23 Haziran 2012

Tüm Dünyanın Sorunu İman Zafiyeti !


Dinin özünü anlamak isteyen Kuran’a dikkatlice baksın. Hep iman zafiyeti ile ilgili ayetler vardır. Hz. Nuh (a.s)’ın halkını imana davet ettiği. “Ya Rabbi, gizli gizli anlattım, açık açık anlattım, iman etmediler” diyor. Neymiş? İman zafiyeti. Hz. Hud (a.s)’da aynı şey, Hz. Salih (a.s) ne diyor?“Ya Rabbi, tebliğ ettim, anlattım, inanmadılar” diyor. Ne? İman zafiyeti. Neymiş; fıkıh sorunu mu, iman zafiyeti mi? İman zafiyeti. Bütün dünyada sorun budur, iman zafiyeti. İmtihanda Cenab-ı Allah öyle yaratıyor, Cenab-ı Allah’ın hikmeti, elliye elli gibi gösteriyor Cenab-ı Allah.

 İman ehli elli birin üstüne çıkıyor, küfür ehli kırk dokuza doğru, alta doğru gidiyor. Konu bu. Kim vicdanlıysa Allah’tan yana oluyor. Kim vicdansızsa Allah’ı bırakıyor, keyfinden yana oluyor. İki günlük dünyaya meylediyor. Mesela çok güzel kadınlar görüyorum Facebook’ta falan, bakıyorum etten kemiktenler. Et ve kemik, o kadar şiddetli çürüme özelliği var ki, o kadar şiddetli bozulur ki. Mesela demir kokuşmaz, hafif hafif çürür; taş da sağlamdır, temiz kalır. Odunun belirli bir çürüme şekli vardır,o kadar rezalet çıkarmaz. Ama etin bozulması vahşettir; acayip pis kokar, acayip rezildir görünüşü. Çok berbattır, Allah vermesin.

Peygamberan ve velileri Allah koruyor, onun dışında çok korkunç görünüm alır insan. Acayip, yani sonu çok fecidir. Mezarın altındaki hali çok fecidir. Mesela o ömrü boyunca kasılarak gezmiş hanımlar, ömrü boyunca kasılarak gezmiş erkekler, mezarın altındaki hallerini bir görseler. Mesela ilk yirmi gün sonra, ilk otuz gün sonra, ilk elli gün sonra aldığı şekli bir görseler, dünyaya hiçbir bağlılıkları kalmaz. Ama toprağın altına girdiği için hiçbiri görmüyor, vur patlasın çal oynasın dünya yine devam ediyor, anlamıyorlar. Bütün sevgiyi, dikkati Allah’a vermek lazım. Ama insanları Allah zalim ve cahil yaratıyor, insanlar onun için insanlara bakıp hata yapıyor. Diyor ki; “şu imansız, şu anormal, şu sahtekar.” Allah zaten “çoğu iman etmez” diyor ayette. “İman edenlerin çoğu da Allah’a şirk koşmadan iman etmez” diyor. Bu Allah’ın hükmü, bunda şaşılacak bir şey yok fakat çoğuna bakıp insanlar sapıtıyorlar.

Allah diyor ki ayette, şeytandan Allah’a sığınırım; “İnsanların çoğuna uyacak olursan seni Allah’ın yolundan saptırırlar.” Çoğunluğa uymayacaksın. Bir Allah, bir sen. Kuran’a bakacaksın; bir Allah, bir sen. Çok akılcı bakacaksın. “Arkadaşım şöyle.” Arkadaşın sana beyninde gösteriliyor. Hangisi arkadaşın, hangisi değil ahirette anlayacaksın. Arkadaşların zannettiğinin birçoğunun sonra zombi olduğunu anlayacaksın. Mesela “annem şöyle, babam böyle;” o da zombi olabilir, annen-baban da zombi olabilir. Gerçekten ruh üfürülmemiş insan olabilir. İnsan sayısı bizim tahminimizin üzerinde çok az olabilir dünyada, yani bu kadar çok insan olmayabilir de. Birçoğu ölü insanların, çok fazla ölü var dünyada. Ölülere bakıp böyle çirkin cesaret gösteriyorlar. İnsanların kudurmasının nedeni ölüleri örnek almalarından oluyor.“Bak, ölü böyle inkar ediyor, ölü şöyle eğleniyor” diyor. Zaten ölü o, yani şuurlu yapmıyor ki o. Aklı başında adam, kendi aklından sorumlu oluyor. Yani diğerlerini bahane edemez. Diğerlerini bahane ederse ondan bir medet umması mümkün değil.

 Mesela bak filinta gibi genç kızlar oluyor, ama kısa sürede yaşlanıp ölüyorlar. Filinta gibi delikanlılar oluyor, kısa sürede yaşlanıp ölüyorlar. Dünyaya bağlanmak tek kelime ile enayiliktir. Çok akıllı bir insan dünyanın asıl sahibine yönelir, asıl sevginin ve güzelliğin sahibine yönlenilir. En akıllı tavır o olur, inşaAllah. Ama tabii bizim derin düşünme yönümüz olması gerekir. Kuran sürekli bizi derin düşünmeye, derin tefekküre çeker. İnsanlar hep hazır bilgi istiyor. Mesela Kuran’da açıkçabir Allah’ın varlığı ile ilgili deliller olsun, Kuran’da da mucizeler olsun, her şey açık olsun; insanlarda iman etsin, o da artık mecbur kalsın iman etsin istiyor. Öyle olmaz, insanların çoğu iman etmez.

 Zor ortam olur, hastalıklar olur, dertler olur, çöküntüler olur. O ortam içerisinde, keskin bir dikkatle bağlantısını Allah’tan ayırmayacak Müslüman. Çok akıllı olacak. Tefekkür edecek, daha derin tefekkür edecek; Allah’a samimi bağlanacak, daha samimi bağlanacak. Aşama aşama kafasındaki perdeler açılır, Allah tarafından. Yoksa perdesi kapanır. Ama tabii bir üstüne çıkarsak, batın gözüyle bakarsak, kaderin dışında insan hiç bir şey düşünemiyor. Mesela perdeler açılıyor, diyor ki; “Derin düşündüm ben, bu hale geldim.” Ama derin düşüneceği saat belli, vakit bellidir; onun dışında derin düşünemez.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "8 Mayıs 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder