Sen de diyorsun şimdi bana kaderi anlat. Kader işte bu, kafanda inanç. Daha önce defalarca anlattım. Bak ben size şimdi bir ses, hatırlamaya çalış, hatırladın. Şimdi ikisini kıyasla, nerede kıyaslıyorsun? Beyninde. Al sana zaman. Kıyas dert ediyorsun beyninde. Dışarıda zaman yok, an var. An içinde her şey olup bitince ne anlıyorsan anla artık. Hepsini yaptın o anın içerisinde. Sonsuz kısa zaman içerisinde hepsini yaptın bitirdin. Kim yaptırıp bitirdi? Allah yaptırıp bitirtti sana. Kavrayabiliyor musun? Kavrayamıyorsun. Niye kavrayamıyorsun? Beynini bir tart bakalım, bir düşün hacmine bir bak. Bir de Allah’ın aklına bak. Allah’ın aklının yanında biz hiçiz. Allah’ın aklının yanında bir tecelliyiz biz. Ama benim bu anlattığım bilimsel.
Einstein söylüyor; “zaman diye bir şey yok, zaman algı biçimidir” diyor. “Mekân diye de bir şey yok diyor o da algı biçimi” diyor. Mesela biz diyoruz ki, “uzay ne kadar büyük?” diyoruz. Başka bir canlı bütün uzayı bak şu teşbihin tanesi var ya bütün uzay elinin içine alıp bütün uzayı bu nedir böyle gittikçe gelişiyor der böyle yavaş yavaş gelişiyor. Bütün uzay onun için o kadardır. Senin için ama çok büyüktür. Bir başkası için mikroskopta görünecek kadar küçüktür, bütün uzay. Bir başkası için elektron mikroskopta görünecek kadar küçüktür. Bir başkası için de elektron mikroskopta göremeyeceği kadar daha küçüktür. Nasıl bu acayip Allah’ın yaratışı acayip. Allah’ın yaratışı böyle. Hep acayip, hep acayip, hep acayip.
Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de yaptığı sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını bu adresten seyredebilir veya deşifresini okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder