27 Haziran 2012

Hükümeti devirmek için bunu yapıyorlar!


 DİDEM HANIM: Hocam az önce de belirttiğiniz gibi siz, Uludere olayını kullanarak hükümeti yıpratma amacı olduğunu söylemiştiniz. Fatih Altaylı da dünkü yazısında; “kimsenin Uludere olayı nedeniyle hükümetin düşmesini istemediğini ancak, bu konuda doğru düzgün bir soruşturma yapılmasını, bu hatanın nereden kaynaklandığının, olayda kötü niyet olup olmadığının ortaya çıkarılması gerektiğini” söylemiş. “Neler eksik yapıldı, neler fazla, anlaşılsın. Hata yapanlar hesabını versin, amaç bu.” anlamında bir yazı yazmış.

ADNAN OKTAR: Benim gördüğüm. Yani bana cevap vermiş, çünkü bunu benden başka söyleyen olmadı yani. “Hükümeti devirmek için bunu yapıyorlar” dedim, bana cevap veriyor kendi kafasınca. Tamam da dillendirme şekli ve üslupta, hükümeti yıkmak arzusu olduğu hissediliyor, biz bunu diyoruz. Hukuki yönden talep ayrıdır, hükümeti yıkma azmi ayrıdır. Hukuki talepte bulun. Ama hükümet buna cevap verdi bak, dedi ki; “yargı ağır işliyor ama sağlam netice alır” dedi. Bir anda çabukça da netice alınabilir, tamam, önlemler alınırsa. Ama genellikle de, bütün yargıya ait faaliyetlerde belirli bir ağırlık oluyor. Ama sonunda da oluyor yani, gereken oluyor. Söylediler de “bizimle alakası yok” dedi hükümet, Başbakan “ben böyle bir karar vermedim” dedi. Yalan söylemiyor koskoca Başbakan. “Benim haberim yok” dedi. “Yani ben böyle bir kararın içine girmedim” dedi. Tamam, o zaman Başbakan'ın yakasına yapışmaya gerek yok. İçişleri Bakanı da “ben de böyle bir karar almadım” diyor. O zaman İçişleri Bakanı'nın da yakasına yapışmaya gerek yok.


Demek ki operasyonu yapanlar, belirli bir birim. Onların içinde belirli kişilerdir bunu yapan. Muhtemelen de o an, panik oldular, karıştırdılar. Yani operasyonun bir an önce yapılmasını gerektiğini düşündüler. Çünkü hakikaten eğer, PKK hareketiyse o, bir operasyon yapar da, Mehmetçiklerden de 15-20 kişiyi şehit ederlerse, o zaman adamın yakasına onun için yapışacaksın. Diyecekler ki; “’sen PKK'lıların geldiğini gördün. Sana elektronik olarak uzaydan bu bilgi geldi. Bu hareket ilerliyor katırlarla, bunlarla yüklü. Karakola doğru da gidiyorlar. Sen tedbir almamışsın, bunlar vergisini ödemeyen kişidir’ demişsin. Yanlış teşhis koyup, bak o çocukları orada mahvettirdin, ortalığı birbirine kattırdın, karakolu yaktırdın. Gel şimdi seni mahkemeye vereceğiz” deseler ne yapacak adam? Çok zor bir karar, kasten yapıldığına ben inanmıyorum. Ama şöyle olabilir yani hükümeti yıpratmak için, kasten planlanmış da olabilir, bu doğru. Ama böyle bir kararın kolay olmadığını da görüyoruz. Yani ikisi de tehlikeli ama tabii ki istihbaratın değerlendirmesi, farz edelim karakoldan bilgi alınabilir. “Bunlar kaçakçı mı değil mi, kimdir emin misiniz?” Yahut mesela, bir alçak uçuş yapılıp bakılabilir, helikopterle bakılabilir. Veyahut karakollara zaten o anda “bilgi geldi” diyorlar. Bunların her birini değerlendirir. Eğer orda her ne kadar bir açık varsa, o zaman olay tabii biraz karanlık. Biraz değil de bir hayli karanlık olmuş oluyor. Ama burada hükümetin yakasına yapışmaya kalkmak doğru değil. Kim yaptıysa onun yakasına yapışmak lazım.




Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "25Mayıs 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder