29 Ağustos 2011

İran-Türkiye Karşı Karşıya mI?

New York Post Gazetesinin Türkiye ile İran’ın Suriye konusunda karşı karşıya olduklarını iddia ettiği haberi hakkında:


İran’la Türkiye dosttur, onlar münasebetsiz laflar. Ama tabi bu fitneyi ortadan kaldıracak yine Mehdiyettir. Bak Hz. Mehdi (as)’a nasıl ihtiyaç görülüyor görüyor musun? Şahsı manevi boğuyor adeta İslam alemini. Olmuyor. İllaki Hz. Mehdi (as). Türkiye ile İran birleşti mi bitti. En büyük ittifak olmuş olur, çünkü iki dev güç Ortadoğu’da, iki süper güç. Ondan sonra zincirleme gelişir olaylar. Aslında özellikle iki ülkenin dost olması, ittifak halinde olması küfrü çok kızdırır.

Bazı kardeşlerimiz istiyor ki Başbakan herkesle samimi olsun. Öyle bir stresi insan kaldıramaz. Çok zor. Diyor ki mesela “benim daha önceden bir dostluğum vardı onun hatırına şunu yapsan nasıl olur?“ Bir milyon insan çıkar öyle, nasıl yapsın? İddia edilen Ergenekon terör örgütü ayrı bir yandan bastırıyor, oradan buradan bastırıyorlar. Bin bir türlü olay var. Böyle durumda yapılacak şey sadece iyi destek olup, şefkat göstertip, milletin manevi desteğini yönlendirmeye çalışmak ve rahat hareket etmesi için imkân sağlamak. Mesela diyor ki bazı kardeşlerimiz “ben çok yakındım, bana soğuk davrandı”. Ne yapsın peki, ne yapmasını istiyorsun? İstiyor ki her şeyiyle ilgilensin, çocuğunu işe soksun. O zaman görevini yapamaz. Kendini yerine koysun bakayım, oluyor mu? Olmaz. Zor bir görev. Her bünye de kaldırmaz bunu inşaAllah. Çok gergin bir görev, zor bir görev. Onun için herkes o yönüyle hoşgörü göstertmek durumunda. Bunu bir gurur ve kibir gibi almak yersiz. Ben öyle anlamadım, öyle yorumlamıyorum. Başka türlü çok zor olur.

Vakit Gazetesi son derece delikanlı, yiğit bir gazetedir. Öyle kale alınmaz diye bir şey yok. Halkı en güzel aydınlatan, en güvenilir bilgileri veren delikanlı bir gazetedir, Vakit gazetesi. Bir tek Allah’tan korkar, çok da dürüsttür. Sahibi de çok muhteremdir, çocukları da çok muhterem, çalışanları da öyle. Üslup da çok yiğitçedir. Ve hep de doğru yazar. Mertçe, delikanlıca yazarlar. Onun için de birçok ilginç, karanlık hedefin muhatabı olmuşlardır. Silahla taranmışlardır, birçok baskı olmuştur, birçok olaylar olmuştur, aslan gibi, delikanlı gibi dimdik ayakta durmuşlardır, inşaAllah.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''27 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

''Hz. Mehdi Gelmedi!'' Diyenlerlerle İlgili...


Nihat Hatipoğlu’nun Hz. Mehdi (as) gelmedi sözleri hakkında:

Geçmişte dünyanın nüfusu ne kadar? En fazla elli milyon, yüz milyon dünyanın nüfusu geçmişte. Sırf ikinci dünya harbinde ölen insan sayısı o dediği zamanların nüfusunun toplamı kadar. O geçmişte dediği zamanların toplamı kadar ölen insan var birinci dünya harbinde, ikinci dünya harbinde. Yani 10.000, 100.000, 200.000, 300.000 değil. Ve dünyanın hiçbir döneminde dünya yüzde 99 oranında dinsiz olmadı. Hep dindarlık olmuştur dünyada. Peygamberimiz (sav)’den sonraki hiçbir dönemde insanlar yüzde 99 dinsizliğin içine, Darwinizm materyalizm içine düşmemiştir.

“Hz. Mehdi (as)’ın alametleri çıkmadı” diyor Hocamız. Hocamız'ın Allah ömrünü uzun etsin. 300-500 sene daha yaşasa, 500 sene sonra Fırat’ın suyu bir daha kesilse, 15 gün arayla ay ve güneş tutulmaları olsa, iki tane kuyruklu yıldız çıksa, yine ikinci dünya savaşında olduğu gibi yüz milyonlarca insan, ki toplamı bir milyar buluyor ölen insan sayısı ve sakatlanan insan sayısının, bu kadar insan ölse veyahut şehit olsa, Irak, Afganistan işgal edilse Peygamberimiz (sav)’in hadislerine uygun olarak çölde bir ordu kaybolsa, Irak ordusunun kaybolduğu gibi, Kabe baskını yine olsa, hocamıza gitsek “hocam, bak Peygamberimiz (sav)’in belirttiği Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametlerinin hepsi oldu ve peş peşe oldu, yani 30 sene içerisinde hepsi oldu” desek, “daha var” diyecektir.

Alametlerin tamamını saydık hadislere göre. Tamamı çıkmış mı? Çıkmış. Herc-ü merc olayı da en büyük çapta olmuş, görmüş. Ve dünyanın her tarafında Müslümanlar feci şekilde öldürülüyor. Ve Müslümanlar paramparça ilk defa. Müslümanlar bu derece paramparça hiç olmadı. Ve ilk defa Müslümanlar başsız. Bir milyar insan öldürüldü, şehit edildi, bir milyar. Ve dünya ilk defa bak yüzde 99’u dinsiz oldu, Darwinist materyalist oldu. Dünyanın hiçbir döneminde oldu mu bu? Ve bütün Hz. Mehdi (as)’ın çıkış alametleri ilk defa, peş peşe, topluca 5000 yıllık dünya tarihini incelediğimizde ilk defa oluyor. Başka yok.

Akıl hastası olunca bir insan Allah ruhunu almış olur. Mesela paranoid şizofren oluyor, şizofreni oluyor, bunların birçoğunun, Allah ruhunu almış oluyor, inşaAllah. Yaşıyor mesela genç delikanlı birden şizofren oluyor, vefat etmiş oluyor inşaAllah. Yürümesi, konuşması ayrı, Allah ruhunu almış oluyor. O ikinci benle yaşar. Bazen de çok nadir şifaya kavuştukları oluyor. Allah ruhunu iade ediyor inşaAllah.

Hz. Mehdi (as)’ın yapması gerekenler nelerdir? İttihad-ı İslam’ı savunmak. Savunuyor muyuz? Savunuyoruz. Hz. Mehdi (as) talebesi olarak. Darwinizmi materyalizmi yok etmek. Bunları yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Dünyada şu an Darwinizm materyalizm ana din olarak dünyaya hakim. Dünyanın bütün üniversitelerine, bütün resmi kurumlarına, -tamamına aşağı yukarı, çok nadir istisnalar dışında bütün ordularına hakim, dünya ordularının büyük çoğunluğu Darwinist nerdeyse, çok nadirdir bu beladan kurtulan- dünyanın hiçbir tarihinde olmadığı şekilde hakim olmuştur deccaliyet.

Deccaliyet nedir? Allah’ın inkar edilmesi değil mi deccaliyet? Allah’ın inkar edilmesi dünyanın hangi döneminde bu kadar geniş çaplı ve bütün dünyayı kaplayacak şekilde oldu? Hiçbir zaman olmadı.

Deccalin iki mühim görevi var. Biri insanları öldürmek, ölüme sürüklemek,  fitne, anarşi, terör çıkarmak, ikincisi ve en önemli görevi insanları dinsiz yapmaktır. Deccalin ana görevi asıl görevi dünyayı dinsiz yapmaktır. Şu an dinsiz yaptı mı yapmadı mı? Yaptı. Daha önce bu çapta dinsiz, ateist, Darwinist, materyalist oldu mu? Olmadı.

 “Süfyan ve Hz. Mehdi (as) hakkındaki hadislerin ifade ettikleri mana budur ki: ahir zamanda dinsizliğin iki cereyanı (akımı) kuvvet bulacak: Birisi: Nifak perdesi altında (inkarcı olduğu halde  Müslüman gibi görünerek) Risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) (Peygamberimiz (sav)'in elçiliğini ve yolunu) inkar edecek SÜFYAN NAMINDA (adında) MÜDHİŞ BİR ŞAHIS ehl-i nifakın (münafık karakterli kimselerin) başına geçecek,”  bakın dikkat edin, dinsizlerin başına geçecek demiyor. Müslüman aleminde en büyük tehlike münafıklık. Sahtekar âlimlerin, sahtekar dindarların, sahtekar hocaların başına geçecek. Dinsizlerin başına geçmiyor, münafıkların başına geçiyor.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''27 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


Kadir Gecesi bilinebilir mi?

Allah’ın bilebileceği bir şey. Kadir Gecesi gizlidir, günler içerisinde. Allah veli kullarını insanlar içinde saklıyor. Kadir gecesini de Ramazan ayı içerisinde saklıyor inşaAllah. 

Her hareket, her faaliyet Cenab-ı Allah tarafından bilinir. Kaderde olan hareketlerdir. Kaderde olan ibadetlerdir.  Hepsi Allah’ın rızasına yönelik çok makbul ve güzel hareketlerdir. Güzel ibadetlerdir. Çünkü ahir zamanda yapılan ufacık bir faaliyet bile sevabı çok fazla, fitne şiddetli olduğu için. Karşılığı çok güzeldir.  

Biz saf olarak Allah’ın rızasını istiyoruz. Şirkten kaçınıyoruz. İstemiyoruz şirki. Allah korusun şirkten bizi. Sadece Allah’ın rızası, sadece Allah’ın rızası. Bize Rahmetini ve Cennetini sunarsa o da O’nun lütfu olur inşa Allah. Allah’ın rızasını kazanmak, rahmetini kazanmak. Cenneti de lütuf olarak istiyoruz.  İnşaAllah.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''26 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


28 Ağustos 2011

Nostradamus, Hz Mehdi'yi haber veriyor...

Nostradamus’un, Ortadoğu kökenli Hz. Mehdi’nin  gelmesiyle, 2016-2020 yılları arasında, Dünya’da ‘’Altın Çağ’’ ın başlayacağı kehanetiyle ilgili:

MaşaALLAH.  Nostradamus bile olayın farkında!  Nostradamus, Muhiddiyn Arabi Hz.’nin eserlerinden istifade etmiştir… Peygamberimiz (SAV)’ın hadislerinden istifade etmiştir… 2016-2020 arası diyor… Verdiği tarih doğru inşaALLAH.

Ben de burdayım, herkes burada; gümbür gümbür… söke söke.. MEHDİ ÇIKACAK! İnşaALLAH. Sevgiyle, muhabbetle inşaALLAH. Göreceğiz

Hemen akabinde, kısa bir sure sonra da, Seyyidina İsa Mesih İbni Meryem… onu göreceksiniz inşaALLAH. O şok olay! Ben Allahualem Hz. Mehdiyi normal karşılayacağımı düşünüyorum… Hz. Mehdi’de çok şaşırmam… millet de şaşırmaz… göreceksiniz… Sadece biatta çok heyecanlanırlar… o kadar!

Ama Hz. İsa Mesih, kardeşim 2000 yıl başka bir boyutta yaşamış bir peygamber dünyaya alınıyor… Aynı kıyafetiylen… Nefes kesecek olay bu… Çok şaşırtıcı.  Ama, imtihan ortamı olduğu için, bu ada aklımızın ihtiyarini almayacak ve göreceksiniz buna da alışacaksınız, makul göreceksiniz…

Her yönden, Hz. İsa Mesih olduğunu ispat edeceğiz inşaALLAH. Ama yine de, inanıp inanmamak serbesttir… Yani farz değildir. Zannı galiple inşaALLAH.


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''26 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Örümcek...


Örümcekle ilgili gösterilen belgeselin ardından:

Örümceklerin ufak yavruları acayip şeker oluyor… acayip acarlar… Kudurmuş gibi kaçıyor kerata, böyle tırırıttt… Bazen, böyle kağıtla alıyorum, hemen kendini aşağıya bırakıyor! Küçücük canıyla, hemen olayı öğrenmiş… Yukarı tırmanmayı falan… imkansız, bilmemesi lazım; çünkü annesi onlara onu öğretmiyor!  Çok büyük olay! Bir tanesi bile, insanın defalarca iman etmesi için yeterli!

Örümceğin, ufacık ayağının ucundaki parçada bile, bütün sülalesinin, geleceğinin genetik kodu yazılı… ondan sonraki örümcek nesli nasıl olacak… gözleri nasıl olacak, nasıl yürüyecekler, ağını nasıl örecekler… kaç çeşit ağ salgılayacaklar… 1 çeşit de değil, kimi ince ağ, kimi kalın ağ… Kalın ağı, ana başlarda kullanıyor… inceyi aralara örüyor… Nerden biliyorsun kerata?  MaşaALLAH. Elhamdülillah.

Ağzı yok dili yok! Konuşmayı, hiçbirşeyi bilmez! Mesela, tehlike gördü mü aşağıya atıyor hemen kendini… asansörle iner gibi yumuşak iniş yapıyor… ağ da hiçbir yerine dolanmıyor karetanın! Mesela insane öyle bir imkan verilse, o ip kafasına gözüne, hertarafına dolanır… çıkamaz ordan birdaha…

Şahane sisem kuruyor… bir de acayip düzgün! Ağı nasıl yaptığını görmesi için, uzaktan bakması gerekiyor normalde… tam parallel… mesela bir tane ağ çekiyor, öbürünü tam ona paralel çekiyor… gayet düzgün… jilet gibi…

Gözler zaten… boncuk gibi… baya dikkatli etrafı rasat ediyor… İnsandan daha akıllı! 


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''26 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


En Son Nihai Nokta Mehdiyettir !


Özgürlük talebiyle, Çin’deki komünist parti’ye karşı protesto yapan çinlileri anlatan haberle ilgili:

Özgürlük istiyorlar… Güzel. Ama, en son nihayi nokta Mehdiyettir!  Özgür olur, ama yine çatışma olur, yine kavga ederler… o birşey getirmez. Asıl önemli olan, darwinist, materialist felsefeye karşı tavır almak ve iman hakikatleri… yani Allah’ın, varlığının, birliğinin delillerini, insanın samimi olarak kavrayıp, tam anlamıyla anlayıp, candan iman etmektir. Samimi olarak iman etmektir; Dünyanın kurtuluşu ancak o şekilde olur. Yoksa, komünistlikle falan sürekli ızdırap çekiyorlar, sürünüyorlar!

Liberal olmak da bir kurtuluş değildir. Yine bunalır, yine sıkılır… İnsanlar hep bunalıp sıkılıyor… Mutlular mı? Hayır değiller! 

Ancak iman ile insan mutlu olur! İnsan değerli hale gelir. Allah’ın tecellisi olarak, Allah’ın ruhu olarak, kutsal bir varlıktır insan! Ama bunun farkına varırsa değerli hale geliyor… Yoksa, Allah’ın ayette birdirdiği gibi: ‘’hayvan gibidirler, hatta hayvanda daha aşağılıktırlar’’ diyor…

Allah esirgesin… o zaman işte boğuşma başlıyor, kavga başlıyor…



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''26 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Vesvese Biterse, İmtihan Da Biter!

''Vesvese’’ konusunu halledemediğini söyleyen bir okuyucunun mektubuyla ilgili:

Vesvese biterse, imtihan da biter! Vesveseyi halletmek diye birşey olmaz, vesvese sürekli olur! Vesveseye karşı mücadele etmeye, ‘’imtihan’’ deniyor zaten.

Şeytan fısıldayacak, nefis fısıldayacak, onunla geceli gündüzlü harbedeceksin, mücadele edeceksin… Delikanlıca… Son nefesine kadar! Allah öyle kulunu seviyor.. mücahit kulunu seviyor.  Ölürken, ‘’Hay MaşaALLAH’’ diyorlar, alıp bağırlarına basıyorlar! Çünkü delikanlıca mücadele etmişsin…

Bir kısmı yenilir… zayıftır, tak diye düşer… Delikanlı devrilmez, evvelAllah, sonuna kadar gider!


Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''26 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

"Hiç Yoktan İyidir’’ Mantığı...



Fetullah Gülen ile ilgili yakışıksız benzetmeler yapan izleyicinin mektubuyla ilgili olarak:

Ne kadar ayıp!  Ne büyük vicdansızlık! Ne büyük akılsızlık! O insan, en zor şartlarda –ki çok çok zort şartlarda-  birçok okul açtırıyor.  Hiç olmazsa, "ılımlı insan’’ yani "komünist olmayan insan" yetiştiriyor. Yani, efendi, nezaketli, saygılı, savaş istemeyen,  kavga istemeyen insanlar yetiştiriyor. Bu bile kardır!  Türkçe  öğretiyor.  Bu da bir kardır! Gayet güzel işte.

Hiç olmasaydı daha mı iyiydi? Fetullah Hoca olmasaydı ne kazanacaktın? Sonuçta elde edilecek zaferi bana söyle? Bilakis…

"Hiç yoktan iyidir’’ mantığını geliştirmek lazım.  Biz faydalı kısmını alırız. Mesela, Fetullah Hoca’nın, Hz. Mehdi’yi ''şahsı manevi’’ diye anlattığı bölümler de var. Ama biz hangi bölümünü alıyoruz? ''MEHDİ ŞAHISTIR’’ dediği bölümünü alıyoruz.
Bir yerde Hz. İsa Mesih için ''şahsı manevi’’ diye anlatıyor… Ama başka yerde, Hz. İsa Mesih ‘in yeryüzüne ''şahıs olarak’’ tekrar geleceğiyle ilgili uzun uzun anlatıyor; Biz o kısmını alırız!

Kimbilir hangi nedenden dolayı şahsı manevi diyor? Şahıs diyemiyor!
Hak olan kısımları alırız biz. Doğru olan yerleri alırız.

Ama anormal bir sözleri olursa, kanunla ve hukukla, yerle göğü birbirine katarım!  İspat edin, göstertin, söz veriyorum, Allah adına yemin ediyorum, var gücümle mücadele edeyim hukuki olarak. Ama birşey demiyorsunuz? Elle tutulur birşey söylemiyorsunuz? Ne alaka?

Olmaz! Güç şarttalar. Allahualem birnevi muhasar altında oldukları için, ancak bu kadar yapabiliyorlar; ellerinden gelen bu! İttihad-ı İslam’ı savunamıyorlar. Türk-İslam birliğini savunamıyorlar. Ama, imani konuları anlatabiliyorlar. Tamam işte, bu da bizim için bir kar!

Ama, gönül isterdi ki, Zaman Gazetesi’nde, Darwinizme karşı, sayfalarca yayınlar olsun; Kuran Mucizeleri alenen anlatılsın; Kuran hükümleri anlatılsın, deccaliyet’e karşı net tavır konsun… Ama heralde yapamıyorlar… Anladığım kadarıyla… Yani, bir şekilde yapamıyorlar…

Gönül isterdi ki, Samanyolu TV’ de, Mehtap TV’de, bizim A9 TV de olduğu gibi gece gündüz "iman hakikatleri’’ anlatılsın, Kuran hakikatleri anlatılsın, Mehdiyetten bahsedilsin, deccaliyetin kötü yönleri anlatılsın… Mesela biz, sabahtan akşama kadar deccaliyeti yerden yere vuruyoruz! Mehdiyeti, sürekli anlatıyoruz! Darwinizmin, materyalizmin geçersizliğini gece gündüz anlatıyoruz…
"SAF IMANI HAREKET’’ olarak yapıyoruz! Yani, Allah’tan başka kimseden korkmuyoruz.

Mevcut karımıza bakarız biz.  Yani, İslam’a, vatana, millet ne faydası varsa, o kısmını alırız! Gücün bu kadarına yetiyorsa, o da olur… Bazı insanlar sadece cuma namazını kılabiliyorlardır… tamam o da olur!  Bazı insanlar Mesela sırf sabah namazını kılıyordur adam… o da olur! HİÇ KILMAMASINDAN DAHA İYİDİR! Zaman gelir 5 vakit de kılar, sünnetiyle kılar inşaALLAH.

Onun için, "Ya hep ya hiç’’ mantığıyla değil de "olabildiğince’’ mantığıyla yaklaşıyorum ben inşaALLAH. 

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''26 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 


26 Ağustos 2011

''Menfi Cereyan'' Nedir?


Yeni Asya’da çıkan yazılarda Güneydoğu'daki ayaklanmadan, "menfi hareket" olarak  bahsedilmesi hakkında:

O menfi cereyanın ne olduğunu söylüyorlar mı peki? Bediüzzaman çekinmiyor, söylüyor. “Maddiyyun ve tabiiyyun taunu beşer içine intişar etmesiyle, her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyyûn (materyalizm, darwinizm ve ateizm salgını), fikrini tam susturacak bir tarzda îmanı kurtarmaktır. Beşere ders vermektir” diyor. Bununiçin yapılacakları da uzun uzun anlatmış. 

İkna ve telkin kabiliyeti tevessül ettikçe, bu taun da tevessül eder, gelişir” diyor. Müphem bir şeyden bahsederse ağabeylerimiz, o zaman olmaz. “Menfi cereyan” yani negatif olan cereyan nedir? Bilmiyoruz. Bu bilinmezlik kalkması lazım. Adamlar söylüyor ne olduğunu. Bediüzzaman söylüyor ne olduğunu. Hatta “Bolşevik” diye açık açık söylüyor. “Komünist” diyor yani. 

“Komünist cereyan, Bolşevik cereyanı”  diyor. Bunda çekinecek ne var? Adam asmazlar, kesmezler, bir şey olmaz. Hapse de düşmezler. Hiçbir şey olmaz. Bunun adının açık açık Bediüzzaman gibi, Bediüzzaman’ın üslubuyla net, sarih söylemeleri lazım.  Bundan çekindikleri müddetçe o taunla baş etmek diye bir şey olmaz.

Şöyle olabilir. Belki hükümete direkt "gidin anti komünist eğitim yapın, anti Darwinist, anti materyalist faaliyet yapın, Kuran’ın hakikatlerini anlatın” diyemeyecekleri için anladığım kadarıyla böyle bir dil kullanmışlar. Makul olabilir, ama çözüm olmaz. “Psikolojik eğitim yapmak.” İllet olur adamların birçoğu. Komünist adama sen gideceksin yani komünist olmayanı tenzih ederim de “gel sana psikolojik telkin verelim, psikologlar geldi. Bak burada şimdi iyi, güzel öğretmenler var. Sana psikolojik telkin verecekler. Çok ayıp, temiz kalpli olun.” diyeceksin, adamlar sadece gıcık olurlar. Başka bir şey olmaz. 

Böyle telkin olmaz. Bediüzzaman net komünizm olarak açıklıyor, Darwinizm ve materyalizm olarak açıklıyor. Buna karşı çözümü de Risale-i Nur’da açık açık belirtmiş. “Her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini tam susturacak bir tarzda iman kurtarmaktır” diyor.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''25 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Yobazlara Ders


Musevi ve Hıristiyanlara nasıl bir tutum olmalı, sorusuna cevap:

“Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalim olan kavmi doğru yola iletmez.”
Oradaki dostluktan amaç batıl inançlara, yanlış inancına tabi olmaktır. İnsan olarak sevmemek değil.  Bazı vahşiler düşman olma anlamında alıyor. Onlar tertemiz insanlar, Allah’ın kulu. Niye onlara düşman olunsun? Tabii ki dost olursun, insan olarak. Ama mesela teslis inancında bir dostluk olmaz. Ben teslisle dost olmam, teslis inancıyla. Şirkle dostluk olmaz. İnsanların şahsına demiyor burada Cenab-ı Allah. Onların hak olan inançlarına da demiyor. Batıl inancına dostluk olmaz. Batıl inancına ittifak etmezsin, ona bağlanmazsın, ona göre hareket etmezsin. Bu anlamdadır.

“İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahudiler ile, şirk koşanları bulacaksın
Peki şimdi burada ayetin devamı var, “şirk koşanları” diyor. Bu şirk koşanlar kim biliyor musun? Yobaz takımı. Bundan niye bahsetmiyorsun?

“İnsanlar içerisinde  iman edenlere” Müslümanlara, Hz. Mehdi (as) cemaatine, İsa Mesih (as)’ın cemaatine “düşmanlık  bakımından en şiddetli  olarak Yahudileri, şirk koşanları bulacaksın.”
Yobaz takımından bahsedersen, müşriklerden tamam. Ayeti niye bölüyorsun? Yahudilerin tamamı mı burada kastedilen? Mesela Yahudi bir çocuk doğmuş, küçük, masum, böyle lüle lüle saçıyla geliyor. Ayetin muhatabı olan o çocuk mudur orada? Orada ahlaksızlık yapan, zulüm yapan, kan döken kimse, lanetli karakter gösteren kimse o kastedilmiş oluyor. Yobaz takımında da mesela cahili cühelası var, mazlumu  var. Ama bir de hakikaten müşrik ve ahlaksız olanı var. İşte o kastediliyor. İslam aleminde milyonlarca müşrik var. Onlardan niye bahsetmiyorsun sen?
Sen onların dinlerine uymadıkça,” bak ne kadar açık ifade  “Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.”  

Şimdi adamlarla sen karşılaşınca, “Seninle dost olalım diyor”, “Ne istiyorsun?” diyorsun. “Şirk koş” diyor. Yobaza gidiyorsun, diyorsun ki, “seninle ahbap olalım.” "Şirk koşarsan olalım" diyor. Ne istiyorsun?” diyorsun? Haşa, “şeyhimi Allah gibi göreceksin” diyor. “Onun verdiği hüküm Kuran’a aykırı olsa da sen ona uyacaksın. Kabul ediyor musun?” diyor. Ben etmiyorum. “Ben de sana razı olmuyorum” diyor. Mesela bir uydurma hadisle geliyor. Diyorsun ki “bak Kuran’a aykırı bu”. “Olur mu, uydurma da olsa Kuran’ın hükmünden daha üstün” diyor. Şimdi ben bunu söylüyorum, bu gerçekten var. Yani hayretler içinde kalırsınız. Kaynak göstererek anlatabilirim. 
Bütün ilahiyat Hocalarının büyük bölümü bilir bunu. 

Cenab-ı Allah, “şu helaldir” diyor. “Yok  o haramdır” diyorlar.  Allah, “haram” diyor. “Yok, helal, bak hurafe var ona karşı” diyor. Şimdi sen dost olabilir misin bu adamla? Olmaz seninle dost. Bana mesela bir çok yobaz düşman. Niye? Onun dinine girmedim diye, yobaz dinine, şirk dinine girmedim diye kabul etmiyor. Ben “Kuran yeterli” diyorum ya, Peygamberimiz (sav)’in sünnetine uyuyorum diyorum, adama yeterli oluyor, ondan düşman oluyor. Başka bir konu yok ki, sebebi bu. Ve tek tek de ispat ederim, göstertirim, konu bu. Hıristiyan’ın da yobazı olur, Musevi’nin de yobazı olur. Adamın sen dinini olduğu gibi kabul etmezsen sana düşman olur. Masonun da öyledir. Yani sen haşa dinsiz imansız olmadıktan, Mason prensiplerini kabul etmedikten sonra sana düşman olur adam. Akıllı Müslüman ne yapar? Onu kendi dinine çeker, kendi düşüncesine çeker. O zaman onunla ahbap olur, dost olur.

Peygamber Efendimiz (sav) niye Hıristiyan olan bir hanımı eşi olarak aldı? Bu ayetlerin tamamına zıt görünüyor onların ifadesine göre, onların mantığına göre. Peygamberimiz (sav) Musevi hanım da aldı, evlendi. Allah “Musevi ve Hıristiyanlarla evlenebilirsiniz” diyor, ayet var. O ayetleri niye okumuyorsunuz? ”Biz Hıristiyan’ız diyenleri kendinize daha yakın görürsünüz” diyor Allah, Kuran ayeti var. Bunu niye görmezden geliyorsunuz? Ayetlerin tamamını toplu değerlendirmiyorlar, okumuyorlar. Bir tane ayet okuyor.

“İçkiliyken namaza yaklaşmayın” ayeti var. Sadece “namaza yaklaşmayın” kısmını alırsa bir adam bu anormal bir hareket olur. “İçkiliyken namaza yaklaşmayın”. İkisini birlikte alacak. Cenab-ı Allah diyor ki “yemeklerini yiyebilirsiniz Hıristiyanların” Dost olmadığın adamla sen nasıl yemek yiyeceksin? Dost olmadığın adamla nasıl evleneceksin? Onun diniyle dost olmak ayrıdır, onun insanlığı ile dost olmak ayrıdır. Sen onunla insan olarak dost oluyorsun, ruhuyla, bedeniyle dost oluyorsun. Doğru ve güzel olan inançları ile dost oluyorsun, yanlış olan inançlarını da kabul etmiyorsun. Kabul etmediğinde de dost olmamış olursun. Onu kabul etmemiş olmaya dost olmama denir, inşaAllah. Ona göre hareket etmeme, ona göre amel etmiyorsan o konuda dost olmamış olursun. Şirke dostluk olur mu? Mesela babası oluyor, her yönden iyi. Ama zil zurna içiyor, olmadık rezillik çıkarıyor adam. Şimdi o yönde dost olunur mu? Olmaz. Ama diğer yönlerden dost olursun inşaAllah.

 “Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır.” (Maide Suresi, 5)
Bu cahillere ben soruyorum. Bu ayette ne anlatılıyor? Düşman bildiğin, lanetli gördüğün, dost olmadığının evinde ne işin var? Nasıl yemek yiyorsun evinde? Ayette “yemeğini yiyin” diyor. Yani tavsiye ediyor Allah. Sen evine niye sokuyorsun o zaman? Nasıl yemek yiyorsun dost değilsen? Demek ki insan olarak dostsun. İnancına katılmıyorsun inşaAllah. Ve nasıl evlenebiliyorsun peki? Allah “evlenebilirsiniz” diyor. Ben mesela Hıristiyan bir hanımla evlenebilirim, Musevi bir hanımla evlenebilirim. Ayet var. Madem öyle lanetli görüyorsunuz, dost değil düşman olunması gereken insanlar. Nasıl evleneceksin? Peygamberimiz (sav) niye evlendi? Niye Musevi hanım aldı? Niye Hıristiyan hanım aldı? Allah niye ayette bunu açıkça gösteriyor? Demek ki biz onların insanlığıyla dost oluyoruz. Sadece inancına katılmıyoruz. Ayetin anlattığı budur. Anlaşılmayacak bir şey yok.

Yobaz takımı ne istiyor? Şefkatsizlik, merhametsizlik, saygısızlık, edepsizlik istiyor. Biz sizin kafanıza uyar mıyız? Deccaliyet sizin anlattığınız. Biz Mehdiyet’e uyuyoruz. Biz Hz. Mehdi (as) talebesiyiz inşaAllah.

Siz şirk içinde olan babalarınıza derin sevgi gösteriyorsunuz, şirk içinde olan kardeşleriniz oluyor, derin sevgi gösteriyorsunuz. Abuk subuk konuşuyor, Kuran’a dine olmadık laflar ediyor. “Babacığım, babacığım” diye elini ayağını öpüyorsunuz. Çünkü para geliyor ondan, çıkar geliyor. Yanlış bildikleri hususları onlara ara ara anlatacağız inşaAllah.

Peygamberlerin sesleri çok güzel olur. Resulullah (sav)’in de çok çok güzeldi sesi. Canım dedemin, o güzeller güzeli nur Peygamberim (sav)’in çok güzel hoş, tok, çok güzel kaliteli sesi vardı. Dinleyenin içi eriyordu maşaAllah. Hz Davut (as)’ın, Hz. Süleyman (as)’ın muhteşemdi sesleri. Onlar da peygamber diyarı olduğu için oralar genetik olarak kalmış maşaAllah.
Yobaz kafa, Allah vermesin bana cehennem gibi geliyor. Ne kadar garip bir dünya. Bu dünyayı bunlar nasıl kurdular? Bu dünyayı niçin kurmak istediler? Böyle sevgisiz, bu kadar kirli, bu kadar kokuşmuş bir dünyaya niye ihtiyaç duydular hayrettir. Şeytanın bir oyunu. Nerede pis şey varsa üstlerine alıyorlar. Mesela bir sohbet dinliyorum nerde iğrenç şey varsa gidip onu anlatıyorlar. Dini konuları tenzih ederim.

Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''24 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Fetih Siyaseti


Özdemir İnce’nin, Hayrettin Karaman Hocamız’ın Açıklamalarını Gündeme Getirmesi Hakkında:

Özdemir İnce, dar düşünen bir insan. Biraz yaşının da etkisiyle, klasik kalmış, yeni gelişmeleri, derin bakışı pek o kadar göremiyor. Eski okudukları, 1930-1940’larda okuduklarıyla kafası bir şekil almış. Bir kere fetih siyaseti Hıristiyanlık'ta var, Musevilik'te de vardır.  Tarihe baktığımızda bunu görürüz. Müslümanlara yaptıklarını görürüz. Özdemir İnce bundan bahsetmemiş. Niye? Çünkü işine gelmez. Niye Hıristiyanların yaptığı fetihlerden, istilalardan, niye Musevilerin yaptığı istilalardan bahsetmiyorsun? Tamam, Müslümanların yaptığı fetihler de var, istilalar da var, doğru. Şimdi bizim ölçümüz Kuran ve sünnet, Peygamber Efendimiz (sav)’in sünneti. Kuran’da ve sünnette biz herhangi bir baskı, herhangi bir adaletsizlik, demokrat ruha aykırı herhangi bir şey görüyor muyuz? Hayır.

Allah diyor ki; “Dinde zorlama yoktur”. Sen Allah’ın dediğine göre hareket etsene. Resulullah (sav) karınca bile ezmiyor. Eteğine kedi oturuyor, uyuyor hayvan. Eteğini kesiyor aman kedi uyanmasın diye. O kadar şefkatli. Hz. Musa (as) da son derece şefkatlidir, Hz. İsa Mesih (as) de damla kan akıtmamıştır. Kuzu gibidir. Lakabı da zaten kuzudur Hz. İsa Mesih’in. Başka Hıristiyanlar gitmiş, adam doğramış. O Hz. İsa (as)’ı bağlar mı? bağlamaz. O onların densizliği. İslam adına adam zulüm yaptıysa o onun densizliğidir. Kuran’ı, İslam’ı bağlamaz o.



Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''24 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz. 

Kuran Tefsiri


Zuhruf Suresi, 1-10

Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım.

“Ha, Mim.”
“Apaçık Kitab'a andolsun;”
 Nasılmış Kuran? Apaçıkmış. Adam diyor ki; “Yetmiş yıl geçse biz Kuran’ı anlayamayız". Allah söylüyor işte“apaçık Kitaba andolsun.” Sana mı, Allah’a mı inanacağız biz? Allah apaçık diyor işte. “Yok, apaçık değildir” diyor. “Yetmiş yıl geçse biz anlayamayız” diyor. Allah da Kuran’da “müşrikler anlayamazlar” diyor. “Onların kulaklarına, gözlerine perde çekilmiş, anlayamazlar” diyor. Ne demek istiyorsun sen? Müşrik olduğunu söylüyorsun, “Allah gözüme perde çekti, ben yedi yüz yıl da geçse anlayamam” diyorsun. Müslümanlar için ne diyor Allah;“apaçık Kitab’a andolsun.”

“Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.” O zaman aklı kullanma denen bir olay var. Nasıl kullanacağız aklımızı? Ortadan da kullansan yeter zannediliyor, değil. Aklın en derinlerinden, en kenarlarından, en uç noktalarından, her yerinden olaya bakılması gerekiyor her olaya, Allah’ın yarattığı her şeye. Aklı kullanma diye bir şey vardır bir kere, bu çok büyük bir olaydır.

“Belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur'an kıldık.”
Derin düşünmeyi söylüyor, Allah. Çok derin düşünme, ince ince, detay detay.

“Şüphesiz,”niye şüphesiz diyor Allah? Kalplere ferahlık olsun diye. Çünkü insanın başında bela nedir? Şüphe. Sevdiğinden şüphe eder, kendinden şüphe eder. Allah esirgesin, şundan şüphe eder, bundan şüphe eder. Şüpheden dolayı mutsuz oluyor insanlar. Allah ne diyor? Kalbimize önce bir telkin veriyor:

“Şüphesiz o, Bizim Katımız'da olan Ana kitaptadır;”  Kaderdedir zaten diyor, Allah. Kaderde,  adam çünkü unutuyor, diyor ki; “Muhammed (sav) yazdı” diyor Haşa. Allah diyor ki;  “zaten Ana kitapta var, kaderde var” diyor. Peygamber (sav) nasıl yazsın onu kendinden? “Kaderde var” diyor Allah, ana kitapta. Adam düşünüyor, o zaman anlıyor ki kader içinde zaten Kuran daha kainat kurulmadan yaratılmış, var. O zaman “Hz. Muhammed (sav) yazdı” diyemiyor. Allah yazdırıyor ona.

“Çok yücedir, hüküm ve hikmet doludur.”
Hüküm, Allah’ın hükmü. Peki hikmeti nasıl anlayacaksın? Akılla anlayacaksın. Akıl yoksa hikmeti anlayamıyor. Hikmet olmayınca, küt oluyor. Hikmet çok önemli. Tabii ben bunu Müslüman’ım deyip de hikmete önem vermeyenler için diyorum. Yoksa anlamıyorsa, Allah kapattıysa aklını o ayrı bir şeye girer.

“Siz ölçüyü taşıran bir kavimsiniz diye, şimdi o zikri (öğüt ve hatırlatma dolu Kur'an'ı) sizden (uzaklaştırıp) bir yana mı bırakalım?” diyor, Cenab-ı Allah.
“Kuransız mı yaşamak istiyorsunuz? Kuran’dan uzak mı yaşamak istiyorsunuz? Kuran’ın hakimiyetini, Kuran’ın güzelliğini, Kuran’ın ahlak sistemini istemiyor musunuz?” diyor Allah.

 “Oysa Biz, öncekiler içinde nice peygamber(ler) gönderdik.”
Çok fazla Peygamberler gönderdik diyor Cenab-ı Allah.

“Onlara bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onunla alay ederlerdi.”
Açın interneti alay alay alay alay. Hep alay ediyorlar birbirleriyle. Yüzde seksen-doksan alay üstüne kurulu. Youtube’da var, tartışma sitelerine girin, hep alay. Düz konuşma çok nadirdir. İnsanların fıtratında var. Peygamber (sav) de geldiğinde hemen alay, İsa Mesih (as) geliyor hemen alay. “Senin kavmin keyifle Hz. İsa Mesih (as)’dan bahsedince kahkahalarla gülüyorlar” diyor Cenab-ı Allah. Aptallıklarına gülmüyorlar da Hz. İsa (as)’a, onun vasfına gülüyorlar haşa.

 “Biz de, kuvvet bakımından onlardan daha üstün olan (toplum)ları yıkıma uğrattık.”
Allah da “belalarını verdim” diyor. O zaman da ciyak ciyak bağırıyorlar Allah belalarını verince de. Ondan sonra da “imana geldik” diyorlar.

 “Öncekilerin örneği geçti” diyor AllahDaha önceki örnekler de malum biliniyor diyor Allah.
“Andolsun,” Cenab-ı Allah yemin ediyor.  “Onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız: "Onları üstün ve güçlü (Aziz) olan, bilen (Allah) yarattı" diyecekler.

“Allah’a inanıyoruz” diyorlar. Münafık sistemi Allah vurguluyor.
“Ki O, yeri sizin için bir beşik kıldı” Mehdi (as) kıldı diyor Allah.“Ve doğru yolu bulursunuz diye onda size (birtakım) yollar var etti.” 2022 ebcedi.





Bu yazı, Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'de ''24 Ağustos 2011'' tarihindeki sohbet programından alınmış bir bölümdür. Sohbetin tamamını http://www.a9.com.tr  adresinden seyredebilirsiniz.