14 Ocak 2013

Allah'a İnanan İnsanda Kabadayılık Olmaz!Sevgi Şefkat Olur!


Dün de o Hz. Mehdi (a.s)’ı Allah’tan istemeleriyle ilgili o dua; onu söylemiştim, “o duayı yapsınlar” demiştim. Allah razı olsun onlar da, o duayı yaptılar. “Naklen yayınlayalım” dedim, onu da ayarlamışlar. Naklen yayın da yapıldı. Çok iyi oldu, maşaAllah. Güzel söz yerine geldiğinde bu ibadet olur. MaşaAllah, Allah razı olsun. Hayır yönünde, iyilik yönünde ne istiyorsak yerine getiriyorlar, biz de onların bir talebi olduğunda hayır yönde, iyilik yönünde yerine getirmekten kaçınmayız.

İsrail, Tevrat’a tabi insanların yoğun olduğu bir ülke. Tevrat; şefkati, merhameti, sabrı, iyi niyeti güzelliği ister. Ve barışı ister. Mesih’i müjdeliyor Tevrat. Mesih Ne yapacak? Savaşı durduruyor, kanı durduruyor, terörü durduruyor, anarşiyi durduruyor, silahları kaldırıyor. Biz neyi savunuyoruz? Hz. Mehdi (a.s)’ı, Mesih’i savunuyoruz. İsrail neyi savunuyor? Hz. Mehdi (a.s)’ı, Mesih’i savunuyor. O zaman üslubun sert olmasının mantıksız olduğu belli. Bir insan yanlış yapabilir. Ona niye ahmak densin? Sen ona ahmak dersen onu bozarsın, hasta edersin. Terörist dersen, terörist değilse de terörist olur o. Bir adama kırk yıl ne dersen o olur derler ya. Bir adama sen sürekli terörist, terörist dersen tamam ben teröristim der, terörist olur. Üslup önemlidir. Şefkat üslubu esastır. Velev ki yanlış yapmış olsalar dahi, aptal demek, işte, ahmaktır, şudur budur, terörist; böyle bir üslup olmaz. İsrail’e hiç yakışmaz. Kabadayılık hiç yakışmaz. Nitekim sözümü dinlediler, barış sözünü kullandılar; “Biz savaş değil barış istiyoruz.” Bunu söylesinler dedim, Allah razı olsun onu söylediler.

Ne gerek var bunlara? Sert üslup, İsrail’de en fazla elli, yüz kişiyi memnun eder. İsrail halkı, rahatsız olur sert üsluptan, kabadayı üsluptan rahatsız olur. Kimin gururunu tatmin ediyorsunuz? Bir taraf İsmailoğulları, Hz. İsmail (a.s)’ın evlatları, bir taraf Hz. İsrail (a.s)’ın evlatları. Bir babanın evlatları. Ne oluyor yani? Şeytan aralarını açmaya çalışıyor. Deccal aralarını açmaya çalışıyor, oyun çıkartıyor. Bu oyuna gelmesinler. Sert sözler tırmandırır. Terörist derse,n o da sana terörist der. Sen ona bilmem ne dersen, o da sana bilmem ne der. Yakışık almaz bunlar. Böyle söze gerek yok. Allah’a dua etmek lazım. “Ya Rabbi, Hz. Mehdi (a.s)’ı, Mesih’i bize göster. Altın çağı bize göster. Vaad ettiğin güzel günleri bize göster.” İsrail için ne mutlu, ne güzel. Tevrat’ta vaad edilen o güzel günleri görecekler. 3000 yıldan beri bekledikleri Mesih geldi, Hz. Mehdi (a.s) geldi, onu görecekler. Ve Tevrat’ın tarihine göre, Musevi tarihine göre vakit tamam, vakit doldu. Hiç kimse inkar etmiyor. Kendileri de söylüyorlar, “vakit tamam” diyorlar.

 Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış alameti İsrail’in kuruluşu, Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkış alametidir İsrail’in kuruluşu; o da oldu. Şimdi yapılacak olan; Türkiye, Mısır, İsrail, Filistin hepsi el ele verecekler, bir resim çektirecekler. Diyecekler; “biz peygamber torunlarıyız, Hz. İbrahim (a.s)’ın evlatlarıyız, oyuna gelmeyiz. Deccalı burada yendik” desinler. “Deccalı yendik” bu kadar. “Savaşmıyoruz, savaşmayacağız.” Bütün güvenlik önlemleri kalksın, duvarları yıkalım. Bütün güvenlik barikatlarının hepsini kaldıralım.

Musevi çocuklar acayip şeker. Filistinli çocuklar acayip şeker. Niye ölsün çocuklar? Sevindirelim onları biz. Kavga enayilikten başka bir şey değildir. Çok akılsızca bir hareket olur. Deccalın oyununa gelmeyelim. Çıksınlar ortaya hep beraber, Mursi de gelsin, Sayın Başbakanımız da gelsin. Haniye de gelsin, İsrail devlet erkanı da kim istiyorsa katılsın. El ele bir resim çektirip “oyunu bozduk” desinler. Süratle bütün engeller kaldırılsın. Bütün önlemler kaldırılsın. Kucaklaşsınlar konu bitsin. Ama illa ki, Hz. Mehdi (a.s) yapacak işte bunu. İlla ki, Kral Mesih yapacak. Çok kolay ama yapamıyorlar. Savaş çok zor. Kan çok zordur, acı çok zordur. Dostluktan kolay ne var? Selamun Aleykum, hadi, sarılıyorsun birbirine, bitti. Bu kadar basit. Onun için kırıcı keskin sözler doğru değil. Benimle ilgili o ifadelerde de; o keskin ifadeleri kullanmayacağım belli. Ben çok akılcı yaklaşan bir insanım, şefkatle yaklaşan bir insanım. Niye öyle kırıcı bir üslup kullanayım ve ne faydası olacak? İsrail’e ne faydası olacak onun? İsrail de kullanmasın. Kırıcı üslup yakışmaz onlara. Kabadayı üslubu hiç kullanmasınlar, son derece gereksiz.

 Allah’a inanan insanlar. Allah’a inanan insanlara kabadayılık yapar mı? Biz deccala kabadayılık yaparız, şeytana kabadayılık yaparız. Allah’a inanana kabadayılık olmaz. Allah’a inanana sevgi olur, şefkat olur. Onlarla kabadayılığımız da nasıldır? Bir arada dost olduğumuzda kabadayılığımız olur işte. Ama illa ki Hz. Mehdi (a.s). Çünkü aşk olacak, sevgi olacak. Onların aşkla birbirine sardırması için, Hz. Mehdi (a.s) muhabbeti gerekiyor, Hz. Mehdi (a.s) sevgisi gerekiyor. Haniye falan, “ne oluyorsunuz” deyip elinden tutup şöyle sarıldı mı bitti. Söylüyorlar bana; Filistin’de zeytin ağaçlarını kesiyorlarmış. Kardeşim, tarihi ağaçlar yaşlı, 40 yıllık, 50 yıllık. Ne kesiyorsunuz? Sizin için de rızık o, ne güzel, ne nimet. Bilakis her yeri zeytinliklerle donatalım. Üniversitelerle donatalım. Filistinli öğrenciler İsrail’de okusun. İsrailli öğrenciler gelsin Filistin’de okusun. Kardeş olsunlar, bir şey yok. “Biz İsrail’i burada yaşatmayız.” Çok ayıp bu. Kuran’a göre orada olmaları gerekiyor. Atalarının yurdu. Nereye girsinler? Ve niye gitsinler? Ne mahsuru var orada olmalarının? Kimi rahatsız ediyor? Dursunlar. Oranın bir süsü, bir güzellik, değil mi? Ne güzel Hz. İbrahim (a.s)’ın evlatları orada. Kuran’da geçen olayların aynısı olmuş oluyor. Allah İsrail’den bahsediyor. İsrail’i biz orada görmüş oluyoruz, ne güzel. Ne güzel bir renk. Ne güzel “Allah birdir” diyorlar. Peygamberlere inanıyorlar.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın   A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder