27 Haziran 2012

Eşitlik Duygusunu Mehdiyet Yaratır!


DİDEM HANIM: Hocam Ahmet Altan toplumda bir kamplaşma ruhu yaşandığını. Fenerbahçe maçında çıkan olaylarda bile polisin Fethullah Gülen Hoca Efendi’nin cemaatine bağlı olduğu için Fenerbahçe taraftarının şiddet ve gaz bombası uyguladığına kanaat oluştuğunu söylemiş. Toplumda dindarlar, dinsizler, Aleviler, Sünniler, Ak Partililer, CHP’liler gibi pek çok taraf oluştuğunu ve genel olarak düşmanlık algısının yaygınlaştığını iddia etmiş. “İktidar derhal bir adalet reformuna gitmezse topluma güven veremezse eşitlik duygusu yaratmazsa devlette keyfiliği engelleyemezse devletin bazı birimlerinin cemaatlerin eline geçebileceği algısını değiştiremezse büyük bir patlama yaşanabilir.” ifadelerini kullanmış.

ADNAN OKTAR: Adalet reformu açıklasın onu ne olduğunu söylesin. Adalet reformu, herkese göre reformun şekli değişik olur. Senin kast ettiğin reformla benim kast ettiğim reform başkasının kast ettiği reform aynı olmaz. Kast edilen reformu bir kere vurgulaması lazım. Muğlak konuşma olmaz.

 Topluma nasıl güven verilir? Çözümü sunulmadan “bunu böyle yap” olmaz. “Şu metotla bu yapıla bilinir denirse” olur. Ama muğlak bir ifade olmaz.

Eşitlik duygusu bu nasıl yaratılacak? Eşitlik duygusunu Mehdiyet yaratır. Mehdiyet vesile olur. Adalet reformunun hakkını verecek olan yine Mehdiyettir. Tam adalet gerçek sosyal adalet olmuş oluyor Mehdiyet devrinde. Her yönüyle.

 Her hükümet döneminde keyfilik oluyor. Hükümet onunla nasıl baş etsin? Falanca yere falanca memur adam suç işliyor. Başbakan “git sen suç işle” mi diyor?  Bütün devlete kefil olamaz ki başbakan. Suç işliyor adam ne yapsın başbakan ona? İlgili kanun maddelerine göre tevzi ediyor adamı suç işlediğinde. Başbakanın yapacağı bir şey olmaz.


 Her cemaatin devletin her kurumunda taraftarı olur. Şimdi Fethullah Hoca’yı seven bir insan memur olamaz, işçi de olamaz, polis de olamaz. Ne olabilir? Hiçbir şey olmaz. Türkiye’de de duramaz. Yabancı ülke? “Orada da duramaz oradan da çıksın” diyorlar. Ne olsun? Ölsün mü? Fethullah Hoca’nın talebesi tabii ki emniyette de görev alabilir. Yargıda da görev alabilir seviyorsa. Her yerde işçi de olabilir, memur da olabilir. Legal olduktan sonra meşru faaliyet yaptıktan sonra Ülkücü kardeşlerimizde devletin birçok kadrosunda birçok yerinde iftiharla görev alıyorlar. Bizler memnun oluyoruz.

 Nur talebeleri, Yeni Asyacı birçok memur var devletin birçok kadrosunda görev alıyorlar. Üniversitede görev alıyorlar. Komünistlerin çeşitli fraksiyonuna sahip insanların çoğu devletin birçok yerinde görev alıyor. Nitekim görüldü birçok asker, general ben baktım iddia edilen Ergenekon terör örgütüyle de bağlantılı olabileceği iddia ediliyor. Komünist örgütlerine bağlantılarına ayrı deliller bulunuyor. Tamam, oluyor demek ki komünist örgütün üyesi bile devletin içerisine girebiliyor. Meşru ve legal durduktan sonra komünist de memur olabilir. Rahat durduktan sonra zarar vermedikten sonra millete ayar olmadıktan sonra doktor da olabilir, mühendis de olabilir,  hakim de olabilir. Komünist hakim yok mu şimdi Türkiye’de? Solcu hakim yok mu? Ateist hakim yok mu? Çok miktarda var. Şaşacak ne var bunda? Dinsiz savcı yok mu? Çok miktarda var. Marksist savcı yok mu? Çok miktarda var. Liselerde bir çok liselerde komünistler hakim. Hukuk fakültesinde çok fazla miktarda komünist öğrenci mezun oluyor. Ne oluyor bunlar? Savcı oluyor, hakim oluyorlar. Peki, biz buna ne diyeceğiz? “Komünist hakim olamaz.” Olur, niye olmasın kardeşim? Kimse de rahatsız olmaz. Görevini layıkıyla yaparsa, iş çıkarmazsa, özel olarak taraf tutup münasebetsiz bir eylem yapmazsa sorun yok. Nitekim duyuyorum ben bir çok yerde komünist hakim, komünist savcı duyuyorum. Görevine de devam ediyor. Etsin adam.

Mason olabilir. Türkiye’de yedi bin mason var. Bunların bir çoğu hakim, bir çoğu savcı, bir çoğu polis. Bakanlık yapanlar var. Başbakanlık yapan masonlar var daha önce. Kimse bir şey dedi mi? Demiyoruz, demeyiz de gayet normal. Budist’tir adam “ben Budist inançtayım” der. Sen nereden bileceksin hakime, ne karışacaksın. Laik devlette her fikirden her düşünceden insan olur. Mahmut Hocamız’ı seven savcı olabilir. Ne bileyim? Büyük Birlik Partili birçok devler görevlisi oluyor. Genel müdürler var. Müdürler var. Poliste çok fazla insan oluyor. Demek ki gayet normal. Bunda şaşacak bir şey yok. Ama Fethullah Hocamız’ın cemaatinin öyle bir gücü yok. Ben biliyorum. Ne Galatasaray içerisinde ne devlet içerisinde ne başka yerde öyle bir güçleri yok. Bunlar şehir hikayesi, şehir masalı. Keşke olsa. Keşke dedikleri gibi olsa. Keşke devlet içerisinde o kadar çok insan olsa. Keşke hakimler savcılar olsa gayet güzel olur. Ama yok. Keşke olsa.




Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "18 Mayıs 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder