Diyor ki Bediüzzaman; “Gerçi her asırda hidayet edici, bir nevi Mehdi ve müceddid geliyor ve gelmiş, fakat her biri üç vazifeden birisini bir cihette yapması itibariyle, ahir zamanın Büyük Mehdi ünvanını alamamışlar.” Büyük Mehdi olmak için ne gerekiyormuş? Üç vazifeyi mükemmel yerine getirmek. Fakat “daha önceki Mehdiler ne yaptı?” diyor Bediüzzaman; “Her biri üç vazifeden birisini bir cihette yapmışlar” diyor. Bediüzzaman kendisi için ne diyor? “Ben bu vazifelerden birisini yaptım bir cihette” diyor. Mesela “küfrün belini kırdım” diyor. Ama “öldürdüm” demiyor. “Küfrü tamamen ortadan kaldırdım” demiyor, “etkisiz hale getirdim” demiyor. “Belini kırdım sadece” diyor. “Hz. Mehdi (a.s) öldürüp dağıtacak” diyor. Ama fikri öldürme bu tabii. Öldürüp dağıtma, “toz edecek, buhar edecek” diyor. “Her biri üç vazifelerden birisini.”
Bediüzzaman da diyor; “Ben bu üç vazifelerden sadece birisini yaptım.” “Geçmiş Mehdiler ne yaptı?” “Onlar da üç vazifeden sadece birini yaptılar” diyor. Mevlana Halit ne yapmış? Üç vazifeden birini yapmış. Bediüzzaman ne yapıyor? Üç vazifeden birini. İmam-ı Rabbani Hazretleri ne yapıyor? Üç vazifeden birini. Abbasiler döneminde gelen büyük halifeler, büyük mücedditler ne yapmışlar? Hep üç vazifeden birisini. Şimdiye kadar gelen bütün mücedditler de bu görülmüş. Hep üç vazifeden birisini yapmışlar. Üç vazifeden üçünü yapan hiç olmamış. Yapsalar da üç vazifeden birini yaptıklarında da “bir cihette yaptılar” diyor Bediüzzaman. Mesela, “ben geldiğimde bir cihette, İmam-ı Rabbani geldiğinde bir cihette, Abdülkadir Geylani geldiğinde bir cihette. Hz. Mehdi (a.s) geldiğinde her cihette mükemmel üç vazifeyi birden yapacak” diyor. Aradaki fark bu.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın, "23 Eylül 2012" tarihinde A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder