30 Eylül 2013

Dua, Allah'la sürekli bağlantı demektir !

Hristiyanlar ne güzel, Hz. İsa (a.s)’ı acayip seviyorlar. Mesela sohbet ediyorum, sürekli Hz. İsa (a.s)’dan bahsediyorlar. Ve dua çok ediyor Hristiyanlar. Ben Müslüman Sünni olsun, diğer mezhepler olsun, pek o kadar görmedim. Her anlarında çok dua ediyorlar Hristiyanlar çok yani. Mesela sohbete oturuyorlar, dua ediyor. Yemeğe oturuyor dua ediyor. Yemekten kalkıyor dua ediyor. Sokağa çıkacak, bir yere gidecek dua ediyor,, bayağı güzel. Hem de böyle içinden de değil, aleni dua ediyor. Sesli dua, toplu dua yapıyorlar. Herkes katılıyor. Çok güzel o. Kuran’da ehemmiyetle belirtilen bir konu dua. Onun için kardeşlerimiz genel sohbetlerinde, genel bir araya geldiklerinde bir kişi herkesin duyacağı gibi dua etsin, diğer kardeşlerimiz de katılsınlar duaya. Güzel o. İnşaAllah. Allah’la sürekli bağlantı demektir.

Çünkü Allah duayı beğeniyor. Duayı seviyor Allah. Onu özellikle belirtmiş Kuran’da. Çünkü Kendisi’yle bağlantı olduğu için Hristiyanlar da bu sırrı iyi fark etmişler. Lezzetine de iyi varmışlar. Hakikaten zevk aldıkları hissediliyor dua ederken ve Allah o dualarına icabet ediyor. Yani bu çok hayati bir konu. Mesela adam kolundan rahatsız oluyor hemen ilaca gidiyor. Tamam ilaca git. Ama niye dua etmiyorsun? İlaç etki etmiyor o zaman. Dua et. İlaç vesile. İlaçla ne alakası var? İlacı Allah’ın yarattığını bil. İlacı dua olarak kullandığını bil, dua olarak. Ayrıca dua et. Çünkü derdi Allah yaratıyor. Harikadır dert, durduk yere yaratılıyor. Bir adam niye gözünden rahatsız olsun? Göz normal, sağlam bir yer. Niye bir yerinde enfeksiyon çıksın? Hepsi onların Allah tarafından emir alması gerekiyor. Yoksa olmaz. Tesadüfler gibi gösteriyor ama Allah, öyle bir sistem yok. Her şey kontrollü. Her şey Allah’ın emriyle oluşuyor. Mesela bak buraya benim keşkülüm geldi. Nereden geldi? Allah’tan geldi. Allah’ın rahmet hazinesinden geldi. Ve o mutfaktan geldi gibi görünüyor. Mutfağa nereden geldi? Pastaneden geldi gibi görünüyor.

Bir zincirleme makul gösterme sistemi vardır, Cenab-ı Allah’ın. Bu insanın gözünü kapar. Birçok insanın gözünü kapar. Halbuki direkt rahmet. Bak bu camıyla beraber, bu güzelliğiyle beraber, tadıyla beraber, Allah’ın rahmet hazinesinden iner, gökten iner. Allah tarafından yaratılır. Ama o kadar mükemmel sebep sistemi vardır ki, yani aksini insanlar düşünemeyecek hale gelir. Mesela Hz. İsa (a.s)’a diyorlar ya, “gökten bize bir sofra indir.” Halbuki her gün sofrayı indiriyor Allah onlara. Her sofrayı Allah yapıyor. İçeri kısma geçtiklerinde, hakikaten sofrayla karşılaşıyorlar. Onu da Allah, hepsini Allah yaratıyor. Cennetteki sistemi Allah burada değişik bir yöntemle tanıtmış, göstermiş oluyor. Cennette öyle değildir. Mesela aklından tatlı geçer, şak diye oluşur. Havada uçar böyle, gelir önüne konur. Kaşık kendinden sana yedirir. Havaya kalkar, eline gerek kalmaz. Çünkü el orada sebep oluyor. Ben neyle yiyorum? “Elimle yiyorum” diyor. Elini kim yaratıyor? Allah yaratıyor. O zannediyor ki eliyle yiyor. Halbuki ona onu yediren Allah.

Su içiren de Allah’tır. Kendi eliyle içtiğini zannediyor. Onun lezzetini, tadını veren de Allah. Hepsi kaderde o şekilde Allah tarafından tanzim edilip, yaratılmış. Harikayı sürekli yaşarız. Ama düşünen farkına varabilir. Düşünmeyen için, Allah özel tuzak kurmuştur. Sebep tuzağı kurmuştur. Sebebin içinde boğulur ve göremez. Kendi yürüyor zanneder. Halbuki Allah yürütür onu. Bir yere gitmek ister. Allah götürür. Mesela bugün Türkiye’de oluyor. Ertesi gün Amerika’da oluyor. Amerika’yı Allah ona yaratıyor bir anda. Bir anda başka bir ülkeyi yaratıyor. Uçağı sebep yapıyor. Uçağın içine bir giriyor, kapalı bir yer. Duruyor, duruyor, duruyor, duruyor birdenbire karşısında Amerika oluşuyor. O da zannediyor, sabit. Halbuki her an bir yaratma halindedir, Allah.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını  bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder