24 Haziran 2012

Bütün peygamberler Zengindir!


Sen neyi anlatıyorsun Nihat Hoca? Sen fakirliği anlatıyorsun. Allah’ın Resulünü bile bu kadar fakir yaptıysan sen ve bunu ideal olarak anlatıyorsun, ballandıra ballandıra anlatıyorsun, o zaman Müslümanlar da Afganistan’da, Pakistan’da gördüğün hale gelmiş oluyorlar, Irak’ta görmüş olduğun hale gelmiş oluyorlar. Kendi elinle bu hala getiriyorsun, ondan sonra da “Ben böyle bir şey görmedim, ne alaka” diyorsun. Resulullah (s.a.v.)’in zengin olduğunu Allah Kitap’ta-Kuran’da yazıyor. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi?” diyor (Duha Suresi, 8).


Nereden çıkarıyorsunuz günlerce yemek yiyemediğini? Yok bir Musevi’ye zırhını rehin olarak bırakmış, parasızlıktan perişan haldeymiş. Öyle parasız hala gelmiş ki, yiyecek de bulamamış, güya Peygamberimiz (s.a.v.) zırhını vermiş Musevi’ye. O para da yetmiyormuş, günlerce evde yemek olmuyormuş. Peygamberimiz (s.a.v.) karnını taş bağlıyormuş. Açlığın acısından kıvranıyormuş. Peygamberimiz (s.a.v.) zengindi, bayağı da zengindi. Hatta Resulullah (s.a.v.) son zamanlara doğru biraz kilo almıştı, hanımıyla, Hz. Ayşe (r.a) ile yarışıyor. Bayağı güzel besleniyor Resulullah (s.a.v.). Yarışta hanımı geçiyor, Hz. Ayşe (r.a). Resulullah (s.a.v.) “Bu böyle olmadı” diye rejime giriyor Peygamberimiz (s.a.v.). “Az yediği” dediği dönem odur işte. Mesela günde bir avuç hurma yiyor, biraz su içiyor, akşama tirit yemeği yiyor. Öyle bir rejim yapıyor. O döneme rast geldiği için diyorlar ki; “Hep bir tabak hurma yerdi, çok az tirit yemeği yerdi.” Rejim yaptığı dönemlerdi o. Rejim yaptıktan sonra Hz. Ayşe (r.a) annemizi geçmiş koştuğunda. “Bir daha yapalım” demiş, o zaman da geçmiş. Sahabelerin önünde yapıyor yarışı, maşaAllah.

Bütün peygamberler zengindir, hepsi. Resulullah (s.a.v.) de çok zengindi. Malının mülkünün biz bir dökümünü verelim, hoca bir öğrensin. Çok geniş arazileri vardı Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in. Bayağı zengindi. Bol bol da yiyip, içiyordu. Sahabelere de yiyip içiriyordu. Hatta Kuran Ayetinde diyor ki; “ Ey iman edenler! (Rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak(kı açıklamak)tan utanmaz.”(Ahzap Suresi, 53) Orası aşhane gibiydi Resulullah (s.a.v.)’in evleri. Bol bol yemek yapılıyor, herkes yiyor, sohbet ediyorlar. Öyle bir şey yoktu. Resulullah (s.a.v.)’e iftira atmayın.


 Peygamberimiz (s.a.v.) açlıktan kıvrılacak, sahabeler de bolluk ve zenginlik içinde yaşayacaklar. Ve Allah’ın biricik Resulü, “Habibim” dediği Peygamberine ilgi alaka göstermeyecekler, onu öyle fakir bir hayata teslim edecekler, kendileri de keyif, zevk, yiyecek içerisinde yaşayacaklar. Verdikleri imaj bu. Peygamberimiz (s.a.v.)’in üzerinde Bizans işi cübbe vardı, çok zengin kıyafetti. Çok pahalıydı üzerindeki kıyafet. Gıcır gıcır giyiniyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.). Gayet de bakımlı gayet de sağlıklı. Kuzunun ön kolunu seviyor, sık sık pişirip getirtiyor. Hanımları sürekli ona en güzel şekilde servis yapıyorlar. Hoşlandığı yiyecekleri onlar ağırlıklı getiriyorlar. Ama zaman zaman da rejim yapıyor, bu çok normal bir şey.

Hanımları da, kendi de çok rahat yaşadı. Yok işte, “açlıktan perişan haldelermiş de, bir avuç bulgur bulamamış. Çocuklar aç, sefil, perişan vaziyettelermiş, ağlaşıyorlarmış, Peygamberimiz (s.a.v.) karnında taşla geziyormuş.” Bunlar vicdanlı hareketler değil. Müslüman terbiyesine yakışmaz bunlar. Resulullah (s.a.v.) zamanında, Allah onlara muazzam zafer verdi. Onlara karşı mücadele edenlerin mallarını-mülklerini Allah onlara verdi ganimet olarak. Muazzam bir zenginliğe ulaştılar. Ve çok çalışkandı o dönemde Müslümanlar. Mümbit topraklar vardı. Çok güzel ticaret yapıyorlardı ve acayip zengindiler. Hz. Osman (r.a) çok zengindi, Hz. Ebubekir (r.a) çok zengindi, hepsi çok zengindi ve Resulullah (s.a.v.)'e de herkes çok çok güzel ikramlarda bulunuyor ve gayet güzel bakıyordu hanımları.


Resulullah (s.a.v.)'in mal varlığını sonra bir detaylı olarak anlatalım. Bir daha bu iftiraları yapmasınlar, ayıp yapıyorlar. Müslümanlığı, Peygamberimiz (s.a.v.)’ nasıl göstertmeye çalışıyorlar, görüyorsunuz. Şimdi Nihat Hoca nezaketli bir insan olduğu için, pek de ona ağır bir dilde kullanmak istemiyorum. Lafını, sözünü bilmiyorsa, bari sussun da, kaynak göstererek konuşsun. Lafa bak! “Karnına taş bağlıyormuş da Resulullah (s.a.v.) açlıktan, günlerce öyle geziyormuş.” Sahabeler de seyrediyormuş. Resulullah (s.a.v.)’in kıvranmasını, ızdırabını seyrediyorlarmış, açlıktan. Günlerce öyle gezerdi, diyor. Sahabeler de zenginlik içinde, bolluk içinde yaşıyorlarmış Hz. Ebubekir (r.a), Hz. Osman (r.a), Hz. Ömer (r.a).

"Hocam hurafe ve zayıf olan hadisleri kendilerine göre fikir üretip, kitap yazıp başlarını ezmek için daha kapsamlı bir çalışma yapabilir misiniz?" İşte yobaz takımına pratik önemlidir. Kitap deyince işte görüyorsunuz, adamların halleri ortada. Meymenetsizlikleri ortada. Verdiğimiz kısa örnekler belli. Yoksa yobazların biz pisliğini anlatmaya kalkarsak yüz elli cilt kitap yazsak, yine yetişmez. Onların, pisliğini, ahlaksızlığını, adiliğini yazmaya kalkarsak bunların seciyesi de bozuk, tarihi de bozuk, gıcık, pislik adamlar.




Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "11 Mayıs 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder