DİDEM ÜRER: Hocam aynı zamanda, “Hastane penceresi açık bir manzara görmesi lazım” diye açıklama yapmışlar ve hastanelerin etraflarının güzelleştirilmesi gerektiğini siz söylemiştiniz; sadece hastane binası değil, çevresi değil. Şimdi öyle bir çalışma başlatılıyormuş yine, maşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah, ne söylesem milimi milimine, elhamdülillah hükümet en güzel şekilde deruhte ediyor. Mesela bunu çok kapsamlı anlattık, değil mi? “Hastaneleri boğmasınlar, etrafını açsınlar, havadar olsun” dedim. “Geniş olsun, manzaralı olsun” dedim. Hemen hükümet olayı çalışmaya başlamış. “Ücretsiz olsun acil hastalar” dedim, üç yıl önce söyledim, ücretsiz oldu. “Kanser hastalarından ücret alınmasın” dedim, o yönde şimdi çalışmalar var. Hani ‘ne demişti, ne oldu’ diye yazmışsınız ya, hakikaten ben de şaşırıyorum, ne desek oluyor, elhamdülillah. Faydalı bir fikri hükümet zaten hiç düşünmeden uygulamaya başlıyor. Acaba demiyor yani. Güzel fikri olan söylesin.
AYLİN KOCAMAN: Suriye sınırına tampon bölgeyi de söylemiştiniz Hocam. Şu an görüşüyor hükümet.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.
DİDEM ÜRER: Başbakanımız, “hastane binalarının etrafı yüzde 50’si yeşillik olacak. Böyle ucube binalar da olmayacak çevresinde, yüzde 50’si de şık binalar olacak, güzel manzaraya bakacak hastalar” demiş.
ADNAN OKTAR: Hasta bunalır, hastane penceresi aylardan beri açılmamış oluyor. Bir yerde tanıdıklar gitmişlerdi hastaneye, zorlayarak açmışlar pencereyi; “tozdan, topraktan, böyle örümcek ağlarından geçilmiyor” diyor çocuklar. Açmış, çok berbat bir yere bakıyor; depolar, mepolar olan bir yere bakıyor, mazot kokusu olan bir yere bakıyor acil kısmının penceresi. Bu rezalet, çok acayip bir şey. Onun için hükümetin bu ricamızı da yerine getiriyor olması büyük bir nimet, elhamdülillah.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder