Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Sayın Egemen Bağış’ın son iki twitti
Tarih boyunca üç imparatorluğun başkenti, sevgi ve hoşgörünün merkezi İstanbul, Ramazan maneviyatının en çok hissedildiği yerlerden biridir. İstanbul’da yüz yıllar boyu ezan, hazan, ve çan sesleri bir arada var olmuş, camiler, kiliseler, sinagoglar yüzyıllarca yan yana yaşamıştır” diye yazmış, inşaAllah.
Gayet güzel. Bir Hıristiyan, o da Allah’ın kulu, ehl-i Kitap. Musevi, o da Allah’ın kulu. Yok asalım, keselim bilmem ne. Nefret politikası üç beş cahilin gönlünü almasına insanların belki fayda getiriyor olabilir. Ama Allah’ın beğeneceği bir söz olmaz. Çünkü ben daha önceden de biliyorum, Yahudilik ve Masonluk kitabımı çıkarttığımda, acayip bir talep olmuştu kitaba, o zamanlar pek anlayamamıştım. 400 bin, 500 bin falan sattı o zamanlar.
Halbuki benim o kitaptan kastım, daha öncede söylemiştim; Yahudilerin dinlerine titizliğini gösterip, biz de böyle titiz olalım düşüncesiydi. Bakın onlar titiz olarak dünyaya hakim olmuşlar. Biz de dinimizde titiz olup, biz de dünyaya hakim olalım. Anlatılan bu, özetlenen bu. Dolayısıyla da amacımıza ulaşmış olduk. Ama bir Yahudi düşmanlığı değil, bir Musevi düşmanlığı değil. Peygamber soyunu sen kazımaya kalkarsan, şeytana hizmet etmiş olursun. Yani acayip bir nefret, akıl almaz bir nefret peygamber soyundan. Bas bas bağırıyorlar “kahrolsun İsrail” diye. İsrail peygamber ismi, Kuran’da ayet, Hz. Yakup (a.s)’ın ismidir. Öyle söz söylenir mi? Sen gaddarlara, zalimlere lanet et. Hz. İsrail (a.s)’a niye lanet ediyorsun? O isme lanet edilmez.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "21 Temmuz 2012" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder