26 Ağustos 2011

Pkk ile Mücadele

PKK ile mücadelede yapılan operasyonlar ve PKK ideolojisi hakkında:

Kara operasyonu, deniz operasyonu bunlar tabii netice almak için yapılan operasyonlar ama, komünist gerilla yönetimi klasik savaşlar gibi değildir. Mesela klasik savaşlarda iki ordu vardır. Orduların karargahları bellidir. Tankların yeri bellidir, topların yeri bellidir. Şehirler bellidir. Köprüler, yollar, stratejik noktalar bellidir. Birbirlerini bombalarlar karşılıklı, savaş hukukuna uyarak. Komünist gerilla yönetimi bu sistemin tamamının dışında. Bunlar da hedef yok. Deniyor ki mesela, “inlerine gireceğiz”, adam ininden kaçıyor. Durmaz o ininde yani dağılır, her yere kaçar. Uçsuz bucaksız coğrafya, her yere kaçarlar. Durmaz orada o. Ortamın sakinleşmesini bekler. Bombardıman biter, ondan sonra onlar yine aynı yere gelirler. Komünist gerilla yönteminde öyle belirli bir hedef yoktur. Mesela yollar, köprüler, elektrik tesisleri, santraller, barajlar yani öyle tahrip edildiğinde onlara zarar verecek bir yapı yok orada. Çok ilkel, briketten falan yapılmış uydurma, kartondan, suntadan yapılmış kötü kötü barakalar var. Oraya atılan bombanın değeri; mesela 1 trilyon değerinde bomba atılıyor, orası 1 milyon bile etmez. Pis pis briketlerden kerpiçten yapılmış, amonyak kokan leş gibi yerler. Adamlar orada durmuyorlar, durmazlar. Bombardıman yapılırken beklemez. Hiç alakasız yerlere kaçıyorlar. O yüzden çözüm fikri çalışmadır. Bunu ben kimseden duymuyorum henüz, yani bu bir mucize hayret edilecek şey. Kardeşim mesela Amerika, radikal örgütlere karşı yine kendince fikri bir çalışma yapmayı keşfetmiş. Yine Müslümanların aklı başında olanlarını onlarla konuşturuyorlar. Radikal unsurların yanlış yönlerini onlara tarif ettiriyorlar. Mesela bu fikri bir mücadeledir. Zayıf bir şey ama, çok flu bir çalışma yapıyorlar. Öyle gerçek anlamda yapmıyorlar. Zaten gerçek anlamda yapsalar İslam ahlakı hakim olur. Konu da biter. Burada da adamlar komünistler, karşılarında karşıt bir görüş olmadığı için, karşı bir inanç olmadığı için, bilimsel ortaya konan bir anlatım olmadığı için alabildiğine rahat komünist propaganda yapabiliyorlar. Ve adamlar hiç kuşku duymadan inanıyorlar buna da. Çünkü karşıtı yok. Mesela Darwinizmi anlatıyor. Karşıtı var mı yok. TRT’ye bakıyor, TRT de zaten Darwinizmi anlatıyor. Materyalizmi anlatıyor, TRT de materyalizmi anlatıyor. O zaman diyor adam, “Darwinizm doğru mu? Doğru, materyalizm doğru mu? Doğru. Dünya o zaman diyalektik kanunlarına tabii mi?” diyor. “O zaman biz ne anlatıyoruz? Diyalektik felsefeyi anlatmıyor muyuz?” diyor. “Anlatıyoruz.  Tarih de diyalektik olarak işliyor. Kapitalizm yıkılıyor, yerine komünizm geliyor. Komünizmin gelmesi için çatışma gerekir” diyor. “Kapitalizm malını mülkünü korumak için asker oluşturur, devlet oluşturur, mahkeme oluşturur, seninle çatışır” diyor. “Sen ne yapacaksın? Buna karşı komünist şiddet kullanacaksın, bu kadar basit. Komünist şiddet kullanırken de acımasız olacaksın, gerilla yöntemleri kullanacaksın” diyor. Sistem böyle işliyor. Sistemin tamamının yanlışlığı anlatıldığında adamın beynindeki o inancı almış olursun. İnancını aldın mı o beden artık terörist olamaz, gücü yetmez. Ama ne yapıyorlar? Psikolojik karşı hareket olarak? “Utanmanız yok mu? Acımasızlık yapıyorsunuz, zulüm yaptınız. Bu mübarek günde bu yapılır mı? Müslümanlığa yakışıyor mu?”  Ya adam dinsiz imansız zaten Allah’sız, kitapsız. Allah’ı inkâr ediyor, Marksist, Lenininistim diyor zaten. Haşa Allah yok, diyor adam. Sen diyorsun ki, “dine uygun oluyor mu bu yaptığın, mübarek günde bu olur mu?” diyorsun. Çok yanlış bir strateji izleniyor. Israrla anlamazlıktan geliyorlar. Darwinizm materyalizm yıkıldığında, Marksist Leninist düşünce yıkıldığında PKK diye bir konu kalmaz. İnancı kalmamış oluyor. Anlaşılıncaya kadar anlatacağız.
Yobaz takımıyla uğraşmaya gerek yok. Onlar milletin eğlencesi. Oturup kale almaya gerek yok. Eğer bir yobaz takımını hedef alır da onlarla uğraşmaya kalkarsak yobaz takımının hurafelerinin ucu bucağı yoktur. Habire hurafe çıkarıyor, habire uydurma çıkartıyor. Hurafenin çirkin, berbat bir denizi bunlar. Allah adına sürekli yalan söyleyen, utanmayan, yüzlerine teneke çakılmış, arsız tipler. Dolayısıyla oturup bunları isim isim kale alırsak çok gereksiz iş yapmış oluruz.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''23 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder