27 Haziran 2012

Bediüzzaman diyor ki!


Bediüzzaman diyor ki; “İşte bu sırr-ı azîme (büyük sırra), Hazret-i Peygamber (A.S.M.) işaret etmiştir ki: Hazret-i İsa gelecek, ümmetimden olacak; aynı şeriatımla amel edecektir.” Bediüzzaman, Mektubat’ta 528. sayfanın 21. maddesinde belirtiyor. Bak “İşte bu sırr-ı azîme (büyük sırra), Hazret-i Peygamber (A.S.M.) işaret etmiştir ki: Hazret-i İsa gelecek, ümmetimden olacak; aynı şeriatımla amel edecektir.” Hz. Mehdi (a.s) varsa Hz. İsa (a.s)da vardır, Hz. İsa (a.s) varsa Hz. Mehdi (a.s)da vardır. Neye göre, Sünni inanca göre. Hanefi, Hanbelî, Maliki, Şafii mezheplerine göre Hz. Mehdi (a.s)’ın inkarı mümkün değil. Vacip hükmünde, kesin. “İnkâr eden dinden çıkar” diyor Ehl-i Sünnet inancında. Hz. Mehdi (a.s) kesin. Hz. İsa Mesih (a.s)’da, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın inişine inanmak vacip, farz hükmünde. İnkârında insan dinden çıkar, Sünni inançta. Caferilikte, Şiilikte de aynı şekildedir. Temel inançtır.

Bediüzzaman diyor ki; kendi vakti için, Mehdi konusu için, “bu üç vezaifi (görevi) birden bir şahısta yahut cemaatte bu zamanda bulunması” kendi zamanında bulunması, “ve mükemmel olması ve birbirini cerhetmemesi (birbirine engel olmaması, zarar vermemesi)” birbirini bozmaması, “pek uzak, adeta kabil (mümkün) görülmüyor.”Benim zamanımda Hz. Mehdi (a.s)’ın gelmesi mümkün değil diyor.“ahir zamanda, Al-i beyt-i Nebevi'nin (a.s.m.) (peygamberimiz (s.a.v.)'in soyunun) cemaat-i nuraniyesini (nurani cemaatini) temsil eden”yani seyyidler cemaatini temsil eden, temsilci olan, “Hazret-i Mehdi'de ve cemaatindeki şahs-ı manevide ancak içtima edebilir (biraraya gelebilir, toplanabilir).” Sonradan gelecek diyor Hz. Mehdi (a.s), bak Hz. Mehdi (a.s) ve cemaati, ikisi de sonradan gelecek, diyor. Hz. Mehdi (a.s) olacak, cemaati olacak ve Hz. Mehdi (a.s) ve cemaatinden oluşan şahsı manevi oluşacak, diyor ne zaman? Ahir zamanda olacak, diyor. Benden sonra gelecek, yüz yıl sonra, diyor. Net tarih veriyor.

Bak diyor ki, “âhir zamanda, Şeriat-ı Muhammediyeyi ve Hakikat-ı Furkaniyeyi ve Sünnet-i Ahmediyeyi (a.s.m.)”yani Kuran’ı ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in sünnetini “ihya ile, ilân ile,”ihya, geliştirmek, güçlendirmek. İlan; bütün insanlığa ilan etmek. “icra ile,”icra; fiilen uygulamak, “icra ile başkumandanlarıolan”Başkumandan, şahsı manevi başkumandan olur mu? “başkumandanları olan büyük Mehdînin  kemâl-i adaletini ve hakkaniyetini dünyaya göstermeleri” Türkiye’ye değil, bütün dünyaya göstermeleri. Ne yapacakmış Mehdi? Bak, “büyük Mehdînin  kemâl-i adaletini”yani kemale ermiş adaletini, “ve hakkaniyetini”hakkı arama üstünlüğünü, “bütün dünyaya göstermeleri gayet mâkul olmakla beraber, gayet lâzım ve zarurî ve hayat-ı içtimaiye-i insaniyedeki düsturların muktezasıdır.”



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "25 Mayıs 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder