27 Haziran 2012

Pkk 'nın Anayasası yok!


Biz Müslüman olduğumuz için, kendi inancımızı savunuyoruz, konu bu. Marksist, Leninist dinde şiddet ve terör o dinin ibadetidir, hükmüdür. Onu yapmayan o dinden çıkar. Marksist, Leninist olamazsın artık, oportünist yani münafık olursun, o dinin münafığı olursun adam öldürmezsen, terör yapmazsan. Terör yapan da takva olan olur, iyi olan olur. Onun için zaten PKK’lılar şehit diyorlar, kendi adamlarına. Çünkü o dinin şehidi olmuş oluyor kendi inançlarına göre. Yani Marksist, Leninist düşüncenin, komünist düzenin şehidi olmuş oluyor, kendi inancına göre. Onun da kendine göre dini ritüelleri var. Ona göre komünist bayrak örtüyorlar cesedin üstüne, ona göre bir ritüel uygulanıyor, komünist ritüel uygulanıyor.

Fakat şimdi, burada bir dengesizlik var. Hükümet anayasayla korunmuş durumda, anayasanın sınırları içinde kalmak durumunda. PKK’nın anayasası yok, adamın öyle bir konusu yok, özgür adam, hür. PKK, bir kardeşimizi şehit ettiğinde veya bir PKK’lı öldürüldüğünde, PKK’nın savcısı gelip araştırma yapmıyor. Adamın cesedini PKK’lılar ayağından tutup sürükleyerek götürüyorlar, bir yerden aşağı atıyorlar, üstüne toprak, taş falan yığıp kapatıyorlar o kadar, yaptıkları sadece bu. Ama devlet gidiyor, numaralar koyuyor, merminin atıldığı yerlere teker teker, tebeşirle çiziliyor, durum değerlendirmesi yapılıyor, savcı geliyor olay yerinde tutanak tutuyor, mahkemeye veriliyor deliller aranıyor. PKK’nın öyle bir konusu yok. Ne delil arama var, ne şahit arama işi var, ne adalet var, ne hukuk var.

Adam tuttuğunu vuruyor, şehit ediyor. Onun için onlar da müthiş bir gerilla yönteminin avantajı var, yani komünist gerilla yöntemlerinin avantajı var. Hükümetin ne böyle bir avantajı var, ne fikri avantajı var,  ideoloji avantajı var. İdeolojisi yok çünkü hükümetin. Dünyanın en büyük felsefesi onlar da şu an. Dünya tarihinin en büyük felsefesidir Marksist, Leninist felsefe. Beş bin yıllık tarih içerisin de tespit edilen, bu kadar çaplı dünyayı etkileyen, bu kadar kapsamlı ve bu kadar insanları inandıran bilime, fen ve felsefeye dayalı bir din hiç olmamıştır. Hep hurafeye dayalı olmuştur kendi kafalarına göre. Ama bunun samimi olarak bilime dayalı olduğuna inanıyorlar. Hakikaten de bilimle örtüşen çok yönleri var.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "31 Mayıs 2012tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder