03 Haziran 2012

Mukaddesatla İlgili Fıkra Olmaz!


Sayın Kılıçdaroğlu aslında halim bir insan da, fakat niyeyse Tayyip Beye kafayı taktı bu aralar herhalde. İyi gidiyordu ama. O fıkra olmamış. Ahiretle ilgili fıkra olmaz. Niye olayın içine ahireti katıyorsunuz? Bu konuda ahirete niçin gerek olsun? Mukaddesatla niye fıkra olsun?


Biz gazinolara falan eğlenmeye giderdik, mutlaka bir densizlik yapan çıkardı. Çıkar ahiretle ilgili fıkra anlatır. İnsan gıcık oluyor. Edepsiz herif, benim güleceğimi nereden biliyorsun? Hiçbir şekilde de eğlendirici değil. Kaç defa gittik, her seferinde ne zaman bir eğlence yerine gittiysek, mutlaka gece 12 gibi, 1 gibi dangalaklık yapanlar çıktı. Münasebetsiz herifler, alışmışlar böyle. Tabii Sayın Kılıçdaroğlu’nu tenzih ederim, artık o boş bulunmuş yapmış.


 Mesela fıkra anlat tamam ben bir şey demiyorum, ahireti niye olaya dahil ediyorsun? Melekleri, kutsal şeyleri niye dahil ediyorsun? Ne gerek var? De mesela bir eğlence yerine gitmişler dersin, orada bir yarışma olmuş. Aynısını o şekilde kurgulayabilirsin. Yahut bir spor müsabakası diyebilirsin. Ben fıkra söylemeyin demiyorum ki. Şaka da yapabilirsin. Ama ahirete, meleklere karşı saygıyı azaltacak bir üslup kullanmış olursun. Mesela meleklerle ilgili karikatürler yapıyorlar, ahiretle ilgili karikatürler. İşte başının üstünde kuşlar uçuyor, havalarda bulutlarda adamlar uçuyor. Cehennem zebanileri insanları kovalıyor. Bütün karikatür dergilerinde vardır. Bunlar Allah korkusunu azaltmaya yönelik propagandada kullanılan gizli yöntemlerdir


Allah sevgisini azaltmada kullanılan gizli yöntemlerdendir. Şimdi sen orada ahiretle alay edince, o alayla ahiretten kurtulacak mısın? Cehennem azabından mı kurtulacaksın? Ölürken hiç öyle olmuyorsun, oradaki güldüğün gibi olmuyorsun, ağzın burnun kayıyor. Debeleniyorsun gözyaşları içerisinde dehşet yaşıyorsun, muazzam bir şok yaşıyorsun. Ağzın burnun birbirine karışıyor. Hiçte öyle karikatür seyrederken gösterdiğin keyfi, neşeyi, pervasızlığı, umursuzluğu göstermiyorsun. Melekler canını alırken, kanın iliğin çekilir, yapamazsın onu. Cehennemde diz çöktürüldüğünde yapamazsın sen onları. Orada o eğlenceci kafa olmaz, orada seni alkışlayanlar da olmaz. Orada dalga geçmeye ekipte bulamazsın.


Allah diyor ki; “Yapayalnız teker teker çağıracağım” diyor. “Ekibi, etrafında arkadaşları yoktur” diyor. “Hiç kimse ona yanıma geldiğinde destek olmaz” diyor. “Destekçilerinin tamamını ayıracağım” diyor Allah. “Sadece onu tek getireceğim” diyor. Sorgulama tek oluyor. Orada kabadayılık, eğlence, dalgacılık, şımarıklık yapamazsın. Bizim imtihana geldiğimiz belli. Bu geleneksel, eskiden kalma kafa bu. Rakıcı bazı arkadaşların ortaya attığı, bazı şarapçı vatandaşların ortaya attığı alemci kafadan kaynaklanan bir üslup. Eskidir bunun geleneği. Hiç üzerlerine vazife olmadığı halde Bektaşi’ye mesela mal ederler böyle fıkraları falan. Sen ahiretle alay etmekle ahiretten kurtulacağını yahut ahirete ait kokunu yeneceğini zannediyorsun ama öyle bir şey olmaz. Daha da suçlu hale gelirsin, daha beter işkence görürsün, daha da canın yanar. Normal Müslüman gibi yaşa, huzur içinde öl. Ölürken de canın tatlı çıkar, melekler de sana sevgi gösterir, karşılanman da güzel olur, cennete götürülüşün de güzel olur, cennette gördüğün itibar da güzel olur. Öbür türlü sonsuza kadar aşağılanırsın. Sonsuza kadar azap çekersin. İki dakika milleti eğlendireceğim diye-ki, eğlenmeye de benzemiyor o. Herkes rahatsız olur ondan.


 Çünkü ahiretle alay ediyor, adamı korku sarar. Belli ki bir Yaratan var, belli ki ahiret var. Müspet makul davran, güzel davran. Allah zaten diyor: “Ben size eza edipte ne yapacağım” diyor. Allah eza etmek değil, bizim iyiliğimizi istiyor. Ama normal, makul, vicdanlı, dürüst, iyi insan olmamızı istiyor. Kendisiyle, meleğiyle alay ederse, Allah iflahını keser o zaman. Makul normal davranmamızı istiyor Allah, sevecen, insancıl. Güzel olan da bu zaten. Cenab-ı Allah eğlenmeyin demiyor ki. Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadisleri var; “şaka yapın” diyor. Şakayla ilgili, şakayı teşvik eden hadisler var. Şaka yap. Ama ahireti, melekleri olaya niye karıştırıyorsun? Bu çok kötü. Bunu hocalar da yapıyor, dindarlar da yapıyor. Asıl onlar yapıyorlar. Dindar profesörler, dangalak bazı şeyh bozuntularını çok gördüm. Karşılaştım, gözümle gördüm. Dangalak herif oturuyor, ahiretle ilgili bana espri yapıyor, gayet ciddi dinliyorum. Gülmüyorum şaşırıyor. Gülünecek bir yönü yok. Rahatsız olduğumu söylüyorum. Aptala bak, öyle şeye gülünür mü? Bilakis insanın kalbine Allah korkusu gelir. Pervasızlığa bak sen. Dindar dergilerde çıkıyor, dindar gazetelerde çıkıyor. Dindar bazı siyasetçiler bu dangalaklığı yapıyor. Siyasetçi, ben çok gördüm. Direk dangalak diyorum, onlar da kendilerini biliyor. Bir tane, iki tane, on tane değil bunlar, bu yaygın bir terbiyesizlik.


Mesela bu yobaz hocalar falan bir toplantıya gittiğinde, şirinlik yapmak için, dangalakça dinle ilgili böyle alay eden espriler yaparlar. Bütün dangalak yobazlarda bu vardır, dikkat edin. Ev sohbetlerinde onların ikramıdır o, pis ikramları, pislik yapıyorlar yani, ahlaksızlık yapıyorlar. Yani ahlaken çirkin. Oradaki nur gibi varlıklara, cennete, cehenneme hiçbir şey yapamazlar onlar zaten. Kendilerini batırmış olurlar. Ama ben tabii burada Sayın Kılıçdaroğlu’nu tenzih ediyorum, boş bulundu muhtemelen. Orada birisi anlattı herhalde, anlat demişlerdir, o da boş bulunup anlatmıştır. Çünkü dindar, dürüst bir insan, o öyle şey yapacak bir insan değil. Bir daha da yapacağını da zannetmiyorum, inşaAllah. Ailelerde yaygın. Çocukluğumuzda mesela ev toplantıları olur, bir dangalak çıkar, hemen ahiretle ilgili bir espri yapar. Öyle hayvanlar var ki, öyle mikroplar var ki. Bizim arkadaşlardan birisi anlatıyor, adam vefat etmek üzereymiş, yanındaymışlar. Alçağa bak; “bozuk para verin de ahirette harcarım” diyormuş. Ölmek üzeresin köpek, daha hala ahlaksızlık yapıyorsun.


Milleti Allah korkusu, Allah’ın haşyeti sarmış, espri yapmaya kalkıyor dangalak. Senin sadece ahmak olduğunu anlarız biz orada. Allah’ın aklını aldığını anlarız ve çekeceğin azabı da düşünüp Allah’a sığınırız. Aptal, ölüyorsun, dünyayla bağlantın kalmıyor. Hadi sersem diyelim, bak beyninin hiç çalışmadığını, tam ahmak olduğunu düşünelim; elliye elli ihtimal vermen lazım. En azılı ahmaksan dahi, “ya ahiret varsa” demen lazım. Ya ahiret varsa desen bile yine yapamazsın, yüzde bir ihtimal versen de yine yapamazsın. Bu kadar mı ahmaksın sen, bu kadar mı aptalsın? En kafası çalışmayan bile yarı yarıya ihtimal verebilir. İhtiyaten yine yapamazsın. Bu kadar pervasızlık! Görmüyor musun, harika bir sistem var, her yer matematik sistemle kurulmuş, renkli bir dünya görüyorsun. Çok şaşırtıcı halleri. Allah hidayet versin, inşaAllah



.Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "24 Nisan 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder