11 Mart 2013

Samimi Candan Tavırlar Esastır !


Kardeşlerimizin Hıristiyan kardeşlerimizle iç içe olması, onlara şefkat, merhamet göstermesi, onları koruyup kollamaları çok çok güzel. Bu, ahir zamanın ehemmiyetli bir alameti ehemmiyetli bir yönü. Bir de çok dostane ve sıcak tavırları var, resmi değil. Mesela bazen yapıyorlar. İşte, falanca Baş Haham, işte falanca Patrik bir araya geliyorlar, resmi kıyafetlerle bir araya geliyorlar. Herkes resmi memur baştan sona kadar tamamı resmi memur, çok resmi konuşmalar, hep beraber yemek yeniyor, hep beraber çay içiliyor, makam arabaları geliyor, resmi bir şekilde geri dönüyorlar. Aranan bu değil. Yani resmi yazı geldiğinde, resmi adamlar resmi konuşma yapar, resmi arabayla resmi şekilde resmi faaliyetlerini bitirip dönerler. İstenen bu değildir, bu şekilde değil. Samimi candan tavırlar esastır. Müslüman, Hıristiyan, Musevi samimi dindarlar, samimi konuşup, samimi toplanıp, samimi yemek yiyip samimi dağılmaları lazım. Talimat yazısıyla değil, resmi yazıyla değil.

“Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, Çin Büyük elçiliğinden gelenlerin katılacağı açık oturum programı için ilgili fotoğraf, video, vs. belgelerle soru hazırlıyorlar. Programa katılmayı talep ediyorlar. Türkiye’deki Doğu Türkistan Dernekleri Başkanları eğer siz de uygun görürseniz, ‘katılabilirler’ diyorlar. Daha önce Çinlilerle Doğu Türkistanlılar hiç böyle bir araya gelmemişler. Hocamız, bize onlara doğrudan soru soracağımız imkan tanır mı?” diye soruyorlar. Tabii ki olur niye olmasın. Gelsin Doğu Türkistanlı yönetici kardeşlerimiz, üç kişi onlardan olsun, iki kişi de onlardan olsun burada, istedikleri gibi soru sorabilirler. Ama kısa soru sorsunlar, çok kısa. Onlar da çünkü çok kısa cevap versinler dedim. Kısa soru, kısa cevap, tartışma olmasın.

 Çünkü biz soru soracağız, mesela biz diyeceğiz ki, siz orada şöyle bir şey yapıyor musunuz? Onlar da diyecek ki, “yok yapmıyoruz.” İlla yapıyorsunuz, o öyle olmaz. Yapmıyoruz dedikten sonra eğer yapıyorlarsa, zaten biz belgeyle onları ispat ederiz ikinci aşamada. Biz daha çağırırız, bak deriz, fotoğraflar belgeler bunlar, siz böyle dediniz ama doğrusu bu, buna bir açıklık getirin deriz. Yahut elçiyle yazılı olarak cevap göndeririz, biz buna bir daha cevap istiyoruz yahut bunu düzeltin deriz. Bak, böyle dediniz ama doğru değil bu, düzeltin bir daha gelin, bize bunun açıklamasını yapın diyebiliriz. Ama Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz gelebilirler. Seçsinler içlerinden iki, üç kişi kardeşlerimiz. Tamam, inşaAllah.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder