22 Ağustos 2012

İslam Kardeşliği !



‘İsa Mesih (as), Hz. Mehdi (as) ve İttihad-ı İslam’ kitabı çok güzel. Bayağı iyi olmuş, maşaAllah, elhamdülillah. Bu mutlaka kardeşlerimizde olsun. Bu Nur talebesi kardeşlerimizden yanlış yolda olanlara ve narcılara çok faydası olur. Bak ne diyor Bediüzzaman, Mektubat 22. Mektup’ta: “İşte ey mü'minler! Ehl-i îman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz?”

Yani “Müslümanlara karşı ne kadar düşman olduğunu biliyor musunuz siz?” diyor. “Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır.” O ona bağlı, o ona bağlı, iç içe daireler gibidir. “Çok fazla böyle düşman vardır” diyor, Müslümanlara karşı. “Her birisine karşı tesanüd ederek, el-ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecbur iken;” kendinizi korumaya mecburken, “onların hücumunu teshil etmek, (geri çevirmek) onların harîm-i İslâma (İslam’ın namusuna) girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkârane tarafgirlik,” benim cemaatimden, benim mezhebimden, benim tarafımdan gibi, “adâvetkâraneinad; hiçbir cihetle ehl-i imana yakışmaz.”

 “Bu kadar çok saldırı varken, sen oturuyorsun, benim cemaatimden, benim gurubumdan, benim mezhebimden diye Müslümanlara fitneyi sunuyorsun” diyor Bediüzzaman. “Bunu sakın yapmayın” diyor. “O düşman daireler ehl-i dalalet ve ilhaddan (dinsizlikten) tut, tâehl-i küfrün âlemine, tâ dünyanın ehval (kötülüklerine) ve mesaibine (zorluklarına) kadar birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırs ile bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silâhın ve siperin ve kal'an: Uhuvvet-i İslâmiyedir (İslam kardeşliğidir).” İttihad-ı İslam’dır. “Bu kal'a-i İslâmiyeyi, küçük adâvetlerle (küçük düşmanlıklarla) ve bahanelerle sarsmak;” yok benim cemaatimden değil, yok benim gurubumdan değil gibi…


“Bu kal'a-i İslâmiyeyi, küçük adâvetlerle (küçük düşmanlıklarla) ve bahanelerle,” muhalif hareketlerle; birçok bahaneler üretebilir insanlar; “sarsmak, ne kadar hilaf-ı vicdan (vicdana ne kadar zıt) ve ne kadar hilaf-ı maslahat-ı İslâmiye olduğunu bil, ayıl!” “Sakın böyle bir şey yapmayın” diyor Bediüzzaman. “Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: "Âhir zamanın süfyan ve deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları(muzır insanları), İslâm'ın ve beşerin hırs ve şikakından (düşmalık duygularından) istifade ederek,"” insanlardaki hırs ve şikak, düşmanlık duygularından istifade ederek, “az bir kuvvetle nev'-i beşeri herc ü merc eder,” koskoca dünyayı birbirine katar, “"ve koca Âlem-i İslâm’ı esaret altına alır" diye rivayetler de var” diyor Bediüzzaman. Hakikaten koskoca İslam alemi esir durumda, İttihad-ı İslam olmadığı için.




Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "27 Temmuz 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder