08 Ocak 2013

Pkk Sorununun Çözümü Mehdiyettir !


 Şimdi işin doğrusu, hükümet de dahil bir çok kişi, “bunların bazı istekleri olduğunu, işte Kürtçe dilinin serbest bırakılması, orada işte sıkı yönetim veyahut ona benzer sistemin oluşmaması, olağanüstü hal falan olmaması, bir de sanayileşmenin orada iyi olması, yollar falan su şebekesinin iyi olması. Öyle olursa bizim zaten silahla ne işimiz olur? Kızdığımız için, bunlardan rahatsız olduğumuz için olay çıkarıyoruz. Bunu hallederseniz, konu da hallolur” gibi bir imaj vardı. Hükümet de işin doğrusu bu yönde bir görüş içersindeydi. Dolayısıyla da anlaşmaya çalıştı. Yani söyleyin de halledelim, ne ise konu bitsin gibisinden. Sonra ben dedim ki, bu sistem Stalinist bir sistem, Marksist sistem. Marksist, Leninist bir sistemde proletarya diktatörlüğü vardır. Proletarya diktatörlüğü, sırf o ülkeyle kalmaz, bütün dünyayı hedefleyen bir çalışmadır. Onlarda millet kavramı olmaz. Kürdistan-Kürt; öyle bir konu yok. Orada Macar da var, Finli de var, zenci de var, her türlü komünist var.

Komünist bir ayaklanma bu. Mesela Abdullah Öcalan’da ailesinde Türk de var. Yani Kürt, Türk karışımı bir şey, genetik yönden bir insan. “Kızıl komünist büyük bir Kürdistan hedefliyor” dedik. “Ağır silahlarla donatılmış dev bir ordu amaçlıyorlar. Çok yırtıcı, çok ezici bir güce sahip ordu elde ettiklerinde-ki, kısa sürede elde edecekler” dedik; “Çin, Rusya, Suriye ve diğer komünist ülkelerin de desteğiyle bunu elde edecekler” dedik ve “Kuzey Kore ve bölgede bir kan denizi oluşacaktır” dedik. Öyle deyince, hükümet iyi niyetle, anladılar durumu. Yani ilgili yerler de anladılar. Büyük bir tuzağın, büyük bir oyunun içine çekilmek istediklerini anladılar. Ve can havliyle, var gücüyle hükümet gereken karşılığı vermeye başladı. Ve hiçbir şekilde böyle bir yol olmayacağını gördü. Konu bundan ibaret. Gittikçe de gücünü artıracaktır. Yani bu savunma refleksi daha da güçlenecektir. Hiç aman vermeyeceklerdir ben söyleyeyim. Ama çözüm olmayacaktır.

Yani PKK hiçbir şekilde askeri, polisiye yöntemlerle çözülmez. Yani komünizmin ruhunda yoktur bu. On kişi bile kalsalar devam ederler. Bir de stratejik açıdan zaten çok avantajlı konumdalar. Bölge dağlık bölge. Çok fazla PKK’yı destekleyecek ülke var. İran; İran bir kere Marksist bir ülkedir. Yani İslam Cumhuriyeti değildir İran, Marksist’tir. Fransız Marksistler zaten o zaman Humeyni’yi desteklediler. Fransız hükümetinin desteğiyle gitti İran’da iktidar oldu. Yani komünistlere söz verildiği için. Adı İslam, fakat rejimin kendisi komünist olacak diye söz verdiler ve nitekim de bunu yaptılar. Darwinist, materyalist bir sistem vardır. İran’da namaz kılan çok nadir insan vardır. İsterseniz gidin bakın. Anadolu’da her yerde namaz kılan insan görürsünüz, İran’da sokakta bir tane namaz kılan adam göremezsiniz dışarıda. Genç kızlarda da var, delikanlılarda da, öyle bir şey yok. En fazla materyalistin olduğu yer orasıdır. Ateistin, satanistin en yoğun olduğu yer İran’dır. İsterseniz gidin, kontrol edin. Dolayısıyla İran’ın da destekleyeceği bir sistemdir. Kendi ülkesinde istemiyor sadece.

Yani bölünme istemez İran. Ama Türkiye’de rahatsız olmaz, Irak’tan da rahatsız olmaz, Suriye’de rahatsız olmaz. Rahatsız olmaz derken; direk destekler. Suriye var gücüyle destekliyor. Dolayısıyla stratejik yönden, gerilla savaşı yönünden müthiş avantajlılar. Bütün bölge dağlık olması, çok fazla mağara olması, ormanlık alanlar olması, gizlenmeye ve saklanmaya coğrafyanın çok müsait olması, bölgenin fakir olması, Baasçı Irak, Baasçı Suriye siyasilerinin eskiden beri güçlü destekleri. Dolayısıyla bölgede düşünülen komünist devlet çok büyük coğrafyaya sahip olacak şekilde planlanmış. Büyük bölümü Türkiye’de, büyük bölümü İran’da, büyük bölümü Irak’ta, büyük bölümü Suriye’de olacak şekilde çok büyük bir devlet planlıyorlar. Dolayısıyla yırtıcı ve savaşçı bir yapılanma düşünüyorlar. Ve yılların kini ve nefretiyle bilendikleri için, müthiş bir saldırganlıkla gittikçe mevzi kazanarak; çünkü ideolojik propaganda imkanları da olduğu için, büyük bir fitne ve büyük bir kargaşa çıkarmak için azimliler. Mesela Kürt aşiretler; Talabani, Barzani ne diyoruz senin ideolojin, düşüncen, siyasin? Hiçbir şey yok. Namaz kılan gariban bir Müslüman, hiçbir fikri yok. Ne Darwinizmi bilir, ne materyalizmi bilir, ne komünizme karşı mücadele edecek gücü var, derhal yenilecek durumda. Yani bir tartışmaya girse, hemen kaybeder. Talabani falan anında. Zaten yaşlı insanlar, şöyle koluyla itseler devrilir düşer.

Bütün etraflarında komünistler, PKK’lılar var bu insanların. İşte “sosyal demokratız” diyor. Kibarlaştırmışlar. Komünist adam, sosyal demokratım diye onların yanında geziyorlar. Dolayısıyla Tayyip Bey tabii uyanık bir insan, tehlikeyi bütün açıklığıyla, bütün şiddetiyle gördü. Ama bunlar sürekli şamata yaptıkları için, işte ”haklarımız elimizden alınıyor, işte milletimizin hakkı.” Makul olan, doğru olan şeyleri yerine getirmek istiyor. Mesela dil; yabancı dilde bir televizyon o çok makul o. Tamam dedi kabul. Sanayileşme, o da kabul, çünkü o doğru. Yani onlar, orada okul açılması, bunlar da makul. Ama adamların isteği bu değil ki. Şimdi orada okul açılması onların hoşuna gider. Çünkü bir parça temel bir bilgisi olmayana komünizmi anlatamazsın. Çünkü ilkokul, ortaokul okuyan bir insana, lise okuyan bir insana komünizmi anlatmak daha kolaydır. O yüzden ister. Sanayi; bomboş da olsun istemez oradaki insanların. Yani biraz geçim sağlasın, fabrikalar, nasıl olsa o fabrikalar bizim olacak diye düşünüyorlar, nasıl olsa bize ait olacak diye düşünüyorlar, o da onları o kadar rahatsız etmiyor. Sadece biraz rahatsız ediyorlar yani arada sırada bombalayıp, haraç almak açısından, bazı özel şirketleri dehşete düşürmek açısından gerekli görüyorlar. Ama onun dışında oralara yol yapılması, hepsi onların işine gelir bir durumda oluyor. Sanayileşme de onların işine gelir halde oluyor. Çünkü oraya işçi gidecek, işçileri de kendilerine çekecekler, kendi kafalarına göre.

Yani nihayetinde özetle bu sistemle baş etmek teknik olarak mümkün değil. Ancak imanla, Kuran’la, iman hakikatleriyle yani Mehdiyet’le ezilmesi mümkün. Tamamen kökünden kazıyacak şekilde net netice alınacak bu durum bu. Onun dışında bakın, seyredin hep beraber seyredelim, müthiş bir mücadele olacaktır ve hiçbir netice alınamayacaktır.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder