengin olduğu halde. Bunu ümmet görecek. Radyodan, televizyondan söylenecek; “ihtiyaç var mı” diye.

Herkes, “ihtiyacımız yok, Allah razı olsun, bol bol aldık” diyecekler. Ama bir kişi gelecek; “Benim ihtiyacım var” diyecek. Bu, ihtiyacı olmadığı halde, zengin olduğu halde yine istiyor. Yani hırs yapmış. Gözü doymamış, gönlü doymamış. Ona zengin olduğu halde yine mal veriliyor. Ama o mal verildiğinde, işte Allah o anda kalbini açıyor. Diyor ki; “Muhammed ümmetinin en aç gözlüsü ben miyim?” diyor. Utanıyor. “Allah beni affetsin” diyor, malı geri vermek istiyor.

Hz. Mehdi (a.s) da diyor ki; “Biz tasadduk ettiğimiz malı geri almayız.” Bu şahsın geri iade etmek istediği mal geri alınmayacak. Bak, kaç safhalı: Bir; şahıs zengin olduğu halde, “benim mala ihtiyacım var” diyecek. Bu bir harika. Peygamberimiz (s.a.v) önceden bildiriyor. Bunu yapacak adam. İkincisi; malı geri iade etmek istiyor, utanıp. Üçüncüsü; mal geri alınmıyor, onda kalması sağlanıyor. Bu bir olaydır, ahir zaman olaylarından bir tanesi; bu olacak.

Zuhurundan öce halife ölüyor, yani halife yok. Fakat ondan sonra, “halifenin ölümünden sonra ihtilaflar olacak” diyor Peygamberimiz (s.a.v). Savaşlar, kavgalar, fitneler, fücurlar halifenin ölümünden sonra çok yoğunlaştı.

“Şam’dan,” yani Suriye’den, “Hz. Mehdi (a.s) üzerine bir ordu gönderilecek.” Şam neymiş? Mehdiyet’e karşı. Mehdiyet’e karşı mücadele ediyor. Nasıl ordu? Gizli ordular, fitne orduları. Mesela PKK’ya yardım edecek şekilde oluyor, ajan gönderiyor, it-kopuk adamlar gönderiyor. Mehdiyet’i durdurmayı amaçlayan bir yönetimin Şam’da olacağını hadisten anlıyoruz. Anti-Mehdi bir hareketin Şam’da, yani Suriye’de olacağı hadisten anlaşılıyor. Fakat bu ordunun yerin dibine batırılacağı da söyleniyor, yani rezil olacağı. Yok olacak bu ordu.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "10 Eylül 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder